Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın pazartesi günü yaptığı faiz açıklamasının ardından döviz kurlarındaki artış hız kazanırken, 'dövize el konulması' ihtimali dillendirilmeye başlandı.
Gerçek Gündem'de yer alan habere göre, ABD'li yatırım fonu yöneticisi Will Slaugher, "Erdoğan'ın rezervi bitti ve yakında liranın kontrolünü kaybedecek. Yıl sonuna kadar Türk lirası büyük ihtimalle olağanüstü değer kaybedecek ve Türkiye'nin temerrüde düşmesi de mümkün" ifadelerini kullandı.
Slaughter "Temerrüdü sermaye kontrolü ve vatandaşların dövizlerine el koyarak önlemeleri mümkün. Fakat ne olursa olsun Türkiye makroekonomik olarak son sürat raydan çıkmaya doğru ilerliyor. Erdoğan ve çevresindeki zır cahil dalkavuk zümresi iktidardan düşmediği müddetçe Türkiye için işler iyiye gitmeyecek'' dedi.
PİYASANIN GÖZÜ KKM'DE
Hükümetin, aralık ayındaki kur krizini bir süreliğine de olsa tersine çevirmesini sağlayan KKM sisteminde yaz aylarında belirginleşecek vade sonunda yenilenip yenilenmeyeceği piyasanın ana gündeminde. Ayrıca önümüzdeki kış için yüksek enerji döviz faturasının nasıl ödeneceği de bir diğer endişe kaynağı. Piyasalar bu endişelerin hangi adımlarla aşılmaya çalışacağını takip ediyor.
Bu politikalar TL'de değer kaybı ve büyüyen enflasyon sorunu beraberinde getirirken Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati yıl sonunda enflasyonu yüzde 50 altında öngörüyor. Piyasa beklentisi TÜFE'nin yüzde 90'a yaklaştıktan sonra yılsonunda ancak yüzde 63.5'e gerileyeceği yönünde. Reuters anketlerinde her ay beklentiler daha da yukarı revize ediliyor.
AKTAŞ: O SEVİMSİZ KAVRAM 'KAMBİYO KONTROLÜ'...
Ekonomi yazarı Alaattin Aktaş da 19 Mayıs'ta Dünya'daki yazısında, bundan sonraki ihtimalleri ele alırken, dövize el konulması seçeneğinden bahsetmişti. Aktaş şunları yazmıştı:
Kur korumalı mevduat barutu bittiğine, yeniden 18’lere ya da daha yukarı çıkacak doları geriletmek için yapılacak pek bir şey kalmadığına, bu düzeydeki kur da özellikle enflasyon yönüyle durumun daha da kötüleşmesine yol açacağına göre, ya yeni bir icat çıkarılır ya da o sevimsiz kavram, yani sınırlı da olsa bir “kambiyo kontrolü” gündeme gelir, böylece özellikle bankada döviz hesabı olanların yüreklerinin pır pır atmasına yol açan o yola başvurulmuş olur.
Yani tasarruf sahibine “Paranın tümünü çekemezsin, şu kadar çekebilirsin” ya da son çare olarak da “Dövizini TL’ye çevirdim” denilir.
FİNANSAL İNTİHAR!
Ancak bu Türkiye’nin finansal anlamda intiharı olur ve bize göre böyle bir yanlışa düşülmez. Düşülmemelidir de!
Bugün tutar “Bankadaki döviz hesabına kısıtlama koydum” derseniz, vatandaşa örtülü biçimde “Ben dövizle mücadelede yenildim” demiş olursunuz ve herkes döviz almaya koşar. O zaman da kambiyo kontrolünü sınırlıdan öteye taşımak gerekir ki böyle bir adım Türkiye’yi dünyadan koparır.
Ayrıca, vatandaşta “Bugün dövize el koyan yarın bankadaki TL tasarrufuma da el koyar” düşüncesi oluşur, bu sefer bankalar TL mevduat çekilişiyle baş edemez olur.