Ankara Tahıl Anlaşması'nın uzatılmasını sağlayabilecek mi?

Türkiye, Tahıl Koridoru Anlaşması'nın uzatılması için temaslarını sürdürürken Batı da Ankara'nın Rusya üzerindeki nüfuzunu kullanmasını bekliyor. Peki Ankara, anlaşmanın uzatılmasını sağlayabilecek mi?

Gülsen Solaker

Rusya'nın askıya aldığı Tahıl Koridoru Anlaşması'nın geleceği ile ilgili görüşmeler sürüyor. Son olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, anlaşmanın uzatılması konusunda Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'le hemfikir olduklarını belirterek Ankara'nın girişimlerinin devam ettiği mesağı vermişti. Batı ülkeleri de Türkiye'den anlaşmanın devamı için Rusya üstündeki etkisini kullanmasını bekliyor. Ancak bu, Ankara için eskiye kıyasla daha zor görünüyor.

Rusya'nın işgalinin ardından savaşın küresel gıda fiyatları üzerindeki etkisini azaltmak için Birleşmiş Milletler (BM) ve Türkiye'nin katkılarıyla Rusya ile Ukrayna bundan yaklaşık bir yıl önce 22 Temmuz 2022'de İstanbul'da düzenlenen törende Karadeniz Tahıl Koridoru Anlaşması'nı imzalamıştı. Anlaşma dahilinde en az 30 milyon ton tahılın Ukrayna'dan çıkarıldığı belirtiliyor.

Anlaşma bu yıl 17 Temmuz'a kadarzaman zaman çıkan bazı sorunlara rağmen yenilenirken Moskova anlaşmayı kendi şartlarının gerçekleşmediğini söyleyerek en son askıya aldı. Gelinen noktada ise Rusya anlaşmanın fiilen durdurulduğunu belirtirken kapıları tamamen de kapatmayarak "şartları uygulanır uygulanmaz" dönebileceğini belirtiyor ve bu çerçevede Rusya Ziraat Bankası Rosselkhozbank'ın SWIFT ağına yeniden bağlanmasını istiyor.

ABD de Rusya'nın şartları ile ilgili elinden geleni yaptığını belirterek BM'nin Rusya'nın endişelerine işaret eden bir önerisinin masada olduğunu, Rusya'nın yanıt vermeyerek Odessa'daki tahıl ambarlarına saldırdığını ifade ediyor.

Ankara, Ekim'deki gibi uzatma sağlayabilecek mi?

Başta ABD olmak üzere tarafların beklentisi, anlaşmanın ilk kolaylaştırıcılarından olan Türkiye'nin Rusya üstünde etkili olarak Putin'i yeniden masaya oturtması.

Türkiye savaşın hemen ardından denge politikası çerçevesinde iki tarafla da ilişkilerini belli bir çerçevede sürdürmüş ve Rusya ile ilişkileri hâlâ iyi olabilen bir NATO ülkesi olarak tahıl anlaşmasının sağlanmasında önemli rol üstlenebilmişti.

Ankara, Rusya'nın 29 Ekim 2022'de Sivastopol'da gerçekleştirilen saldırılar nedeniyle anlaşmayı geçici olarak durdurduğunu açıklamasının ardından yaşanan krizin aşılmasında da aynı rolü oynayarak sonuç almıştı.

Ancak bu kez şartların değişmesi ile birlikte işinin daha zor olduğuna dikkat çekiliyor.

EDAM Direktörü Sinan Ülgen Fotoğraf: S. Ülgen

EDAM Direktörü Sinan Ülgen, şu anda geçen Ekim ayından kalan genel bir iyimserlik hali bulunduğunu ve Rusların o dönemdeki gibi masaya dönebileceğinin düşünüldüğünü belirterek şöyle konuşuyor:

"Ancak artık şartlar daha farklı. Rusların böyle bir niyetleri olduğuna dair herhangi bir sinyal almadık. Hatta tam tersine hem Moskova'dan bu mealde yapılan açıklamalar hem de sahada Odessa'ya yönelik saldırıları, anlaşmaya dönme konusunda Rusların artık başka bir tutum içinde olduğunu düşündürtüyor."

Rusya bu ay başında Ukrayna'nın Kiev ve Odessa bölgelerine insansız hava araçlarıyla saldırarak Odessa'da liman altyapısını vurmuştu. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski Rusya'yı "küresel gıda güvenliğine saldırmakla" suçlamıştı.

Bu arada Kocaeli'nin Derince ilçesinde Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) silosunda meydana gelen patlama akıllara sabotaj ihtimalini de getirmişti. Bir kişinin hayatını kaybettiği patlama ile ilgili soruşturma ve teknik inceleme ise devam ediyor.

Moskova'da yaşayan Siyaset Bilimci ve Rusya Araştırmacısı Ümit Nazmi Hazır, tahıl anlaşmasının en son uzatıldığı tarihler olan Mart ve Mayıs aylarına işaret ederek o dönemde Moskova'daki genel eğilimin bugünküne benzer şekilde uzatmama yönünde olduğunu ancak Türkiye'deki seçimler öncesinde Erdoğan'ın zayıflatılmaması düşüncesinin uzlaşının sürmesindeki etkenlerden biri olduğunu söylüyor.

Zelenskey'in Türkiye ziyaretinde Azov Taburu komutanlarının serbest bırakılmasının çoğunluğu hükümet kontrolünde olan Rus medyasında sert dille eleştirilmeye devam edildiğini de söyleyen Hazır, resmi yetkililerin açıklamalarının ise itidalli olduğunu belirtiyor.

Ülgen: Rusya için Türkiye hâlâ önemli

Ankara ile Moskova arasındaki ilişkiler seçim öncesinde daha derinleşmiş, ancak NATO'nun 11-12 Temmuz'daki Vilnius zirvesi öncesinde Zelenskiy'nin ziyareti, İsveç'in üyeliğine verilen ilkesel onay ve Ukrayna'nın NATO üyesi olabileceği açıklaması gibi gelişmeler Ankara ile Moskova arasında kara kedi girip girmediği sorularına yol açmıştı.

DW Türkçe'nin konuştuğu Batılı kaynaklara göre Türkiye ekonomik zorlukların de etkisiyle denge politikasındaki ibreyi bugünlerde Rusya'dan uzaklaştırmak istiyor ve son dönemde ABD ile ilişkileri de eskiye kıyasla daha iyi tutmaya özen gösteriyor.

ABD Dışişleri Bakanlığı da son yaptığı açıklamada Türkiye'nin tahıl anlaşmasına dönmesi için Rusya'ya baskı yapmasından memnun olduklarını bildirdi.

Tahıl Anlaşması'nın uzayıp uzamamasının Türkiye'nin Rusya üzerindeki etkisini ölçmeye yarayan bir çeşit teste mi dönüştüğü sorusunu ise Ülgen şöyle yanıtlıyor:

"Belki kısmen öyle denebilir ama tamamen değil. Çünkü Türkiye sonuçta tahıl anlaşmasına Rusya'yı döndüremezse nihayetinde dönüp 'Rusya'nın talep ettiklerini Batı karşılamadı' diyecektir. Türkiye'nin tek başına Rusya'yı ikna etmesini beklemek de çok gerçekçi olmaz."

Ülgen, Türkiye'nin Rusya'yı ikna edememesi durumunda bunun bir prestij kaybı yaratacağını da düşünmüyor ve "Çünkü Türkiye-Rusya ilişkisi her hâlükârda siyasi düzlemde devam edecektir. İleride Ukrayna'yla ilgili ateşkes veya siyasi çözüm şartları oluşursa o zaman Türkiye yine potansiyel diplomatik aktör olarak devrede olabilir" diyor.

Ukrayna tahıllarının akıbeti anlaşmanın uzatılmasına bağlı Fotoğraf: dpa/Ukrinform/picture alliance

Şu anda Rusya'nın Türkiye'ye hâlâ ihtiyacı olduğunu ve Ankara'nın Moskova için Batı'ya açılan pencere olmayı sürdürdüğünü belirten Ülgen, bu konjonktürde Rusya'nın Türkiye ile istikrarlı ilişkileri tercih ettiğini ve bunun da Türkiye'ye diplomatik olarak bir alan açtığını ifade ediyor.

Putin Türkiye'ye gelecek mi?

Öte yandan tahıl anlaşması ile ilgili belirsizlik halen sürerken bir diğer net olmayan konu da Putin'in Türkiye'ye gelip gelmeyeceği.

Erdoğan ile Putin arasında yapılan son telefon görüşmesinde bu konu da ele alınmış; sonrasında yapılan açıklamalarda Ankara ziyaret üstünde mutabık kalındığını belirtirken Moskova ise daha temkinli ifadeler kullanmıştı.

Hazır, Rusya'da şu anda Zelenskey'in ardından Putin'in Türkiye'yi ziyaret etmesinin ikisinin konumlarını eşitleyeceği gibi bir bakış açısı bulunduğunu belirterek, Moskova'daki havayı şöyle yansıtıyor:

"Ayrıca bir de şöyle bir düşünce var; gittiği takdirde ne kazanacak? Yani en azından ‘tahıl anlaşmasındaki şartların karşılanması ya da gitmesi için özel bir durum olması gerekir' deniliyor."

Erdoğan geçen Cuma günü ise sorular üzerine tarihin netleşmediğini ama Ağustos içinde olacağını duyurmuştu.

Ülgen de Putin'in Türkiye'ye 'sadece Tahıl Anlaşması için baskı görmeye' gelmeyeceğini ifade ederek "Yani 'şunu yap, bunu yapma' şeklinde telkinler duymak için Türkiye'ye gelmez. Eğer gelecekse buradan karşılıklı bile olsa birtakım kazanımlar elde ederek dönecektir" diyor.

Putin, en son Türk Akımı doğal gaz boru hattının temel atma töreni için 7 Ocak 2020 yılında Türkiye'ye gelmişti. Seçim öncesinde ise yine Akkuyu ile ilgili törene telekonferansla katılmıştı. Erdoğan ise yaklaşık son üç yılda üç kez Rusya'ya gitti ve Mart 2020'de Moskova, Eylül 2021 ve Ağustos 2022'de ise Soçi'de Putin'le görüştü.

Gülsen Solaker Dış politika ve iç siyasi gelişmeler ağırlıklı olarak 1997’den beri çalışan gazeteci.

Politika Haberleri