Ekonomist Alaattin Aktaş, Kur Korumalı Mevduat (KKM) uygulamasındaki verileri analiz etti. Aktaş, Dünya gazetesindeki yazısında şu verileri aktardı:
Kur korumalı mevduat uygulamasının yaklaşık ilk bir ayında 21 Ocak’a kadar 184 milyar liralık hesap açıldı. Bu tutarın 135 milyarı doğrudan TL cinsinden açılan hesaplar. DTH’den dönüşüm yoluyla açılan hesap toplamı ise 49 milyar.
İşte 184 milyar liralık bu hesapların bir ayda “oluşan” kur farkı yükü 19.6 milyar lirayı buldu. Özellikle “oluşan” diyoruz, çünkü bu 19.6 milyar ödenen tutarı göstermiyor.
184 milyar liralık hesabın tümü üç ay vadeli olsaydı, o durumda 19.6 milyar liralık yük için oluşan değil “ödenen” dememiz gerekecekti. Oysa biliyoruz ki bu hesapların tümü üç ay vadeli değil.
Özellikle DTH'den dönüşüm konusunda tüzel kişilere 11 Ocak'ta tanınan KKM'ye katılma olanağındaki vade sınırını dikkate almak gerekiyor. 11 Ocak'tan itibaren DTH dönüşümüyle KKM hesabı açtırabilen tüzel kişiler isteseler de üç ay vadeyi tercih edemezlerdi. Çünkü tüzel kişilere başlangıçta üç ay vade olanağı tanınmamış ve vadenin en az altı ay olması öngörülmüştü.
HESAPLAMAYI GÜN GÜN YAPTIK
KKM’de oluşan ve bir ayda 19.6 milyar lirayı bulan yükü gün gün hesapladığımızı belirtelim.
Hangi gün ne miktarda hesap açıldıysa o günün kuru ile vadenin üç ay olduğu varsayımıyla üç ay sonraki kuru esas alarak hesaplama yaptık. Bu üç aydaki kur artışından çeyrek bazında yüzde 4.25 olan faizi düşüp kalan tutarı anaparaya uygulayarak kur farkı yükünü bulduk.
Dolayısıyla 19.6 milyar lira bir ortalama hesaba dayanmıyor. Buradaki tek varsayım hesapların tümünün üç ay olduğu.
TL cinsinden açılan hesaplarda mart sonuna kadar oluşan 13.6 milyar liralık kur farkı ile mart ayında gerçekleşen ve bütçede yer alan 11.7 milyar liralık ödemeyi kıyaslayarak toplam hesapların yaklaşık yüzde 85-86’sının üç ay vadeli olduğunu da varsayabiliriz.