Uçum: Kimse terörle elde edilemeyene hukukla erişme vehmine kapılmasın

Cumhurbaşkanı Başdanışmanlarından Mehmet Uçum, "Hiç kimse terör yoluyla ulaşamadığı ve asla ulaşamayacağı imkansız hedeflere hukuk ve demokrasi yoluyla erişeceği vehmine kapılmasın" dedi.

Kısa Dalga - Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın danışmanlarından Mehmet Uçum, her pazar günü sosyal medya hesabından paylaştığı yazılarının bu haftaki bölümünde, sürecin son düzlükte olduğunu ve bu kez başarmanın eşiğinde olunduğunu yazdı.

Uçum, bu nedenle "sistematik fikri ve fiili sabotajların ortaya çıktığını, sabotajcıların teşhir edilip etkisizleştirilmesinin öncelikli konulardan biri haline geldiğini" savundu. Uçum'un yazısı şöyle:

"TERÖRSÜZ TÜRKİYE YOLUNDA SABOTAJ SİYASETİNE GEÇİT YOK!

Hiç kimse terör yoluyla ulaşamadığı ve asla ulaşamayacağı imkansız hedeflere hukuk ve demokrasi yoluyla erişeceği vehmine kapılmasın.

Devletle ve toplumla bütünleşmenin çerçevesi bellidir, içeriği nettir. Milli birikimin ve milli devletin hiçbir esası tartışma konusu değildir.

Geçiş süreci hukukuna ve demokrasinin geliştirilip güçlendirilmesi perspektifine, Öcalan’ın 27 Şubat açıklamasına kökten aykırı anlamlar yükleyip hukuk ve demokrasi yoluyla Türkiye’yi bölme planları için zemin oluşturacaklarını zannedenler bunun altında kalırlar.

Elbette hep vurgulandığı gibi hem geçiş sürecinde atılacak adımlarla hem de bütünleşme sürecindeki reformcu yaklaşımlarla demokratik siyaset alanı genişler, demokrasimiz ilerletilip güçlendirililir. Çünkü silahlar tamamen bırakıldıktan ve sistematik terör yok edildikten sonra birlik ve bütünleşmeyle bağdaşacak her tür konu demokratik bir zeminde ele alınabilir. Kimse bu imkanı başka niyetlerle kullanmaya kalkmasın, bu tarihi fırsata zarar vermesin, aksi halde kaybedenler bunu yapmaya yeltenenler olur.

Silahların gölgesinde demokratik talep olmaz. Milli birliği zedeleyen bir dille toplumsal entegrasyon sağlanamaz.

Geçiş sürecinde silah bırakma ve fesih sürecini tamamlamakla yükümlü kişilerin, kendi içlerinden çıkan veya dışarıdan olan sabotajcılara, imkansız taleplerle, tahrik edici ve yıkıcı dillerle Terörsüz Türkiye sürecini bozmaya çalışanlara asla prim vermemesi gerekir. Ayrıca bölgeye kan ve gözyaşından başka bir şey getirmemiş emperyalist odakların ve istismarcı devletlerin güdümünde olanlara karşı da net tavır almak şarttır.

Son düzlükte çok yönlü bir şekilde ortaya çıkan sistematik fikri ve fiili sabotajların ve tüm sabotajcıların teşhir edilip etkisizleştirilmesi öncelikli konulardan birine dönüştü. Sabotajları önlemek, yapanları tasfiye etmek ve yapılacakları engellemek için yoğun bir gayret gösterilmesi gerektiği aşikardır.

Cumhurbaşkanı Erdoğan son grup konuşmasında şunları söylemişti: 'İyimser konuşurken 23 yıllık tecrübelerimizin ışığında elbette şu riskleri de göz ardı etmiyoruz, hedefe yaklaştıkça istismar mekanizmaları daha fazla devreye girecek. Terör bitince işsiz kalacak olanlar, bunu engellemek için daha fazla mesai yapacak. Türkiye’nin bu paslı prangadan kurtulmasını istemeyenler son ana kadar vazgeçmeyecek. Bunların tamamının farkındayız ve hepsine de hazırlıklıyız.' Cumhurbaşkanımızın bu ikazı son derece önemlidir, herkesin dikkate alması gerekir. Belli ki Devlet her türlü ihtimale hazırdır.

Son duruma baktığımızda İmralı ziyaretiyle Komisyon dinleme çalışmalarını tamamladı. Artık kapsamlı bir raporla hukuki-siyasi bir perspektif ortaya konması ve geçiş sürecinin hukuki düzenlemeleri açısından koşulların oluşması bekleniyor. Geçiş sürecinin en önemli aşamasındayız. Şimdi odaklanılması gereken yer burasıdır.

Siyasi partilerin meselenin önemini güçlü bir şekilde öne çıkararak yeniden bir büyük uzlaşı ve olgunluk tavrı içinde hareket etmesi bekleniyor. Önce Komisyon sonra bir bütün olarak TBMM bunu yapacak kudrettedir.

Türkiye’nin yakaladığı bu tarihsel fırsatı gerçeğe dönüştürmek için herkesin azami itina gösterme yükümlülüğü vardır. Bu büyük imkanı kişisel, grup eksenli, aktüel siyasi ajandalar ve dar parti siyasetleri için istismar edenler veya sorumluluk almaktan kaçınanlar tarih ve toplumsal vicdan önünde hesap verirler, kurumsal ve toplumsal hafızaya kara leke olarak geçerler.

Çok net görülüyor ki bu kez başarmanın eşiğindeyiz. Eksik yapmayarak, hatalardan uzak durarak ve doğru adımları atarak hem ülkemizde hem bölgemizde terörsüz bir hayata geçişi hep birlikte başaracağız."

Gündem Haberleri