Anayasa Mahkemesi, Patnos Ağır Ceza Mahkemesi ile İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nin, Türk Ceza Kanunu’nun “örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişilerin örgüt üyesi gibi cezalandırılacağını” düzenleyen 226/6. maddesinin iptali istemiyle yaptığı başvuruyu sonuçlandırdı.
Ağır ceza mahkemelerinin başvurularında, söz konusu düzenlemenin “kamu gücünü kullanan organların keyfi davranışlarının önüne geçecek ve kişilerin hukuku bilmelerine yardımcı olacak şekilde erişilebilir ve öngörülebilir olmadığı, kuralda belirlilik bulunmamasının hukuk devleti ile suçta ve cezada kanunilik ilkeleriyle bağdaşmadığı” belirtilerek kuralın Anayasa'ya aykırı olduğu ileri belirtiliyordu.
İptal başvurularını birleştirerek görüşen Anayasa Mahkemesi, oybirliği ile düzenlemenin iptal edilmesine karar verdi. AYM, iptal kararının 4 ay sonra yürürlüğe girmesine de hükmetti.
AYM’nin Resmi Gazete’nin 8 Aralık 2023 tarihli sayısında yayımlanan gerekçeli kararında iptal gerekçeleri özetle şöyle sıralandı:
"Temel hakları kullanmayı caydırıyor"
“Kuralda yer alan örgüt adına işlenen suç kavramından ne anlaşılması gerektiğine dair herhangi bir düzenlemeye yer verilmediği ve işlenen suçlar arasında bir ayrım yapılmadığı anlaşılmaktadır. Bu durum son derece ağır bir itham ve ceza öngören bir suçun kapsamını ölçütleri belirsiz olacak biçimde genişletmektedir.
Anayasa Mahkemesi daha önce Hamit Yakut kararında düzenlemenin toplantı ve gösterilere katılmaktan caydıracağı vurgulanmıştır.
Örgüt üyesinden bile daha ağır ceza
Bir kimse silahlı örgütle zayıf da olsa bir şekilde bağlantısı bulunduğu iddia edilen bir suç işlediği gerekçesiyle, örgütle bağlantısı açıkça ortaya konulmaksızın, işlediği suçun yanı sıra gerçek içtima hükümleri uyarınca ayrıca örgüt üyeliğinden de cezalandırılmaktadır. Bu durum, örgüt adına suç işleyen kimsenin örgüt üyelerine göre daha ağır cezalarla karşılaşmasına neden olmaktadır.
Kuralda yer alan örgüt adına kavramının belirsizliğinden kaynaklı geniş yorumu nedeniyle kuralla ifade özgürlüğü, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı ya da örgütlenme veya din ve vicdan özgürlüğü gibi temel haklar üzerinde güçlü bir caydırıcı etki yaratılmaktadır.
Kamu otoritesinin keyfi uygulamalarına açık
Kuralın, örgüt üyeliğine dair herhangi bir somut delil bulunmadan ve işlenen suçun niteliği ve ağırlığı itibarıyla örgütün amacına ne surette katkıda bulunduğu da dikkate alınmadan kişilerin örgüte üye olmak gibi son derece ağır bir suçtan cezalandırılmalarına neden olacak şekilde geniş yorumlanmaya müsait olduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla kuralın kamu otoritelerinin keyfi uygulamalarını önleyecek şekilde belirli ve öngörülebilir nitelikte olmadığı ve bu yönüyle kanunilik şartını taşımadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Düşünceye suç madde
Yargıtay, TCK’nın 220/6. maddesini çok geniş bir alanda uyguluyordu. Anayasa Mahkemesi kararında da atıf yapılan Yargıtay kararlarına göre bir toplantı ve gösteri yürüyüşüne katılan ya da gazetecilik faaliyeti yapan kişiler kolayca bu suçu işlemiş oluyorlardı. Yargıtay, doğrudan doğruya örgütün çağrısı olmasa bile örgütsel amaç ve strateji doğrultusunda gerçekleştirildiğinin hiçbir kuşkuya yer vermeksizin tespit edildiği durumlarda bu maddeden ceza verilmesine hükmediyordu. Böylece örneğin herhangi bir gösteri yürüyüşü; örgütün amaçlarına uygun gerekçesiyle ağır şekilde cezalandırılıyordu.
Yargıtay kararlarında ayrıca “terör örgütünce yapılmış genel veya özel nitelikli çağrı veya talimat bulunmadığı durumlarda örgütçe önem atfedilen gün ve olaylarla ilişkili olarak veya örgütçe belirlenen planlama ve stratejilere uygun biçimde işlenen suçların” da örgüt adına suç işleme suçunun kapsamında ölçüt olarak gözetilmesi gerektiği ifade ediliyordu.
“Alkışladığı” için 6 yıl 3 ay hapis cezası verilmişti
TCK’nın 220/6. maddesi daha önce AİHM tarafından da Türkiye’nin ihlal edilmesine neden olmuştu. AİHM’in Murat Işıkkırık davasında verdiği kararda
mahkemelerin 220/6. maddedeki ‘üyelik’ kavramını çok geniş yorumladıkları, sadece bir eyleme katılmış olmayı, zafer işareti yapıp slogan atmayı örgüt ‘adına’ hareket ettiği şeklinde yorumlamaya ve o kişiyi ‘gerçek örgüt üyesi gibi’ cezalandırmaya yeterli gördükleri belirtilmişti. AİHM bu gerekçeyle sadece bir cenazeye katılan, slogan attığı tespit edilemeyen ve sadece gösteri sırasında alkış çaldığı belirlendiği için 6 yıl 3 ay hapis cezası olan üniversite öğrencisinin haklarının ihlal edildiğine hükmetmişti.
Ogün Samast da yararlanacak
Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı bir süre önce tahliye edilen Hrant Dink’in katili Ogün Samast’a da yarayacak. Samast hakkında bu maddeden hakkında dava açılan davanın duruşması geçtiğimiz günlerde görülmüştü. Savcılık, Samast hakkında örgüt üyeliği suçundan değil örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek suçundan dava açmıştı.
Anayasa Mahkemesi, başvuruları 1 yıl dondurmuştu
Anayasa Mahkemesi de bir siyasî partinin binası önünde yapılan gösteriye katılan bir yurttaşın başvurusuyla ilgili kararında 220/6. maddesinin uygulanmasının ihlal olduğuna hükmetmişti. Ancak, AYM çok sayıda başvuru olduğu gerekçesiyle benzer başvuruların bir yıl süreyle durdurulmasına karar vermişti. Bu karar fiilen, ihlâl durumunun diğer başvurucular için bir yıl daha devam etmesi anlamına geldiği için eleştirilmişti.
Gazetecilere en çok uygulanan maddelerden biri
TCK’nın 220/6. maddesi gazetecilere açılan davalarda en çok uygulanan TCK düzenlemeleri arasında yer alıyor. Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın 2019-2020 Basın Özgürlüğü raporuna göre bu suç, gazetecilere açılan soruşturmalarda en çok yöneltilen üç suç arasındaydı.
Cumhuriyet Vakfı eski Başkanı ve Cumhuriyet davası sanıklarından Akın Atalay, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararından sonra yaptığı paylaşımda “Cumhuriyet gazetesi davasında yargılananların tutukluluğunu, dava açılana kadar bu maddeye dayanarak sürdürmüşlerdi, o gün kanunsuz olduğunu görmeyip (görenleri tenzih ederim), bugün bu madde kanunilik ölçütünü karşılamıyor, anayasaya aykırı diyenlere şöyle bir selam çakalım: Ne oldu? 2-3 yıl sonra hidayete mi erdiniz?” dedi.
İptal edilen düzenleme
AYM’nin iptal ettiği 220/6. madde 2012 yılında TCK’ya girmişti. Madde “Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi, ayrıca örgüte üye olmak suçundan da cezalandırılır. Örgüte üye olmak suçundan dolayı verilecek ceza yarısına kadar indirilebilir.Bu fıkra hükmü sadece silahlı örgütler hakkında uygulanır” hükmünü taşıyordu. (Kısa Dalga)