ABD Adalet Bakanlığı savcı yardımcısı Matthew Olsen, Fransız şirketi, kaçırılan Batılıların işkence gördüğü bir dönemde örgütün yaptıklarını görmezden gelmekle suçladı.
Olsen, Suriye'deki IŞİD ve Nusra Cephesi gibi 'terörist örgütlerin' Suriye'de masum sivillere karşı şiddet uyguladığı ve Amerikalılara zarar verdiği bir dönemde şirketin yasaya aykırı olarak ödeme yaptığına dikkat çekti ve "Çok uluslu şirketin terörist örgütlere giden ödemeleri onaylamasının hiç bir gerekçesi yok" dedi.
Lafarge: Derin pişmanlık duyuyoruz
Euronews'in haberine göre, 2015'ten bu yana İsviçreli Holcim grubu yönetimi altında bulunan Lafarge'dan yapılan açıklamada grubun "olayla ilgili yönetim kademesindeki bireylerin iç tüzüğe aykırı şekildeki davranışlarından kaynaklanan sorumluluğu kabul ettiği" ve bundan "derin pişmanlık" duyduğu belirtti.
ABD Adalet Bakanlığı'nın grubun bu tür durumları tespit etmek ve kaçınmak için uygun denetim mekanizmalarını devreye soktuğunu kabul ettiğini hatırlatan şirket bu nedenle bağımsız bir denetçiye gerek bulunmadığında ısrarcı oldu.
Grup ayrıca Fransız yetkililerle de tam işbirliği içinde olduklarını belirtti, ancak haksız gördüğü yasal girişimlere karşı kendini savunacağını ifade etti.
Paris Temyiz Mahkemesi, mayıs ayında Lafarge hakkında şirketin 2014'e kadar Suriye'deki faaliyetlerine ilişkin "insanlığa karşı suçlara iştirak" suçlamasıyla soruşturma açılması talebini onaylamıştı.
Şirketin Suriye'deki taşeronu Lafarge Cement Syria (LCS) aracılığıyla 2013-2014 yıllarında aralarında IŞİD'in de bulunduğu terörist örgütlere ve aracılara Suriye'nin Celebiye kentinde şirkete ait çimento fabrikasında faaliyetleri sürdürebilmesi için milyonlarca Euro ödemekle suçlanıyor.
Lafarge hakkında ayrıca, söz konusu fabrikadan IŞİD'e çimento satmak ve arabuluculara para ödeyerek cihatçı gruplardan hammadde temin etmek suçlamaları da yöneltiliyor.