Kahramanmaraş'ta 6 Şubat'ta meydana gelen depremlerde 45 binden fazla insan hayatını kaybetti. Depremden sonra bazı kişiler, yakınlarından halen haber alamadı. Deprem bölgesinde kazılan mezarlıklardan bazılarına yalnızca numaralandırma yapılarak defin yapıldı.
BirGün'den Semra Kardeşoğlu'na konuşan Adli Tıp Hekimleri Derneği başkanı ve Çukurova Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ahmet Hilal, toprağa verilen 5 bine yakın kişinin kimliğinin meçhul olduğunu söyledi.
Hilal, iktidarın bu konuda şeffaf davranması ve kayıp olarak arananların sayısını açıklaması gerektiğini belirterek şunları söyledi: "Antakya’da kimliği belirsiz gömülenlerin oranı yüzde 10, İskenderun, Maraş, Adana ve Osmaniye’de yüzde 5. Bu bizim gördüğümüz kentler. Yakınlarına ölü ya da diri ulaşamamak çok ağır. Depremin hemen sonrasında savcılıklar beyana göre cenazeleri teslim etmiş. Normalde yakını olsa da DNA örneği alınmalıydı. Hatay ve Adana’da iki aile yanlış cenazeleri teslim almış. O iki kişi sonra hastanede çıkınca durum aydınlandı. Polis ve jandarma ölenlerden parmak izi aldı. Bu izlerle yeni tip kimlik kartı ya da pasaportu olanların kimlikleri karşılaştırıldı. En çok kimlik tespiti bu yolla yapıldı. Ama bu tür kimliği olmayan ya da enkazdan geç çıkarılıp parmak izi alınamayan kişiler de çok."
Yetkililere rapor sunacak
Profesör, bölgedeki izlenimlerini rapor haline getirerek yetkili birimlere sunacağını aktararak raporda öncelikle kitlesel olaylarda çalışacak özel ekipler kurulması ve çalıştay yapılmasını önereceklerini ifade etti.
Hillal, Adli Tıp Kurumu’nun üniversitelerle işbirliğine girmesini isteyeceklerini belirterek "Bir de bu tür durumlarda adli tıp uzmanlarının 5 günde bir değişmesini isteyeceğiz. Onlar da travmatik koşullara maruz kalıyor” dedi.
'Kimliklendirme gerektiği gibi yapılmadı'
Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Halis Dokgöz ise yapılan çalışmaya ‘felaket kurbanlarının kimliklendirilmesi’ denildiğini belirterek şunları aktardı: "Bu çalışmada akut evre çok önemli. Kimliklendirme için kritik olan ilk 24 saat bu depremde gerektiği gibi kullanılamadı. Deprem bölgesinde bu kez bu çalışmayı ilk olarak aile hekimi ve pratisyen hekimler yapmış. Normalde adli tıp uzmanları yapar. Normalde kurbanın kan örneğini alıp FTA kartlarına koymak gerekir. Ancak ilk gün geçmişse bu mümkün olmuyor. Bu durumda kemik ve dişten DNA örneği alınıyor. Polis ya da jandarma ise parmak izini alıyor."
'Kimlik belirlenmeden gömülmüş olabilir'
Dokgöz, yakınlarını arayan kişilerden de örnek alınarak eldeki kayıtlarla eşleştirme yapıldığını belirterek şu bilgiyi verdi; “Ölen kişinin hayatta olan çocuğu, annesi ya da babasından örnek almak ilk tercih. Eğer onlar yoksa ve kayıp olan erkek ise amca, dede, dayı gibi soydaki erkeklerden örnek alınır. Eğer kayıp olan kadınsa onun teyze, anneanne, hala gibi kadın yakınlarından örnek alınır. Bu süreçte üniversitelerden de destek istenebilirdi. Kayıpların bir bölümü ilk dönemde kimlik belirlenmeden gömülmüş olabilir. Böyle bir şüphede mezarı açıp test yapılır. Bu daha zorlu bir süreç.”
23 gündür eşini arıyor
Depremde kaybolanlardan biri Ayşegül Aşkar. Eşi Cahit Aşkar 23 gündür elinde fotoğrafıyla onu arıyor. Hatay Çağ Apartmanı’nın enkazı önünde bekleyen Aşkar, "Kızım kurtuldu, oğlumu yitirdim. Eşimden ise bir iz yok. Hatay ve çevresindeki tüm hastanelere baktık, mezarlıklara gittik, yok. İki hafta önce eşimin babasından DNA örneği alındı. Halen sonuç bekliyoruz. Kurtarmaya gelmedikleri gibi, kayıp olanları da ararken yalnız kaldık. Artık cenazelerimizi bulup ölülerimize sevinecek hale getirdiler” dedi. (Kısa Dalga)