Cumhuriyet yazarı Murat Ağırel, kara para aklama, vergi kaçırma gibi suçlamalar ile yargılanan ve cezaevinde bulunan Dilan Polat ve Engin Polat çiftini kurtarmak için inanılmaz bir çaba olduğunu belirterek, yaptığı haberler nedeniyle kendisini yıldırmaya çalıştıklarını iddia etti.
"Beni satın aldıkları şizofrenler ve satılık kalemler ile karıştırıyorlar" diyen Ağırel, "Evime gelip önünde bekliyorlar, adres tespiti yapmak için ailem ile oturduğum adresimi videoya kayıt ediyorlar, evimin önündeki çöpü dahi karıştırıyorlar" ifadelerini kullandı. Ağırel, konuyla ilgili suç duyuruları yaptığını ve bu kişilerin tespit edildiğini söyledi.
Murat Ağırel, "Nasırlarına basmaya devam edeceğim" başlıklı yazısında şunları kaydetti:
"Kara para aklama, vergi kaçırma gibi suçlamalar ile yargılanan ve cezaevinde bulunan Polat ailesi ile ilgili inanılmaz bir 'kurtarma' çabası var. Dilan Polat avukatının elini öptü, Engin Polat Dilan’ın öptüğü yeri öptü, Dilan’ın parmağı kanadı, Dilan cezaevinden bize yazdı, Dilan cezaevinden kızına yazdı, Dilan’ın vücudunda morluk ve kesik var, Dilan Polat avukatı konuştu.
Kamuoyu yaratılmaya çalışılıyor. İnanılmaz bir çaba var. Tabii ki çabalar karşılıksız değil!
'Polatlar aslında her şirketin yaptığı gibi vergi kaçırmış' gibi suçu küçültüp masumlaştırmaya çalışıyorlar, 'Başka MASAK raporu yok' diye başladıkları süreçte 'Gelecek MASAK raporu aklama raporu olacak' demeye başladılar. Yaptırdıkları haberlerle de yaratmaya çalıştıkları algıyı pekiştirmeye çalışıyorlar.
...
Yazdığım yazı ve televizyon ekranlarında anlattığım bilgiler neticesinde savcılık daveti ile savcıya makamında tutanak altında bilgi vermemi 'savcıyı ziyaret eden gazeteciler' başlığı ile sanki savcı ile gizli görüşme yapmışım gibi sunuyorlar. Kaldı ki gazeteciler; savcı, Emniyet, hâkim, müfettiş, vali, kaymakam, milletvekili kim olursa olsun görüşür. Sorar, bilgi almaya çalışır. Bu son derece meşrudur ve olağandır. Hatta olması gerekendir.
İşi öyle abarttılar ki avukatım ve gazeteci dostum Timur Soykan ile birlikte savcının adliyedeki makamına gidip yaptığımız ziyareti gizli ziyaret gibi aktardılar. Yanımızdaki avukatı da gizli tanık olarak göstermeye, bu gizli tanığı da davaya eklettiğimiz iddiasına kadar götürdüler.
Tanınmış gazetecilerin yanında adliyeye gelen gizli tanık! Bakın gazeteciler çok tanınmış ama tanık gizli, çok gizli, acayip gizli!
...
Yıldırmak istiyorlar ama tanımıyorlar. Beni satın aldıkları şizofrenler ve satılık kalemler ile karıştırıyorlar. Evime gelip önünde bekliyorlar, adres tespiti yapmak için ailem ile oturduğum adresimi videoya kayıt ediyorlar, evimin önündeki çöpü dahi karıştırıyorlar. Davadaki tanığı korkutmak için tanığın kimliğini, evinin fotoğraflarını, aile bilgilerini sosyal medyadan yayımlıyorlar. Hepsi ile ilgili suç duyuruları yapıldı. Bu kişiler tespit edildi. Kurgulamaya çalıştıkları tezgâhı görüyorum. Yıldırmaya çalışıyorlar.
...
Bu berbat düzenin bekçilerinin nasırlarına basmaya devam edeceğim."