Demirören ailesi, haberi engellemek için muhabiri aradı: Oğlunu kaybeden baba tepki gösterdi, muhabir 'baskıya uğradım' dedi

Demirören ailesi, haberi engellemek için muhabiri aradı: Oğlunu kaybeden baba tepki gösterdi, muhabir 'baskıya uğradım' dedi
Yazar Eylem Tok’un 16 yaşındaki oğlu T.C.'nin, bir kişinin ölümüne 4 kişinin de yaralanmasına neden olduğu kazanın ardından Demirören Ailesi'nin devreye girdiğine yönelik iddialara ilişkin bir ses kaydı yayınlandı. Kayıtta, kendisini Yıldırım Demirören'in eşi Revna Demirören'in şoförü olarak tanıtan İlker isimli kişi, olayı takip eden Demirören Haber Ajansı (DHA) muhabirine kaza haberini girmemesi gerektiğini söylüyor. Açıklama yapan muhabir de baskıya maruz kaldığını söyledi.

İstanbul’un Eyüpsultan ilçesinde 1 Mart'ta yazar Eylem Tok’un 16 yaşındaki oğlu T.C. lüks araçla seyir halindeyken, arıza nedeniyle yol kenarında park halinde bulunan ATV motosiklete çarpmış, kaza sonucu 29 yaşındaki Oğuz Murat Aci hayatını kaybederken, 4 kişi de yaralanmıştı. Eylem Tok, kaza yapan oğlunu alıp önce Mısır'a oradan da ABD'ye kaçmıştı. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Tok ve oğlu için kırmızı bülten çıkarılacağını duyurmuştu.

Kazanın ardından Yıldırım Demirören'in oğlunun da araçta olduğu iddia edilmiş, bu yüzden kazanın Demirören Medya'ya ait gazetelerde yer almadığı ileri sürülmüştü. Demirören ailesi ise kazanın olduğu tarihte çocuklarının yurt dışında olduğu yönünde açıklama yaparak iddiaları yalanlamıştı.

Demirören'in şoförü muhabiri arıyor: ‘Bugün yayınlamayın’

Sosyal medyada anonim bir hesap, kazanın haberini takip eden DHA muhabiri Rojda Altıntaş ile Yıldırım Demirören'in eşi Revna Demirören'in 30 yıllık şoförü olduğunu söyleyen "İlker" isimli kişi arasında geçtiği iddia edilen ses kayıtlarını yayınladı.

Ses kaydında İlker isimli kişi Altıntaş’a, “Ben Demirören'den Revna hanımın şoförü. Bu Timur'un haberi varmış da basacağım demişsiniz. Rojda Hanım onunla ilgili Cemal ile Yıldırım Bey'in küçük oğlu arkadaş, çocukluk arkadaşı, onu bir yayımlamasanız. Ben bir konuşacağım zaten Murat Bey ya da Sinan Beyle bilginiz olsun. Bugün yayınlamayın yarın Revna Hanım ya da Yıldırım bey size döner" diyor.

‘Haberin yayınlanmasına müsaade etseydi, Eylem Tok Mısır'dan ABD'ye kaçabilir miydi?’

Ses kaydını yayınlayan anonim hesapta "Eğer Demirören ailesi 2 Mart tarihinde haberin yayınlanmasına müsaade etseydi, Eylem Tok Mısır'dan ABD'ye kaçabilir miydi? Demirören grubu, sadece oğulları cipte bulunduğu için Eylem Tok'un ABD'ye sessizce gitmesine yol açmıştır. Peki, kazada ölen genç insanın hakkını kim savunacak?" ifadeleri de kullanıldı.

Baba Özer Aci: Davaya müdahale edildiğini söylüyordum

Ses kayıtlarının ortaya çıkmasının ardından Oğuz Murat Acı’nin babası Özer Aci, MedyaRadar’a yaptığı açıklamada “Başından beri bu davaya müdahale edildiğini söylüyordum. Bu bazılarına abartılı gelebilir ama biz görüyorduk” dedi.

Özer Aci, DHA muhabiri ve kameramanının cenazeye geldiğini, kendileriyle röportaj yaptığını ancak bu haberin Demirören Medya'da kullanılmadığını söyledi. Aci “Bütün medya işin üzerine düşünce Demirören Grubu da bu rüzgara kapıldı. Mecburen bu işin üzerine düştüler. CNN Türk’e yayınlara çıktım. Kanal D evimize geldi. Onlara ne söylediysek yayınladılar. Dediğim gibi bu kazayı görmezden gelemediler” ifadesini kullandı.

Özer Aci şunları söyledi:

“Yıldırım Demirören’in oğlunun da arabada olduğu söylendi. Demirören ailesi yalanladı. Çocuklarının yurtdışında olduğunu söyledi. Ancak bu kayıtlardan sonra her şeyin mümkün olabileceğini gördük. Dosyaya bilinçli mi koyulmadı ismi? Aklımıza artık her şey geliyor. Bu davaya başından beri müdahale var. Gizli el veya eller hep bu dosyanın üzerinde tepiniyor. Bir arpa boyu yol alamıyoruz. Daha kimler tarafından ne telefonlar açıldı bilemiyoruz.”

Muhabir Altıntaş: Aileme yönelik endişelerimden dolayı 8 hafta boyunca sustum

Rojda Altıntaş da sosyal medya hesabından bir açıklama yayınladı. Patronu tarafından baskıya uğradığını kabul eden Altıntaş, şunları kaydetti:

“Kamuoyunu yakınen ilgilendiren 'Eylem Tok' olayıyla ilgili yeni bilgilere ulaşmam ve yayınlamam girişimleri kapsamında bağlı bulunduğum yayın kuruluşunun patronajı ve sair çevreler tarafından çeşitli baskılara maruz kaldım.

Bu noktada aileme yönelik endişelerimden dolayı 8 hafta boyunca sustum. Görüntüleri ses kayıtları dün gece bizzat kendim paylaştım. Bu noktadan sonra işsiz kalmayı göze alarak vicdanen rahat olsam da geç kaldığım için özür dilerim.

Genç bir kadın gazeteci olarak korkmadığımı ve gazetecilik faaliyetlerini alternatif yollarla muhakkak devam ettireceğimin altını çiziyorum.

Konuyla ilgili tüm girişimlerin kim veya hangi çevrelerden gelirse gelsin Avukatım Mehmet Zengin tarafından kayıt altına alınarak hukuki takibi yapılacaktır.” (Kısa Dalga)

Gündem