Fosil yakıtlar sonun başlangıcı: Türkiye bu dönüşümü yakalamalı

Fosil yakıtlar sonun başlangıcı: Türkiye bu dönüşümü yakalamalı
Türkiye'nin BM İklim Konferansı'ndaki tutumu çevre örgütleri tarafından eleştirildi. Çevre örgütleri ülkelere zayıf bir ifadeyle de olsa enerji sistemlerinde fosil yakıtların kullanımından uzaklaşmaları çağrısında bulundu.

Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) ev sahipliğinde Dubai'de düzenlenen 28'inci Birleşmiş Milletler İklim Konferası (COP28), BM ülkelerinin fosil yakıtlarının kullanımından uzaklıkların kullanılmasıyla dün sona erdi.

Konferansın sona ermesinin ardından İklim değişikliği alanında çalışan WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı), Greenpeace Akdeniz, İstanbul Politikalar Merkezi, Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği (SEFiA), Yeşil Düşünce Derneği, İklim Öncüleri, Fosil Yakıtların Ötesi, Avrupa İklim Eylem Ağı ortak bir basın açıklaması yayınladı.

Açıklamada, Türkiye'nin konferansta bölünmesi enerji ve enerji verimliliği taahhüdü dahil birçok deklarasyona imza atıldığına dikkat çekildi.

Türkiye'nin dünyada en çok sera gaz salanı 15'inci ülke olarak dikkat edildi, Türkiye'nin ulusal sera emisyon emisyonlarını 2030'a kadar yüzde 30'dan fazla artırmayı öngören iklim hedefini henüz güncellemediği belirtildi. Açıklamada, "2053 yılında net sıfır emisyonlu ülke olma vizyonu bulunan Türkiye sera emisyonlarını bir an önce yenilemeli ve 2030 yılına kadar, 2020 günlük oranı en az yüzde 35 mutlak emisyon azaltma yönetimili" denildi.

'Fosil yakıtların kullanımından uzaklaşılmalı'

Karar metninde fosil yakıtlara açıkça değinen ilk zirve niteliğindeki COP28’de, ülkelere zayıf bir ifadeyle de olsa enerji sistemlerinde fosil yakıtların kullanımından uzaklaşmaları çağrısında bulunuldu.

COP28’de bu yıl hazırlanan ve Türkiye’nin imzaladığı deklarasyonlar ise şöyle:

  • İklim ve Sağlık Bildirisi: 143 ülke, ilk kez iklim değişikliğinin sağlık üzerindeki etkilerini ele alacak sistemler kurmak için söz verdi.
  • Sürdürülebilir Tarım, Dirençli Gıda Sistemleri ve İklim Eylemi Bildirisi: 158 ülke, gıda üretimini ve üreticileri iklim değişikliğinin etkilerine karşı korumaya söz verdi.
  • İklim Eylemi için Yüksek Hedefli Çok Düzeyli Ortaklıklar Koalisyonu (CHAMP): 65 ülke, iklim stratejilerinin planlanması, finansmanı, uygulanması ve izlenmesinde yerel yönetimlerle ve belediyelerle işbirliği yapılmasını amaçlıyor.

'Türkiye'nin İklim hedefi olmalı'

WWF-Türkiye İklim ve Enerji Programı Müdürü Tanyeli Behiç Sabuncu: ‘‘Zirveden çıkan karar metninde bugüne kadar ilk defa sorunun kökenine yani fosil yakıtlardan uzaklaşmaya yönelik bir çağrı yapılmış olması iklim kriziyle mücadele sürecinde bir dönüm noktasına işaret ediyor. Kararda ayrıca, iklim krizi ve doğa koruma arasındaki doğrudan ilişkiye dikkat çekilerek 2030 yılına kadar ormansızlaşmanın önüne geçilmesi gerektiği yanı sıra, diğer karasal ve denizel ekosistemlerin bütünlüğünün korunmasının önemi vurgulanıyor. Bu noktada, Türkiye'nin iklim hedeflerini ve politikasını daha bütüncül bir yaklaşımla gözden geçirip kömürden çıkış önceliğiyle adil enerji dönüşümünü ve korunan alanların artırılmasını iklim hedefinin bir parçası haline getirmesi gerekiyor.’’

Türkiye daha yapıcı bir pozisyon almalıydı

Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği (SEFiA) Direktörü Bengisu Özenç: ‘‘Türkiye’nin özellikle küresel yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği hedeflerine yönelik çekimserliği şaşırtıcı. Bildiğiniz gibi 2022 yılı sonunda açıklanan Ulusal Enerji Planındaki yenilenebilir kapasite hedefleri yalnızca 5 yıl önce açıklanan Milli Enerji ve Maden Politikası hedeflerinin çok üzerinde. Güneş kapasitesinde 3 kat, rüzgar kapasitesinde 1,5 kat daha yüksek kurulum hedefleyen Türkiye COP sürecinde küresel iklim politikalarının ilerlemeci alanlarında daha yapıcı bir pozisyon almalıydı. Bu, ülkemiz adına ne yazık ki kaçırılmış önemli bir fırsat.’’

'Bizi en aza razı ediyorlar

Ümit Şahin, İstanbul Politikalar Merkezi İklim Çalışmaları Koordinatörü: ‘‘Zayıf bir fosil yakıtlardan uzaklaşma ifadesinin karara girmiş olması zafer sayılmaz. Bizi en aza razı ediyorlar. Türkiye'nin ise fosil yakıt üreticisi olmayan, fosil yakıt ithalatı nedeniyle ciddi cari açık veren, ekonomik kayba uğrayan, üstelik yenilenebilir enerji kaynakları bu kadar zengin bir ülke olarak, fosil yakıtlardan kademeli çıkış kararını ilk desteklemesi gereken ülkeydi. Fosil yakıtlara karşı olmak Türkiye'nin mevcut ve tarihsel sorumluluklarına da uygun olurdu. Ama Türkiye maalesef bu konuda çekingen ve olumsuz bir tavır sergiledi. Mevcut yetersiz ulusal katkı beyanına uymuyor diye küresel ve uzun vadeli bir hedefe karşı görüntü vermek doğru bir müzakere anlayışı değil.’’ (Kısa Dalga)

Abone Ol

İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.

Gündem