Sel Yayıncılık 2009 yılı Ocak ayında İtalyan asıllı Fransız şair, yazar ve sanat eleştirmeni Guillaume Apollinaire’nin romanını “Genç Bir Don Juan’ın Maceraları” adıyla bastı ve yayımladı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Bürosu kitabı incelemeye aldı. Bilirkişilerin hazırladığı raporda şu ifadelere yer verildi: “Adı geçen kitap hiçbir estetik değeri olmayan, sadece cinsel dürtüleri harekete geçirmek amacıyla yazılmıştır. Bedii duygulardan çok okuyanları hayvani hislere sürükleyen toplumun ar ve haya duygularını incitir niteliktedir. Bahsi geçen eserdeki ifadelerin sanatsal ve edebi anlamı yoktur, basit, sıradan ve bayağıdır. Bu haliyle söz konusu kitabın içeriği müstehcen, halkın ar ve haya duygularını incitici veya cinsel arzularını tahrik ve istismar edici niteliktedir.”
MAHKEME BERAAT VERDİ YARGITAY BOZDU
Sözcü gazetesinin haberine göre bu rapor üzerine yayınevi müdürü ve ortağı İrfan Sancı ve tercüme eden Reşit İmrahor hakkında dava açıldı. Mahkeme beraat kararı verdi. Karar Yargıtay’da bozuldu. Yeniden yargılama sonunda kovuşturmanın ertelenmesine ve 3 yıl denetimli serbestlik hükümlerinin uygulanmasına karar verildi.
Yayıncının diğer başvuruları da reddedilince Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulundu. Yüksek Mahkeme, 'ifade özgürlüğünün ihlaline' karar verirken, davacıya da 13 bin 500 TL manevi tazminat ödenmesine hükmetti. Mahkemenin kararında özetle şöyle denildi:
"Mevcut başvuruya konu kitap gibi edebi eserleri yaratan, basan ve yayımlayan kişiler fikir ve görüşlerin yayılmasına önemli bir katkıda bulunmaktadır. Dolayısıyla da sanatsal eserler demokratik bir toplum için büyük önem taşır.
Sanatsal çalışmalar çoğu defa birden fazla anlama gönderme yapar ve bu sebeple de sanatsal çalışmaların ortaya koyduğu mesaj kolaylıkla tespit edilemeyebilir. Yorumu da kişilere göre farklılaşabilir.
Açıklanan ve yayılan bir düşüncenin içeriğinden veya kullanılan bazı kavramlardan hareketle kişiler ve toplum açısından değerli-değersiz veya yararlı-yararsız biçiminde ayrıştırılması, subjektif unsurlar içerdiğinden ifade özgürlüğünün keyfi biçimde sınırlandırılması tehlikesi doğuracaktır.
Kitabın kapağında yer alan “CİNSEL” ibaresi bir koruma sağlamıştır. Öte yandan kitapta kişilerin sakınmalarına fırsat bırakmayan resim veya çizim gibi tasvirlere de yer verilmemiştir.
Koruma kurulunun başvuruya konu kitabın çocuklar için zararlı olacağı görüşüne itibar edildiğinde alınması gereken daha hafif tedbirler bile alınmamışken başvurucunun dünyaca ünlü bir yazarın Avrupa edebiyatı mirasında yer alan bir eserini Türkçe olarak yayımlaması nedeniyle on yıla kadar hürriyeti bağlayıcı bir ceza tehdidi ile karşı karşıya bırakılmasının demokratik toplumda ne zorunlu bir ihtiyacı karşıladığının ne de orantılı olduğunun kabul edilmesi mümkündür.
Dolayısıyla başvurucunun ifade özgürlüğüne yapılan müdahale demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olarak nitelendirilemez."