HDP'li Tuğluk için rapor: 'Sağlık kuruluşunda durumu takip edilmeli'

HDP'li Tuğluk için rapor: 'Sağlık kuruluşunda durumu takip edilmeli'
Türk Tabipleri Birliği'nin (TTB) demans tanısı konulan eski HDP'li vekil Aysel Tuğluk için hazırladığı raporda, siyasetçinin cezaevinde kalmasının hastalığının ilerlemesine neden olacağına işaret edildi.

Tuğluk, 2016 yılından beri Kocaeli'deki Kandıra Cezaevi'nde tutuklu. Sağlık durumundan endişe edilen Tuğluk'un tahliye talepleri reddediliyor.

TTB, Tuğluk'un avukatlarının başvurusu üzerine nöroloji, adli tıp ve psikiyatri uzmanları bulunan bilirkişi heyeti oluşturdu.

Bilirkişi heyeti, çeşitli kurumların Tuğluk hakkındaki raporlarını ve Tuğluk'la aynı koğuşta kalan eski Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak ve avukatların gözlemlerini içeren yazıları inceledi.

'SAĞLIK KURULUŞUNDA TAKİP EDİLMELİ'

Bianet'ten Ruken Tuncel'in haberine göre TTB'nin inceleme sonucu hazırladığı raporunda Tuğluk'un tedavisinin cezaevinde yapılamayacağı, sağlık kuruluşunda takip edilmesi gerektiği ve cezaevinde hayatını yalnız idame ettiremeyeceği kaydedildi.

Raporda, Tuğluk'un sağlık raporları incelendiğinde 'bilişsel ve kognitif yetilerde hızla ilerleyici tarzda bir yıkım' görüldüğü belirtilerek "Kişinin onurunu da zedeleyecek şekilde mevcut klinik tablo ile hapishanede tutulması işkence ve diğer kötü muamele davranışı olarak nitelendirilecektir" ifadesine yer verildi.

'SEYRİ KÖTÜLEŞEBİLİR'

Raporda, şöyle dendi: "Kişide mevcut olan klinik tablonun anne kaybı gibi ağır bir emosyonel stres ile tetiklendiği ve cezaevi gibi moral, sosyal ve uygun tıbbi destekten yoksun ortamların klinik tabloyu daha da kötüleştirdiği, uygun şartlarda ve profesyonel bakım yapılamayan koşullarda hastalığın hızlı seyretmesinin beklenir bir durum olduğu, hapishanede kalıyor olmasının demans sürecini hızlandırıp sağlık durumunun daha da kötüye gitmesine neden olacağı, ayrıca depresif duygudurumun tedavi ve takibinin yapılmamasının seyri daha da kötüleştireceği,

Aysel Tuğluk’ta var olan demans tablosunun nadiren tedavi edilebilir nedenlerinin olduğu, bu tedavi edilebilir nedenlerin ise hızla tanısının konmadığı ve zamanında tedavi edilmemesi durumunda ağır sekelli, geri dönüşsüz veya ölümcül olabildiği, demans tablosunun tedavisinin mümkün olmadığı durumlarda ise kronik bir hastalık olduğu ve hızla ilerleyerek kişinin günlük hayatında daha fazla yakınlarına bağımlı hale gelen bir seyir gösterdiği, bu nedenle cezaevi koşullarında sağlanacak tıbbi destek ve bakımın yeterli olamayacağı, kişinin muhakkak üçüncü basamak bir sağlık kuruluşunda takibinin yapılması gerektiği, ceza infaz kurumu koşullarında hayatını yalnız idame ettiremeyeceği kanaatini bildirir uzman hekim heyetinin bilimsel görüşüdür.”

ATK RAPORUNA ELEŞTİRİ

Raporda, adli tıp kurumu (ATK) dışındaki tüm değerlendirmelerin demans yönünde olduğu belirtilerek ATK'nin raporunda herhangi bir tanı belirtilmediği ifade edildi.

Raporda şu ifadeye yer verildi: "... ATK raporunda diğer hastanelerce düzenlenen raporda yer alan tıbbi değerlendirmeler ve görüşlere dair herhangi bir yorum veya tartışma yer almamış, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi beklenirken raporda herhangi bir tanı belirtilmediği halde; 'tedavisi ve önerilen aralıklarla düzenli poliklinik kontrollerinin sağlanarak cezaevi şartlarında infazına devam edilebileceği' şeklinde bir sonuç cümlesine kes kopyala yöntemiyle yer verilmiştir.

... Gerek psikiyatrik ve gerekse nörolojik değerlendirme paragraflarının başlangıç cümlelerindeki tanımlar ile bitiriş yargıları apaçık çelişkiler taşımaktadır.

'KABUL EDİLEMEZ'

... ATK'nın farklı kurumların hatalı, yanlış tıbbi tanıları nedeniyle kişilerin gereksiz ve yanlış ilaç kullanmasının önüne geçmemesi, hastaları ve meslektaşlarını hatalı tıbbi uygulamalar konusunda uyarmaması ve hatalı tıbbi uygulamalara göz yumması anlamına gelen bu durum ise ayrı bir değerlendirme konusu olabilir.

... Gözlem İhtisas Dairesi tarafından 'hafif bilişsel bozukluk' tanısı koyan ve 'demans' hastalığı olmadığını belirten heyette nöroloji uzmanı yer almamaktadır. Kişinin hastalığıyla ilgili uzmanların yer almadığı ATK raporları, ATK'yla ilgili mevzuat açısından dahi kabul edilemez."

Gündem