Kısa Dalga - İzmir'de sokakta yürürken elektrik akıma kapılan İnanç Öktemay (44) ve Özge Ceren Deniz'in (23) ölümüne ilişkin davanın ikinci duruşmanın 2'nci oturumunda savcı, olay yerinde keşif yapılması ve yeni bilirkişi raporu talebinde bulundu. Duruşmada dinlenen tanıklar, sorunun uzun zamandır devam ettiğini belirtip, Özge Ceren Deniz'in mazgala basması sonucu hayatını kaybettiğini dile getirdi.
İzmir'de 12 Temmuz saat 18.00 sıralarında başlayan sağanakta, Bayraklı'da metrekareye 39,7 kilogram yağış düştü. Yağış nedeniyle kent merkezi Bayraklı ve Konak ilçelerinde bazı cadde ile sokaklar suyla dolarken, araç sürücüleri ve yayalar zor anlar yaşadı. Sağanaktan korunmak için kaçmaya çalışan İzmir Demokrasi Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi Özge Ceren Deniz suyla dolan yolda elektrik akımına kapıldı. Onu kurtarmak isteyen ikinci el eşya satışı işiyle uğraşan İnanç Öktemay da akıma kapılıp, bir anda yere yığıldı. Deniz ve Öktemay, kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi. İnanç Öktemay İzmir'de, Özge Ceren Deniz Osmaniye'de toprağa verildi.
14 kişi tutuklandı
Soruşturma kapsamında ilk olarak gözaltına alınan 30 kişiden 14'ü tutuklandı. Hakkında gözaltı kararı verilen 2 şüpheliden birinin kanser tedavisi gördüğü, 1 şüphelinin de yurt dışında olduğu belirtildi. Tutuklanan şüphelilerden Zekeriya T. daha sonra adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Soruşturmada 11 kişi hakkında daha gözaltı kararı verildi. Savcılık talimatı ile 26 Temmuz'da Adana Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı eski İZSU Genel Müdürü Ali Hıdır Köseoğlu, İZSU Genel Müdür Gürkan Erdoğan, İZSU Genel Müdür Yardımcısı Serdar Sadi, Gediz Elektrik'ten Dağıtım Genel Müdürü Uğur Yüksel, Metropol Bölge Müdürü Ali Arcan, Sistem İşletme ve Bakım Müdürü Ekrem Yıldırım, Operasyon Direktörü Sefa Pişkinleblebici, Planlama ve Teknoloji Direktörü Necati Ergin, Yapım İşleri Saha Sorumlusu Mürsel Arıcı, Yapım İşleri Sorumlusu Uzman Alper Doğan ve Gediz Elektrik personeli Halit Özpelit, gözaltına alındı. 11 şüphelinin tamamı, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Zincirleme kusur
DHA'nın aktardığına göre, olayla ilgili 5 kişilik bilirkişi heyetinin tuttuğu raporda, olayın gerçekleşmesinde Deniz ve Öktemay'ın herhangi bir kişisel kusuru olmadığı belirlendi. Raporda olayın öngörülebilir ve önlenebilir olduğu, kaçınılmazlık unsurunun bulunmadığı değerlendirildi. Buna göre, olayın gerçekleşmesinde, öngörülemeyecek ve önlenemeyecek olan herhangi bir olağanüstü doğa olayının bulunmadığı kanaatine varıldı. Olaya birtakım ihmaller ve teknik kusurlar silsilesi ile Deniz ve Öktemay dışında gelişen zincirleme kusur unsurlarının sebep olduğu tespit edildi. Bilirkişi raporunda, söz konusu olayın gerçekleştiği yerde iki kurumun da koruyucu ve önleyici tedbirler almadığı belirlendi.
Cezalar yarı oranda artırıldı
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı, olaya ilişkin soruşturmasını tamamladı. İddianamede İZSU Genel Müdürü Gürkan Erdoğan, İZSU Genel Müdür Yardımcısı Serdar Sadi, Adana Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı eski İZSU Genel Müdürü Ali Hıdır Köseoğlu, Gediz Elektrik Genel Müdürü Uğur Yüksel, Gediz Elektrik Dağıtım A.Ş. Metropol Bölge Müdürü Ali Arcan, Gediz Elektrik Dağıtım Sistem İşletme ve Bakım Müdürü Ekrem Yıldırım ve Yapım İşleri Sorumlusu Uzmanı Alper Doğan'ın da aralarında bulunduğu 13'ü tutuklu, 42 kişi hakkında 'Taksirle öldürme' suçundan 15 yıla kadar hapis cezası istendi. Suçun bilinçli taksir nedeniyle işlenmesi nedeniyle TCK'nın 22/3'ün maddesi gereğince sanıklara verilecek cezanın yarı oranında artırılarak 22,5'ar yıla çıkarılması talep edildi.
'İddiaları kabul etmiyorum'
İzmir 10'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nde sanıklar yargılanmaya başlandı. Davanın dün görülen 2'nci duruşmasına, bugünkü 2'nci oturumla devam edildi. Konak'ta çalışma yapmadıklarını söyleyen taşeron firma yetkilisi Halit Özpelit, Demircan A.Ş. ile sözleşmeyi sözlü olarak sonlandırdıklarını söyledi. Özpelit, "Yaptığım sözleşmeyi sonradan hatırladım. Kısa süreli bir çalışmamız odu. Sonra sözleşmenin iptal olduğunu düşünerek geçen celsede 'Sözleşmem yok' dedim. Olay yerinde çalışmadım. Konak'ta başka yerde, Güzelyalı ve Karabağlar'da çalıştık. Demircan A.Ş., alt taşeron olarak bizle başka yerler için anlaştı. Sonradan para konusunda anlaşmazlık yaşayınca sözleşmeyi sonlandırdık. Demircanlar'ın cevabı, doğrudur. Ahmet Çelik'in beyanından bellidir. Onların işlerini bu dönemde takip eden Ahmet Çelik'tir. Aleyhimdeki iddiaları kabul etmiyorum" diye konuştu. Ardından dinlenen İnanç Öktemay'ın yeğeni Berfin Öktemay, "Amcam beni çocuğu olarak görüyordu. Şikayetçiyim" dedi.
'Hayvanların oradan kaçtığını gördüm'
Sonrasında dinlenen tanık Fatih Ufak, "Olay yerinde esnafım. Olay günü başka yerdeydim. Sorun vardı, bildirmiştik. Defalarca Gediz Elektrik'e ihbarda bulunmuştuk" dedi. Özge Ceren Deniz'in ailesinin avukatı, tanığa sorunun olay yerinde 5-6 yıldır sürdüğü yönünde polise verdiği ifadeyi sordu. Tanık Ufak, "Ocak ayında yoğun duman çıkınca Gediz Elektrik'i aradım. Geldiler, sorunu çözdüler. Isınma mazgaldan önce de oluyordu. Ama yoğun duman mazgaldan sonra yaşandı. Duman çıkınca insanların başına bir şey gelmesin diye yetkililere ihbarda bulundum. Hayvanlar, oradan geçerken irkilerek kaçıyordu. Ancak ölen hayvan görmedim. Hayvanların oradan kaçtığını görüp, merak ederek dokundum ve ısındığını fark ettim" diye konuştu.
'Mazgaldan sonra duman da çıkmaya başladı'
Bir diğer tanık Kamil Alan ise "Olay günü Özge Ceren Deniz'i bağırırken gördüm. Yardıma giden İnanç Öktemay'ın da yere düştüğünü gördük. Sonrasında vatandaşları uzak tuttuk. Ocak ayında dumanların yükseldiğini gördük, şikayet ettik. Yıllardır, asfaltta kaynama olduğunu biliyorduk. Mazgaldan sonra duman da çıkmaya başladı" dedi. Alan, mazgaldan sonra bölgedeki sorununu çözülüp çözülmediği yönündeki soruya, "Değişen bir şey olmadı. Su taşması olunca belediye aranıyor. Elektrik sorununda yine ilgili kurum aranıyor. Olay günü oradan çok sayıda insan geçti. Sanırım bir noktada sorun vardı. Çünkü İnanç Öktemay önden gidiyordu ve bir şey olmamıştı. Orası insanların yoğun geçtiği bir güzergahtı" cevabını verdi.
'186'yı aradım ama gelen olmadı'
Dinlenen tanık Murat Sarıçiçek de "Olay yerine yakın çalışıyorum. Mazgal yapıldıktan sonra da sorunlar sürdü. 186'yı aradım ama gelen olmadı" dedi. Avukatın 186 ihbar kaydının 2023 yılı olduğunu sorması üzerine Sarıçiçek, "5 yaşında bir oğlum var, yakınlardaki parka giderken o bölgede düşüp, irkildi. Esnaf arkadaşlarıma da elektrik şirketi yetkililerine de orada bir sorun olduğunu sözel olarak aktardım, uyardım" diye konuştu. Murat Sarıçiçek, mağdur avukatı Ayşe Sarıçiçek'in mazgal yapıldıktan sonra da aynı sorunların devam edip etmediği yönündeki sorusuna, "Birkaç defa uyardık, gelip yaptılar. Mazgallar yapıldıktan sonra da sorunlar sürdü" yanıtını verdi. Başka bir avukatın, "Olay yerinde açık kablo gördünüz mü?" sorusunu da yanıtlayan Sarıçiçek, "Görmedim, bilmiyorum" dedi.
'Kalp masajı yaptık ama dönmedi'
Dinlenen bir diğer tanık Nurullah Özel, "O gün sokakta sesler duydum. Gittiğimde Ersin ağabey vardı. 'Yaklaşma' dedi. Elektrik akımı vardı. Evime gidip çizmemi aldım. Döndüğümde Özge Hanım'da yaşam belirtisi yoktu. Gidip, bahçe hortumumu aldım. Döndüğümde iki kişi vardı. Sudan çıkardık. İnanç Bey'de yaşam belirtisi vardı. Özge Hanım'a kalp masajı yaptık ama dönmedi. O bölgeden daha önce de duman çıkıyordu" diye konuştu. Sanık avukatlardan biri ocak ayında bölgede yapıldığı belirtilen asfalt çalışmaları sonrası sorunların devam edip, etmediğini sordu. Özel, bilgisi olmadığını dile getirip, nisan, mayıs ve mart ayı civarında o bölgeden duman çıktığını gördüğünü söyledi. Tanık Nihat Yıldırım ise "Alsancak'ta esnafım. O gün oradaydım. Ölen arkadaşları Nurullah ile birlikte çıkardık" dedi. Sanık avukatlarından birinin, "Çalışma yapanların kıyafetlerinde, sırtında hangi kuruma ait olduğu yazıyor muydu?" sorusuna yanıt veren Yıldırım, "Çaprazdayız. Çalışmaları aynadan bakarak görüyorduk ama sırtlarında bir şey yazmıyordu" dedi.
Maktullerin ne kadar suda kalındığı soruldu
Tanıklar dinlendikten sonra Öktamay'ın aile avukat Cenk Düzgüner, maktullerin suyun içerisinde ne kadar kaldığını ve elektriğin ne zaman kesildiği sordu. Mahkeme başkanı, tanıklara tek tek sorulmasını istedi. Bazı tanıklar iki kişinin suda ne kadar süre kaldığını hatırlamadığını söylerken, bazı tanıklar olaydan 15-20 dakika sonra elektrik personelinin kontrol kalemiyle suyu kontrol ettiğini ve suda elektriğin bulunduğunu söyledi.
Maktullerin tam olarak nereye bastığı soruldu
Mahkeme başkanı daha sonra, tanıklara cep telefonuyla olay gününün görüntüsünü izletti. İnanç Öktemay ve Özge Ceren Deniz'in tam olarak nereye bastıklarını sordu. Tanıklardan Kamil Alan, "Büyük ihtimalle mazgalın köşesine basıyor. Daha önce sudan geçen çok kişi var. Mazgaldan kaynaklı. Kız, mazgala bastığı anda düşüyor. Kablo mazgalın altında, köşede" derken; diğer tanık Abdullah Demirkaya "Defalarca geçtim, olay yerinde baktım. Özge Hanım iki mazgalın arasına basmıştı" dedi.
Tanık Nurullah Özel ise "Mazgallardan birinde sürekli bir hareket, boşluk vardı. Altındaki kabloyu Gediz Elektrik müdahale edince gördüm. Özge Hanım'ın direkt mazgalın üzerine bastığını düşünüyoruz. İnanç Bey'i ilk önce elektrik çarpmaması da mazgala temas etmemesindendi" diye konuştu.
Tanık Nihat Yıldırım da şunları söyledi:
"İnanç Bey'in geriye gelip, elini uzatıp yere düştüğünü gördüm. Araba geçerken İnanç Bey'e çarptığını sandım. Hemen yardıma koştum. Ama o Özge Ceren Hanım'a yardım ediyordu. İkisine de yardım etmek isterken 'Geri çekil, elektrik var' diye bağırdılar. Özge Hanım'ın bastığı yerde demir mazgal vardı. Daha sonra kazdıklarında da altındaki kablonun lastik yüzeyinin sıyrılmış olduğunu gördük."
'Kızım doktor olacaktı'
Özge Ceren Deniz'in babası Mustafa Abi, "Kızım doktor olacaktı. Mezun olsaydı binlerce insanın hayatını kurtaracaktı. Burada herkes 'Görmedim, bilmiyorum' diyor. Kimsede suç yok. Sizleri vicdana davet ediyorum" dedi.
İnanç Öktemay'ın ağabeyi Gökhan Öktemay ise "Kardeşim topluma faydalı insandı. İnanç'ın ölümü sonrası, zaten rahatsız olan babam daha da kötüledi. Evliyim. İnanç, bekardı. Annemle babamla ilgilenirdi. Gözlerinin yaşı dinmedi. İhmali olanlardan şikayetçiyim. Kalp hastasıyım. Bana da bir şey olsa anne ve babama ne olacak? Babamın Alzheimer'ı ileri seviyede. İhmali olanlardan şikayetçiyim" dedi.
Savcı, tutuklulukların devamını istedi
Duruşma savcısı, mahkemeye mütalaasını sundu. Tutuklu sanıkların tutukluluğunun devamını, adli kontrol şartının sürmesini ve olay yerinde keşif yapılıp, yeni bilirkişi incelemesi yapılmasını istedi. Cumhuriyet savcısı dinlenmeyen bir tanığın kaldığını ifade ederek taşeron firma Demircan A.Ş. ile sanık Halit Özpelit arasındaki sözleşmede, Cenan Demircan'ın imzasının bulunduğunu, bu kişi hakkında dava açılıp yargılamaya dahil edilmesini istedi. Ardından tutuklu sanıklar, mütalaa karşısında avukatları ile savunma yapmaya başladı. Mahkeme başkanı, duruşmaya ara verdi. (Haber Merkezi)