Adalar Belediye Başkanı ve Cumhuriyet Gazetesi eski Ankara Temsilcisi Erdem Gül’ün yargılandığı ‘MİT tırları’ davasında mahkemenin hapis karar vermesine tepkiler sürüyor.
Mahkemenin, Erdem Gül’e üzerine atılı “örgüte yardım” suçundan 5 yıl hapis cezası vermesine bir tepki de Gül'ün avukatı Akın Atalay'dan geldi. Atalay davada 'devlet sırrı' tanımının zamanlamasına vurgu yaparken dikkat çekici bilgiler paylaştı.
Atalay'ın sosyal medyadan yaptığı açıklamada şu ifadeler yer aldı:
'Erdem Gül, dünyadan bihaber diye bir kanaate vardılar herhalde'
"Adalar Belediye Başkanı, gazeteci Erdem Gül’e, FETÖ/PDY’ye yardım etmekten verilen 5 yıl hapis cezası neden verildi? Ne yapmış da yardım etmiş FETÖ/PDY’ye? diye merak edenler için aşağıdaki resmi mahkeme tutanağını görmeleri yeterli olacaktır.
1- Savcılık Erdem Gül’ün cezalandırılması talebini neye dayandırıyor? Tutanağa geçirdiği görüşünde diyor ki, “Yayınlanan haberin (Erdem Gül imzasıyla 12 Haziran 2015’de yayınlanan haber), 7 Haziran 2015 genel seçimlerinden önce yayınlanması ile hükümeti yıpratarak, görevini yapamaz hale getirip, seçimleri kaybetmesinin amaçlanması kastı ile hareket eden FETÖ/PDY terör örgütü faaliyeti olduğu”… Yardım suçuna dayanak olarak gösterilen haberin yayın tarihi 12 Haziran. İddiaya göre, Erdem Gül 7 Haziran seçimlerinden tam beş gün sonra 12 Haziran’da bu haberi yapmak suretiyle 5 gün önce yapılmış olan seçimlerde, hükümeti yıpratmayı ve seçimleri kaybetmesini sağlamayı amaçlamış. Bu durumun tek izahı, Erdem Gül’ün seçimlerin beş gün önce yapıldığından haberi ve bilgisi yok, dünyadan bihaber diye bir kanaate vardılar herhalde.
Böyleyse, Erdem Gül S. Demirel ya da B. Ecevit’in 1977 seçimlerinde kaybetmesini sağlamak amacıyla yarın yeni bir haber de yapabilir. Söyleyecek çok şey var, ama yargı süreci devam ediyor, şu aşamada görünen tek şey bazı yargı mensuplarının sadece hukuk ve adaletle değil, mantık, insaf, izan ve gerçeklikle bağını da kaybettiğidir.
'Bu yargılama ve karar bir Ördek Hayri hikayesidir'
2- Aynı kişi hakkında, aynı haber nedeniyle, aynı mahkemece, “yayınlanan bu haber, sır niteliğini kaybetmiş, alenileşmiş bir bilginin yayınlanmasından ibarettir, bu nedenle devlet sırrının açıklanması söz konusu değildir, bu suçtan dolayı BERAAT kararı” verilmiştir. Ve bu beraat kararı Yargıtay’ca onanarak KESİNLEŞMİŞTİR.
3- Hâl böyleyken, aynı mahkemede savcı, -bu bilgi yayınlandığında devlet sırrı değildi diyen ve kesinleşen kararı göz ardı ederek- devlet sırrı niteliğindeki bilgiyi yayınlama suretiyle “örgüte yardım suçu” işlendiğini söylüyor. Yahu aynı kişi, aynı haber, aynı davada, aynı mahkeme, aynı ceza dairesi demiş ki, bu bilgi yayınlandığı anda devlet sırrı olmaktan çıkmıştı, bu nedenle bu davada devlet sırrını açıklamak söz konusu değildir…
Bu yargı kararı kesinleşmiş, tartışma bitmiş. Hadi bir yerlerden aldığınız destek ve sırt sıvama ile AYM kararlarını tanımama cüretini gösteriyorsunuz, iyi de bu adli yargının aynı dosyadan verdiği bir karar ve kesinleşmiş üstelik. Artık adliye mahkemelerinin ve Yargıtay’ın kesin kararlarını da tanımıyorsunuz. Sonuç yerine şunu söyleyelim: Bu yargılama ve karar bir Ördek Hayri hikayesidir. Hava bulutlu, öyleyse sen bana ördek dedin!… Buyrun size hakkınızı arayacağınız yargı! (Kısa Dalga)