Kısa Dalga - Demokratik kitle örgütleri, "Şefik Esen’in cenazesine yönelik bu korkunç saygısızlığı kınıyoruz. Bu tutumu ölülerin haysiyetini ve anısını ayaklar altına alan bir uygulama olarak niteliyoruz" ifadelerini kullandı.
47 demokratik kitle örgütü, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Hastanesi’nde tedavi görürken hayatını kaybeden tutuklu Şefik Esen’in yaralarının kapatılmadan tabutun altından kanlar akarken ailesine teslim edilmesine ilişkin açıklama yaptı.
Açıklamada, "Uzun yıllardır Türkiye’de mezarlıklara yönelik saldırı ve ihmal, cenazelerin sahipsiz kalması ve cenazelerin kimsesizler mezarlıklarına defnedilmesi veya ailelere kargoyla gönderilmesi ya da kutuda teslim edilmesi ve ölü bedenlerin zaman zaman doğrudan şiddete maruz bırakılması gibi ölümün haysiyeti ile bağdaşmayan tutum ve davranışlar yaşanıyor" denildi.
Ölülere yönelik bu tür pratiklerin yaygın biçimde yaşandığı yerlerden birinin de hapishaneler olduğuna dikkat çekilen açıklamada, şöyle denildi:
"Açlık grevlerinin, ölüm oruçlarının ve ağır hasta mahpusların tahliye edilememesinin sıkça gündem olduğu Türkiye hapishanelerinde hayatını kaybeden çok sayıda mahpusun cenazesinin düşüncelerine, inançlarına ve kültürel özelliklerine uygun usullerde defnedilmesi engelleniyor. Bununla birlikte cenazelere tabut verilmemesi ve cenaze aracının tahsis edilmemesi gibi sıkça karşılaşılan engellemelerle hem ölen kişinin anısına saygısızlık hem de acılı yakınlarına eziyet ediliyor.
Bunun son örneği Afyon Bolvadin T Tipi Kapalı Cezaevi'nden tutulu bulunan mahpus Şefik Esen’in hayatını kaybetmesi sonucu yaşanmıştır. Ağır hasta mahpus Şefik Esen, 40 gündür tedavi görmekte olduğu Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Hastanesi’nde maalesef kurtarılamayarak hayatını kaybetmiştir. Ailesi Esen’in cenazesinin, hastalığı sonucunda bedeninde oluştuğu düşünülen açık yaralara gerekli tıbbi müdahaleler yapılmadan ve cenaze, nakil usullerine uygun tedbirler alınmadan kendilerine teslim edildiğini belirtmiştir. Memleketi Diyarbakır’a götürülmek istenen Esen'in cenazesinin hastanede kefenlenirken kana boyandığı ve babasının tüm ısrarlarına rağmen gerekli tedbirlerin alınmadığı, Ankara Esenboğa Havaalanı’nda uçağa taşınırken tabutunun altından kanların aktığı ve bu nedenle tabutun havaalanı personeli tarafından naylonla sarıldığı bilgileri basına da yansımıştır."
"Görüntüler ölülerin onuruna yönelik bir saldırı"
Bu görüntülerin ölülerin onuruna yönelik bir saldırı olduğu kaydedilen açıklamada, şu ifadeler yer aldı:
"Şefik Esen’in cenazesine yönelik bu korkunç saygısızlığı kınıyoruz. Bu tutumu ölülerin haysiyetini ve anısını ayaklar altına alan bir uygulama olarak niteliyoruz. Bu tür tutum ve uygulamalar işkence ve kötü muamele yasağı, özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı, din ve vicdan özgürlüğü, eşitlik hakkı, ayrımcılık yasağı gibi temel hak ve özgürlüklerin ve etik ilkelerin pervasızca ihlalidir.
Cenazelerin usulüne uygun biçimde defnedilmesi, ölülerin hatırasına saygı gösterilmesi insanlık tarihi kadar eski ve hukukla güvence altına alınan kültürel, dini ve etik değerlerdir. Esen’in cenazesine yönelik bu saygısızlık hem ulusal hukuk hem de uluslararası hukuka aykırıdır. Bu saygısızlığa ve ihlallere yol açan tüm sorumlular hakkında derhal etkin bir şekilde soruşturma başlatılmalı, hakikat açığa çıkarılmalı ve bir daha asla yaşanmaması için sorumlular cezasızlık zırhıyla korunmamalıdır.
Esen’in cenazesine reva görülen bu kabul edilmez saygısızlığa karşı durmak ölülerin haysiyetini korumak, toplum olarak bir arada yaşama iradesine, insan hakları ve demokrasi değerlerine sahip çıkmaktır. Dolayısıyla devlet kurumlarından siyasi partilere, insan hakları örgütlerinden hukuk kurumlarına ve sivil toplum kuruluşlarına kadar vicdan ve sorumluluk sahibi herkesi bu korkunç tutum ve saygısızlık karşısında durmaya, ölümün haysiyetini korumaya davet ediyoruz."
İmzacı kurumlar
Ölüye Saygı ve Adalet İnisiyatifi, İnsan Hakları Derneği (İHD), Anadolu Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (ANYAKAY-DER), Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma Dayanışma Birlik ve Kültür Derneğine (MEBYA-DER), Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Hukuk Dayanışma Dernekleri Federasyonu (MED-TUHAD-FED), Türkiye İnsan Hakları Vakfı (THİV), Demokratik Alevi Dernekleri (DAD), Şeyh Said Eğitim, Kültür ve Dayanışma Derneği , Alevi Bektaşi Federasyonu ve Birleşenleri, Din Alimleri Derneği, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği , Demokratik Alevi Federasyonu, Barış Vakfı, Anka Alevi Kadınlar Birliği, Tevgera Jinên Azad (TJA), Diyarbakır Tabip Odası, Hakkari Barosu, Muş Barosu, Batman Barosu, Van Barosu, Şırnak Barosu, Urfa Barosu, Mardin Barosu, Tunceli Barosu, Siirt Barosu, Kars Barosu, Ağrı Barosu, Bingöl Barosu, Diyarbakır Barosu, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), Toplum ve Hukuk Araştırmaları Vakfı (TOHAV), Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), Adalet İçin Hukukçular, Demokrasi İçin Hukukçular, Özgürlükçü Demokrat Avukatlar, Rosa Kadın Derneği, Kadın Kültür, Sanat ve Edebiyat Derneği , Mezopotamya Dil ve Kültür Araştırmaları, Barış için Kültürel Araştırmalar Derneği, Ankara Gökkuşağı Aileleri Derneği, Kadın Zamanı Derneği, MA Müzik, Keskesor, Ortadoğu Sinema Akademisi Derneği, Mersin Yedi Renk LGBTİ Derneği, Dicle Kültür Sanat Derneği, SES Diyarbakır Şubesi. (Haber Merkezi)