İstanbul Barosu Eski Başkanı Turgut Kazan'dan Erdoğan'ın adaylığına yönelik açıklama

İstanbul Barosu Eski Başkanı Turgut Kazan'dan Erdoğan'ın adaylığına yönelik açıklama
Seçimlere Erdoğan’ın 3. kez adaylığı tartışmasıyla giriliyor. AKP cephesinden 'hiçbir engel yok' açıklamaları gelirken, Eski İstanbul Barosu Başkanı Turgut Kazan Anayasa'nın ilgili maddelerinin çok açık ve yoruma kapalı olduğunu belirtti.

AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 3. dönem aday olup olamayacağı yönündeki tartışmalar sürüyor. AKP cephesi kararın "Anayasaya aykırı olmadığını" iddia ediyor.

Erdoğan kendi duyurduğu adaylığıyla ilgili tartışmalara "Türkiye 2018 seçimleri ile yeni yönetim sistemine geçti, yani bu bakımdan, kronometreyi sıfırladı. 2018'de seçilen cumhurbaşkanı, yeni sistemin ilk cumhurbaşkanıdır" diye yanıt vermişti.

Öte yandan Millet İttifakı tarafından geçtiğimiz günlerde yapılan yazılı açıklamada "Erdoğan’ın 14 Mayıs’ta yapılacak olan seçimlerde bir kez daha aday olması mümkün değildir" denilmişti.

Ancak bu açıklamaya rağmen, 6'lı Masa'da yer alan isimlerden biri olan Ahmet Davutoğlu, "Hukuken bu konuda neredeyse ihtilaf yok. Biz bunu da onun için açıklama metnine koyduk. Ama aynı açıklama metnini Sayın Erdoğan, Sayın Bahçeli dikkatli okursa, bir sonraki paragrafta diyoruz ki, 'Hukuken böyle olmakla birlikte biz sizi seçim meydanında göndereceğiz.' Kimseden çekindiğimiz yok, bunu hukuki bir tartışma konusu yapmayacağız" ifadesini kullanmıştı.

Davutoğlu'nun bu sözleri, Millet İttifakı'nın Erdoğan'ın hukuksuz adaylığını sineye çekeceği şeklinde yorumlanmıştı.

'Bu konu yoruma kapalı'

İstanbul Barosu'nun eski Başkanı da olan hukukçu Turgut Kazan konuyla ilgili soL'dan Aslı İnanmışık'a yaptığı açıklamada Anayasa'nın ilgili maddesinin çok net olduğunu, konunun tartışmaya kapalı olduğunu hatırlattı. Kazan, "Anayasa'nın 101. maddesinin 2. fıkrasını yorumlamak söz konusu olamaz" diye konuştu.

Turgut Kazan şunları söyledi:

"Anayasa'nın 101. maddesinin 2. fıkrası çok açık bir biçimde 'Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir' diyor. Bu daha önce kabul edilmiş bir fıkra. 'Sistem değişikliği' dedikleri şey her ne demekse o bir Anayasa değişikliğidir. Yeni bir Anayasa yapılmamıştır. Bu Anayasa yerine yeni bir Anayasa yapılsa o zaman bu görüş öne sürülebilir. Veya bu Anayasa değişikliği sırasında 'Daha önce Cumhurbaşkanlığı yapmış olanlar için 2. fıkra uygulanmaz' gibi bir madde koyarsanız yine olabilir. Ama Cumhurbaşkanı'nın yetkileri genişletilmiştir. 'Başkanlık sistemi' diye bir şey Anayasa'da yok ki!

'Başkan diye bir kavram yok Anayasa'da'

Sayın Erdoğan'ın baş hukuk danışmanı 'Bu Başkanlık sistemidir, başkan seçilmiştir' diyor. Başkan diye bir kavram yok Anayasa'da. 'Hükümet sistemi' diye bir şey de yok. Anayasa'nın söylediğine göre Cumhurbaşkanı yürütmenin başıdır.

Bugün Anayasa'ya karşı hile yapılarak seçilen bir üyenin Anayasa Mahkemesi Başkanı olacağı konuşuluyor. Böyle bir ortamda 'Yüksek Seçim Kurulu'ndan ne bekliyorsunuz?' sorusunun yanıtını bir hukukçu olarak gönül rahatlığıyla vermemiz mümkün değil. Anayasa'yı okuduğum zaman bunun yorumu yok, her şey çok açık. Yorumlanamaz. Aksi iddia ediliyorsa bir geçici madde konulacaktı.

Ama bu tabii farklı bir tartışmayı getirir. 116. maddeyi bir tuzak olarak hazırlıyorlardı ve doğru yazamadılar. Zaten doğru yazacak adamları da yoktu. Ayrıca bu tartışma yeni başlamadı, Anayasa değişikliğinden sonra ilk seçim başlamadan önce başlamıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan seçilir de Meclis çoğunluğu muhalif olursa diye Anayasa 116. maddeyle ilgili telaşa kapıldılar. O zaman Cumhurbaşkanı Meclis'i fesheder, Cumhurbaşkanı da yeni bir seçime girer ve biz 7 Haziran gibi bir imkana kavuşuruz, muhalif parlamentoyu bu tuzakla bertaraf etmiş oluruz diye tuzak hazırlamışlardı. Ancak dediğim gibi beceremediler. Cumhurbaşkanının feshini öne çıkardılar. O sırada bu tartışma başladı. Tekrar edeyim söyledikleri gibi Anayasa'nın 101. maddesinin 2. fıkrasını yorumlamak söz konusu olamaz. Mesele o kadar net.

'Süreç başladığında çok sayıda başvuru yapılacak'

Nasıl olsa bu tartışma yapılacak. Örneğin ben bir hukukçu olarak süreç başladığında başvuracağım. Benim gibi de birçok insan başvuracak. YSK onlarla ilgili bir karar verecek. Altılı Masa ya da Millet İttifakı tartışmada bir süre bu tartışmaya katılmıyordu. Bunu eleştirmiyordum. 'Korkuyorlar' derler diye böyle durmaları anlayışla karşılanabilir. Sonra üstlendiler zaten durumu. Politik olarak da göze aldılar artık belli ki. Anlaşılan onlardan da bazı partiler başvuru yolunu seçecek." (Kısa Dalga)

Gündem