Gülsen Solaker
Avrupa genelinde aşırı sağ partilerin Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerindeki yükselişi Avrupa ülkelerinde olduğu gibi Türkiye'de de yakından takip ediliyor.
Bazı muhalefet siyasetçilerine göre Türkiye'deki sığınmacılarla ilgili yeni politikalar üretilmeli ve geri kabul anlaşması dahil Avrupa ile yeniden müzakere edilmeli. Yerel seçimden birinci çıkan CHP ise sığınmacıların tek neden olmadığına, gelir eşitsizliğinin de bu sonuçta önemli payı olduğuna dikkat çekiyor.
720 üyeli Avrupa Parlamentosunda (AP) beş yıl süreyle görev yapacak isimleri belirlemek üzere Avrupa Birliği üyesi 27 ülkede sandıklar kuruldu. 6-9 Haziran tarihlerinde yapılan seçimlerden aşırı sağcı partiler güçlenerek çıktı.
Cumhur İttifakı ne düşünüyor?
AP seçim sonuçları ile ilgili iktidardaki Cumhur İttifakı ortaklarından bazı ilk değerlendirmeler geldi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, grup toplantısında AP seçimleri için oy kullanan milyonlarca seçmenin "daha korumacı, daha içe kapanmış, göç ve sığınmacı meselesine karşı kapıları örten bir Avrupa siyasetine destek verdiğini" kaydetti.
Bahçeli, göç ve sığınmacı akınının yalnızca Türkiye'nin değil, çağımızın ve tüm dünyanın en çarpıcı sorunlarından birisi olduğunu savunarak "Ülkemizde geçici koruma statüsüyle bulunan Suriyeli sığınmacıların gönüllü, güvenli ve onurlu geri dönüşleri kademe kademe sağlanmalı, düzensiz göçün beli kırılmalı, Geri Kabul Anlaşması sonlandırılmalıdır" dedi.
AKP Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Zafer Sırakaya ise Milliyet'ten Didem Tümer'e açıklamasında Avrupa'da ana akım siyasi partilerin giderek erirken marjinal partiler diye ifade edilen aşırı siyasi partilerin ise oylarını arttırdığına dikkat çekti.
Sırakaya, "Bu partiler yalnızca göçmen karşıtlığı üzerinden mi oy topluyor? Hayır. Bunlar aynı zamanda AB karşıtlığı olan ülkeler. Dolayısıyla Avrupa'nın kendi içerisinde Avrupa'yı sorgulayan bir kesimin arttığını gözlemliyoruz" yorumunu yaptı.
CHP için konu sadece sığınmacılar değil
Avrupa'daki çoğu ülkedeki benzer çizgideki partiler oylarını kaybederken 31 Mart'ta birinciliğe yükselen CHP, AP seçim sonuçlarına sadece sığınmacılar penceresinden bakmamak gerektiğini düşünüyor.
CHP Genel Merkezi'nde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı ağırlamaya hazırlanan partinin Dış Politikadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı İlhan Uzgel, DW Türkçe'ye yaptığı açıklamada Avrupa'da uzun süredir devam eden bir trend bulunduğunu ve sonunda AP seçim sonuçlarının geldiğini söyleyerek bu sözlerini şöyle açtı:
"Birkaç tane çok ciddi sorun var. Türkiye'de bunun bir tek sığınmacılar üzerinden tanımlanmasını doğru bulmuyorum ve eksik buluyorum. Avrupa'da sağ siyasetin yükselişinin tek nedeni sığınmacı sorunu değil. Sığınmacılar parçalardan bir tanesi. Daha ciddi sorun gelir dağılımının bozulması. Genç kuşakların geleceğe dair beklentilerinin ya karşılanmaması ya da buna yeterince ilgi gösterilmemesi."
Almanya'da 16-24 yaş ve 25-34 yaş aralığında aşırı sağcı AfD'ye oy verenlerin oranının artması, bu seçmenlerin SPD ve Yeşiller'den fazla, AfD'ye oy verdiğini gösteriyor.
Uzgel, gençlerin bu umutsuzluğunun aşağı yukarı Batı dünyası da dahil dünyanın her yerinde yaşandığına işaret ederek "1945 sonrasında uzun süre toplumlarda her yeni doğan kuşak, bir önceki kuşaktan daha iyi bir yaşam seviyesine ulaşabildi. Ama 2000'lerden sonra bunun imkânı daralmaya başladı. Yani şu anki genç kuşaklar anne babalarından daha iyi bir gelecek tahayyül edemiyorlar" diye konuştu.
Bu önemli hususa değinmeden sadece sığınmacılar meselesine takılıp kalmanın doğru olmayacağını söyleyen Uzgel, sosyal medyanın da güçlenmesiyle gelir dağılımındaki bozuklukların çok daha göze batar hale geldiğini ve bu trendi daha fazla besleyen bir unsura dönüştüğünü kaydetti.
Uzgel, CHP olarak bakış açılarını ve çözüm önerisini şöyle aktardı:
"Toplumsal eşitsizlikleri azaltacak öneriler getirmeden bunu tek başınıza çözemezsiniz. Batı sistemi bunu yapmaktan kaçındı. Sosyal devlet uygulamalarına geçmekle sağın yükselişi arasında kaldıklarında sağın yükselişine göz yummayı tercih ettiler."
Bu arada Uzgel bu sonuçlarla zaten zor bir dönemde olan Türkiye-AB ilişkilerinin daha da gerilebileceğini söyleyerek şöyle konuştu:
"Sağın yükselişi Türkiye'nin Avrupa yolundaki kapıları kapayan unsurlardan biri her zaman için. Türkiye'yi bir sığınmacı deposu olarak görmeyi tercih ediyorlar. Aynı zamanda bazı noktalarda güvenlik işlerini yaptırmakla yetinebilirler. CHP en azından Avrupa siyaseti içindeki bu keskinleşen ayrımda sol ve sosyal demokrat partilere yakın durarak onlarla ilişkilerini güçlendirmek için elindeki imkanları kullanır."
"AB taahhütlerini yerine getirmedi"
Avrupa'da güçlenen aşırı sağ partilerin programlarında sığınmacı olarak gelenlerin ülkelerine gönderilmeleri ile ilgili vaatler de bulunuyor ve bu Bahçeli'nin bugünkü grup konuşmasında yaptığı gibi bazı muhalefet partileri tarafından da öne çıkartılan bir konu.
İYİ Parti Milletvekili Kürşad Zorlu, DW Türkçe'ye açıklamasında Avrupa'daki seçim sonuçlarını iki açıdan önemli bulduğunu söyleyerek birinci olarak AB'nin kendi iç siyasal dengesi ve hassasiyetlerinin yeni bir evreye taşınabileceğini, artan milliyetçilik dalgasının ve kitlesel tepkilerin görünür olmasıyla birlikte sosyal devletin tıkanma yaşayabileceğini belirtti.
Zorlu, ikinci olarak ise sığınmacı ya da mülteci konusunun hem seçimi hem de yeni siyasi retoriği etkilediğini, seçim galibi siyasi partilerin sığınmacıları geri göndereceklerini söylemeye başladığını hatırlattı ve şöyle konuştu:
"Türkiye açısından bu gelişmelere karşı hazırlıklı olmak gerekiyor. Zira dünyanın en fazla sığınmacı barındıran ülkesi olarak hem AB içerisindeki bu gidişatı kökten etkileyebilir hem de bu gidişatı kendi lehimize çevirebiliriz. İlk aşamada elimizde hem bir yük hem de bir koz var aslında; o da 2013'te imzaladığımız geri kabul anlaşması."
Türkiye'nin en önemli sorunlarından birisi olarak sığınmacılar konusunu gören Zorlu, bu etkenin hem ülkenin demografik geleceğini riske attığını hem de ekonomik problemi derinleştirdiğini ifade ederek iktidara şöyle seslendi:
"İktidara açıkça çağrıda bulunuyorum: Geri Kabul Anlaşması'nı iptal edelim. Çünkü gerek vize serbestisi gerekse Gümrük Birliği Anlaşması'nda bize taahhüt ettikleri yenileşmeyi yapmadıkları gibi bugün ülkemiz maalesef 10 milyona aşkın Suriyeli ve bunun yanı sıra kaçak sığınmacılarla baş başa kalmıştır. Bir yerden başlamak lazımsa ki bu kaçınılmazdır, bu anlaşmayı gündeme getirerek başlayabiliriz. AP'deki tabloyu görünce muhataplarımızla bunu konuşabileceğimiz bir iklim oluşmuş durumda."
AB üyesi 7 ülke geçtiğimiz günlerde Kıbrıs'ta bir araya gelmiş ve ortak açıklama ile Suriyeli sığınmacıların gönüllü olarak ülkelerine geri dönebilmeleri için Suriye'deki durumun yeniden değerlendirilmesi gerektiğini ifade etmişlerdi. Avusturya, Çek Cumhuriyeti, Kıbrıs, Yunanistan, İtalya, Malta ve Polonya, Birliğe AB ülkelerine ulaşmaya çalışan Suriyeli mültecilerin durumunun artık "farklı bir şekilde ele alınması" çağrısında bulunmuştu.
Zafer Partisi aşırı sağın zaferine ne dedi?
Bu arada sığınmacılar konusunu sık sık gündeme taşımasıyla bilinen ve kurulduğu sırada Avrupa'daki aşırı sağ partilere benzeyen bir eğilimle oylarını artırıp artırmayacağı tartışılan Zafer Partisi de son seçimlere sığınmacılar açısından yaklaştı.
X hesabından yaptığı paylaşımda AP seçimlerinde "Avrupa'nın mülteciler tarafından işgal edilmesine, sokakların güvensiz hale gelmesine, cinayet ve tecavüzlerin artmasına neden olan partilere karşı Avrupalı seçmenin ayaklandığını" savunan partinin Genel Başkanı Ümit Özdağ, Avrupalı seçmenlerin sığınmacılara karşı oyu ile ülkesini ve Avrupa'yı savunduğunu belirtti.
Özdağ, partisinin sığınmacıları ülkelerine yollayacak tek parti olduğunu da ileri sürdü.
YRP: AB Türkiye'ye daha çok destek vermeli
31 Mart seçimlerinde oylarını artırmasıyla dikkat çeken Yeniden Refah Partisi'nin Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Altınöz de AP seçimleri sonucunda Avrupa'da aşırı sağ partilerin yükselmesini mülteci sorunuyla eş zamanlı olarak değerlendiriyor.
Mültecilerin Avrupa Birliği sınırları içerisinde sayılarının artmasından dolayı bu ülkelerdeki sağ partilerin seçmen tarafından daha fazla kabul görmeye başladığını söyleyen Altınöz, bu sorunun AP'de iç koruyuculuk anlamına gelen bir seçim sonucu yarattığını kaydetti.
"Bu aslında çok da şaşırtıcı değil" diyen Altınöz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bizdeki sığınmacılar Avrupa'yı korkutuyor. Aslında AB içindekiler en nitelikli ve en eğitimli mülteciler olduğu halde, yeni bir akın olacağını düşünmek suretiyle AP kendini korumaya alıyor. Bu nedenle AB Türkiye'nin şartlarını dikkate almak ve her türlü desteği vermek durumunda."
Türkiye'nin sığınmacılarla ilgili insani açıdan doğru bir siyaset izlediğini de belirten Altınöz, makul şartlar altında bu insanların kendi ülkelerine dönmeleri için de opsiyon sunulduğunu kaydetti.