İYİ Parti İstanbul İl Başkanlığı’nın 12 Şubat’ta başlattığı ‘Anlat İstanbul’ projesi 25 Haziran’da tamamlandı. İYİ Parti proje raporunu İstanbul’da düzenlediği programda açıkladı.
Gazete Duvar'dan Ferhat Yaşar'ın haberine göre genel başkan yardımcıları, genel idare kurulu üyeleri ve kurucular kurulu üyelerin de dahil olduğu İYİ Parti İstanbul İl Başkanlığı her hafta cuma ve cumartesi günleri oluşturduğu 400 kişilik bir ekip ile İstanbul’un 39 ilçesinde 963 mahallesinde toplam 38 bin 688 esnaf, 44 bin 724 kişi, 467 sivil toplum kuruluşu, 314 muhtar ve 339 kanaat önderi ile temas kurdu.
Rapora göre İstanbul’un başlıca sorunları şöyle:
- Aydınlatma/Elektrik,
- Ulaşım/Trafik,
- Otopark,
- Kentsel Dönüşüm/İmar,
- Park Bahçe/Yol Bakım,
- Sığınmacı,
- Eğitim/Okul,
- Ekonomi,
- Tarım,
- Uyuşturucu,
- Belediye,
- Yurt/Barınma,
- Güvenlik,
- İşsizlik ve diğer...
İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu yaptığı değerlendirme konuşmasında, “İstanbul’un en büyük sorunlarının başında, tartışmasız bir şekilde birinci sırada ekonomi ikinci sırada sığınmacı, üçüncü sırada işsizlik geliyor” dedi.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, ise burada yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Gezi eylemcilerine yönelik kullandığı 'sürtük' ifadesi ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Erdoğan'ın çevirmeni için kullandığı 'hanım kız' ifadesine gönderme yaptı. Tartışılmayla ilgili yorumda bulunan Akşener, "Hanım kız deyince kızılıyor, sürtük deyince problem yok" dedi.
Akşener'in açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:
EV KADINLARININ HALİ PERİŞAN: Üniversite okutabilmek için kendinden sıkan aileleri görüyoruz. KPSS’ye girmek için çocuk tekrar ders almış ailenin kısma hali devam etmiş. Böyle bir sistemin içinde o gençlerin iş aramalarının önüne geçmenin dışında hiçbir planın programın olmadığı bir eğitim anlayışının var olduğunu o insanlardan gördük. Giyim, mobilya, beyaz eşya satan ‘ben buranın müdürüyüm’ diyen arkadaşımızın asgari ücretin yalnızca 300 lira fazla aldığını görüyoruz. Türkiye çalışanlarının asgari ücrete mahkum olduğu bir ülke haline geldi. Gezilerimizi tamamlayınca bir şey fark ettim. Ev kadınlarının hali perişan. Hayvan yetiştiricilerinin inanılmaz hikayeleri var. Kayseri’de benden genç bir arkadaş ‘Abla ben mallarıma oruç tutmayı öğretiyorum’ dedi. Net bir ifademiz var. Biz makulün temsilciyiz. İstanbul bu çalışmanın geniş ürünü.
BAĞIRA BAĞIRA AĞLAYABİLİRSİNİZ: Uyuşturucu diye bir meselenin benim gezdiğim yerlerde de İstanbul’da da ne kadar önemli olduğunu gördük. Bana Ahlat’ta, İstanbul’da, Ankara’da da söyledi anneler. Yüz liraya uyuşturucu satılıyorsa bazıları görevini yerine getirmiyor demektir. Her yerde annelerin şikayeti uyuşturucu, demek ki bir yerlerde bozukluk var, bunun düzeltilmesi gerekiyor. Ben, bir genç arkadaşımız ve sosyal hizmetler konusunda uzman bir hanım arkadaşımızla ziyaret ediyoruz. Hanım kız deyince kızılıyor, sürtük deyince problem yok. Evlere izin alarak giriyoruz. İstanbul’un bazı mahallelerinde tahmin edemeyeceğiniz problemler var. İşte bir beka sorunu da buradadır. O evlerdeki çocuklarda astım, bodurluk başlamış. Çocuklar inanılmaz zayıf. O evlerin buzdolaplarını açtığınızda gördüklerinize bağıra bağıra ağlayabilirsiniz. Bol bol makarna pişiyor. Gıdaya ulaşmanın her ay ne kadar aşağı doğru indiğini görüyorsunuz. Sosyal devlet hakikaten ölmüş İnanılmaz bir derin yoksulluk var.