Sabiha Gökçen’in dibindeki saatli bombayı Pendik Belediyesi’ne 'borçluyuz'

MEHVEŞ EVİN


İstanbul’u depreme hazırlıklı hale getirmek, güvenlikli ve çevreci binalar inşa etmek üzerine sayısız beyan, açıklama okuyoruz. 17 Ağustos’un yıldönümü nedeniyle başta İstanbul, Marmara bölgesindeki çürük çarık ve kaçak yapı stoğunun yanı sıra, sanayi tesisleri özelinde Bursa’ya dair “tehlike çanları” çalınıyor.

Ama vatandaşın hayatı, siyasi çekişmelerin yanında ne ki?(!)

Anlatacağım olay, İstanbul Pendik’teki Alce Elektrik’e ait kaçak sanayi tesisinin nasıl en temel afet, güvenlik, mimari ilkelerin ihlal edilerek yapıldığını ortaya koyacak.

Evet, yanlış duymadınız!

600 işçinin çalıştığı, 70.000 voltluk enerjiyle reçineli yani çok tehlikeli statüde trafo üretimi yapan, Sabiha Gökçen havalimanı ve THY Technic gibi stratejik tesislerin yanında bulunan tesis, yangın çıkması veya deprem halinde bir bombaya dönüşebilir!

Bu arada Alce Elektrik A.Ş., aynı zamanda arsanın sahibi olan Cem Gayrimenkul A.Ş.. Kendi arsasında nasıl ve neden kiracı olabiliyor, ayrı konu.

Alce kaçak yapısında tehlikeli madde işler ve depolarken mahkeme süreci devam ediyor. Bilirkişi raporlarından tutun Pendik Belediyesi’nin itirazlarına, her türlü belge elimde.

Ekolojik ve afete dayanıklı olacak bir sanayi tesisi projesinin, türlü oyunla nasıl saatli bombaya dönüştürüldüğünü adım adım anlatayım:

Sene 2011…

Pendik’te, İstanbul için ilk yeşil bina statüsünde niteliğindeki bir sanayi tesisi için Cedetaş Mimarlık bir proje hazırladı.

Düşünün bundan 10 yıl önce, enerjisini güneşten alıp suyunu tekrar tekrar kullanacak, yeşil mimariden, afete dayanıklı binalardan söz edilmiyordu bile!

Personelin bir afette nasıl tahliye edileceği dahil her detayı planlanmış, İstanbul'a örnek olabilecek mimari projenin hazırlık süreci 2,5 sene sürdü…

tasarlanan.png
Tasarlanan yapı

Pendik Belediyesi 2013’te projeyi onayladı. Yapı ruhsatı iki yılda çıkartılıp inşaat safhasına geçildi.

Bu noktada projenin sahibi mimar Serkan Cedetaş, inşaatın yapımını üstlenen müteahhidin, mimari projenin tamamen dışında bir uygulama yaptığını fark edince itirazda bulundu:

yapilan.png
Tamamlanan yapı

“Belediye bunun üzerine hatalı uygulamaları düzelttirmek yerine yeni çıkan yönetmelikteki Mimari Estetik Komisyonu kararıyla, mimari tasarımı niteliksiz (depo veya müştemilat gibi) bularak başka bir mimarın, projemi izinsiz olarak kullanmasına olanak sağladı. Ülkemizde telif hakları bu şekilde de ihlal edilmiş oldu!”

Yangın kaçış senaryoları bile çöpe atıldı

Mesele sadece emek hırsızlığının kibarcası olan telif haklarının ihlali değildi!

2017’de, Pendik Belediyesinin verdiği yapı kullanım izni (iskan) ile yapı, hukuksuz biçimde sanayi tesisi olarak faaliyete başladı.

Yapı, tüm yangın kaçış senaryoları ve mühendislik disiplinleri yok sayılarak projesiz inşa edildi!

Çok tehlikeli madde statüsünde üretim yapan, 600 işçinin çalıştığı bu tesiste, deprem ya da yangın halinde çok büyük felaketlerin yaşanacağı aşikâr.

Beş yıldır süren yıpratıcı mahkeme süreçlerinin sonunda, fabrika binasının fiilen projesiz olarak inşa edilip sonradan gayrihukuki ruhsatlandırıldığı ortaya çıktı:

Mimar Serkan Cedetaş, 2018’de hem 1. Fikri ve Sanayi Haklar Mahkemesi’ne hem 12. İdari Mahkemeye başvurdu. (İlk dava, üst mahkemede sürüyor.)

Bu süreçte 12. İdari Mahkemesi, 2019’da Pendik Belediyesinin hukuksuz uygulamasını iptal etti ve karar kesinleşti.

Ancak Belediye, kararı uygulamak yerine 2015 yılına atfen kendilerinde bile olmayan istifaname fotokopisini gerekçe göstererek müelliflik haklarını yine hukuksuz olarak askıya aldı!

2020’de, Pendik Belediyesinin hukuk tanımayan yeni kararının iptali için bu sefer 9. İdare Mahkemesinde dava açıldı.

Mahkeme, bilirkişi heyeti kurdu. Ayrıca TMMOB Mimarlar Odası da hukukçu Can Atalay, akademisyen mimarlardan Prof. Dr. Alper Ünlü ve Doç.Dr. Ratip Kansu’dan oluşan bir heyet kurarak rapor hazırladı.

Bilirkişi heyetlerine göre Cedetaş Mimarlık’ın başvurusu %100 haklıydı.

2023’te, 9. İdare Mahkemesi geçmiş uygulamayı iptal etti.

Kaçak yapıyı derhal mühürleyin

Pendik Belediyesi ne yaptı derseniz? Kararın iptali için üst mahkemeye başvurdu!

Kesinleşen 12. İdare Mahkemesi kararını uygulamak zorunda olan Oysa Belediye, mimari proje ve onun devamı olan statik, elektrik ve yangın projeleri olmadan ve tüm tedbirler yok sayılarak keyfi olarak inşa edilen binanın her türlü çevre güvenliği ve fenni prensipten uzak olduğunu gayet iyi biliyor.

Yetkililere sesleniyoruz:

Alce tesisi, mimarlık, mühendislik ve yangın senaryolarına göre yeniden ele alınmalı ve tadilat projeleri hazırlanarak güvenli ve yasal hale getirilmeli. Bu süreçte kaçak statüsündeki yapının da faaliyet izinlerinin iptal edilmesi ve mühürlenmesi gerekiyor…

Maalesef İstanbul başta, Türkiye’nin her yerinde benzer işler dönüyor. Fakat mimarların, müteahhitlerin “iş kaybetme” kaygısıyla sustuğunu, haklarını aramadığını biliyoruz.

Hakkını aramaya kalkanlar ise yıllarca mahkemelerde süründürülüyor, kaldı ki mahkeme kararları bile uygulanmıyor.

Bu korkunç döngü, toplumsal çöküşün bir parçası:

Hak aranamayan bir ülkede, güvenilir bir şehirde yaşamak, bilimsel, inovatif işlere ve gençlere yer açmak, dolayısıyla gelişmek de mümkün değil!

Önceki ve Sonraki Yazılar
MEHVEŞ EVİN Arşivi