Kısa Dalga - Artvin Arhavili yurttaşlar, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’nce 545 maden sahası ilan edilen alan içerisinde 10 köyün de yer alması ve ilçede kurulacak HES projesine karşı eylem yaptı. Çifteköprü bölgesinde toplanan bölge halkı ve yaşam savunucularına milletvekilleri ve belediye başkanları destek verdi.
ANKA'nın aktardığına göre, Artvin Arhavi’de kurulması planlanan Perko Yapı İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. Çamlıca- 1a Regülatörü, HES projesi ve Resmi Gazete’de ilan edilen 545 maden sahasının içinde yer alan 10 köyün sakinleri eylem yaptı.
Arhavi Çifteköprü bölgesinde toplanarak bir araya gelen bölge halkı ve yaşam savunucularına CHP Artvin milletvekili Uğur Bayraktutan, Hopa Belediye Başkanı Utku Cihan, Rize Fındıklı Belediye Başkanı Ercüment Şahin Çervatoğu, Doç. Dr. Oğuz Kurdoğlu, Çamlıca Doğa Koruma Platformu Sözcüsü yazar Funda Özyurt destek verdi.
Basın açıklaması öncesi Jandarma Çifteköprü bölgesinde "Köy halkı olarak HES istemiyoruz. Bir olacağız, diri olacaz" yazılı pankartın asıldığı duvarın özel mülkiyete ait olduğu gerekçesiyle kaldırılmasının istenmesi üzerine tartışma yaşandı.
CHP Artvin Milletvekili Bayraktutan ve CHP Fındıklı Belediye Başkanı Ercüment Şahin Çervatoğlu, pankartın kaldırılmayacağını ifade etti. Eyleme katılanlar, Çifteköprü üzerinde horon çekerek burada açıklama yaptı. Açıklama öncesi Elif Naz adlı çocuk HES'lere karşı yazdığı "Fırtınanın Sesi" adlı şiiri okudu.
"Bize faydası yok"
Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Oğuz Kurtoğlu, şunları söyledi:
"Burada bulunmamızın sebebi, burada yapılacak olan sadece HES’i düşünürsek, elbette ki bunların belli bir tabiata zararı var. Ama burada 3 tane daha HES var. Onları düşündüğümüz zaman toplam 4 HES’lik bir baskı olmuyor, tam tersine kümülatif etki dediğimiz bir durum söz konusu ve bu etki geometrik dizi şeklinde artıyor. Yani buradaki bir HES’in yapacağını 4 HES 4’le çarpılmış değil, 10’la çarpın o kadar etkisi oluyor. Üstelik bütün HES’ler yapıldığı zaman Türkiye'nin 2030'da mevcut ihtiyacı olan enerjinin sadece yüzde 3,25'ini elde edebileceğiz. Biz o HES’lerden buna değmez. Üstelik yerli enerjide yaptığımız bu HES’i bir de yurt dışına sattığımız zaman tarumar edilmiş, tahrip edilmiş bir doğa bize kalacak ama elektrik parası yurt dışına gidecek. Yani biz yabancı ithal edilmiş enerji olarak kullanacağız. Bütün bunlar, bu yapılanlar bu güzellikler sermayenin hizmetine vermek için yapılmamalıdır, bize hiçbir faydası yok."
Semra Bulut, bölgede kurulacak 4. HES ile derenin can suyunun alınacağını belirterek şöyle konuştu:
"Şimdi köyümüzde bizim 3 tane HES yapıldı, 4. HES'i kanala almak istiyorlar ve derenin suyunu tamamen alarak, bu proje kurutmaya yönelik bir proje oluyor. Biz 3 tane HES yapılarak zaten zamanında bir şekilde oluşturulmuş yapılmış, eyvallah enerjiye enerji, hani tamam, ona da tamam dedik ama bu sefer 4. olarak yapılacak olan bu kanal projesi tamamen can suyunun derenin alınmasına neden olacak, yok olmasına sebep olacağı için bunu hiçbir şekilde kabul etmek istemiyoruz.”
"Burada içecek su yiyecek ekmek bulamayacağız"
Maden mühendisi Fazlı Zoroğlu, bölgede endemik türlerin olduğunu vurgulayarak şunları söyledi:
"Gerçekten çok özel bir bölge bizimki, Dünya Doğayı Koruma Vakfı Birleşmiş Milletler’e bağlı bir vakıf ve dünyada 200 bölgeyi sıcak bölgeler olarak adlandırıyorlar ve bu bölgelerin mutlaka korunması gerektiğini uzmanlar belirtiyorlar. Burada içecek su, yiyecek, ekmek bulamayacağız, yaşam şansı ortadan kalkacak, çekeceğimiz her nefes bize zehir ve kanser olarak geri dönecek ve isteseniz de burada duramayacaksınız, bunu bilmek gerekiyor."
"Sonuna kadar yanınızdayım TBMM'de imza toplayacağım"
CHP Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan ise mücadeleye destek vereceğini belirterek şunları söyledi:
"Siz nereye kadar giderseniz ben oraya kadar yanınızdayım. Bir daha söylüyorumbu mücadeleyi nereye kadar götürürseniz sonuna kadar götüreceğinizden eminim kaç kişi kalırsanız kalın arkanızda bir kişi kalırsa o Artvin milletvekilidir Uğur Bayraktutan'dır. Nereye kadar giderseniz yanınızdayım. Bir kentin komple maden alanı olması, bir kentin derelerinin HES’lerle zapt edilmesi, bu şekilde işgal edilmesi kabul edilebilecek bir şey değildir" (Haber Merkezi)