ERSAN ATAR
Anayasa Mahkemesi, Genç ilçesinde 1999 yılında Özel Harekat polisleri tarafından “terörist sanılarak” öldürülen amca-yeğen Mehmet Eliveren ile Yılmaz Eliveren’i öldüren polisler hakkındaki davanın zamanaşımı nedeniyle düşürülmesinin yaşam hakkını ihlal ettiğine karar verdi.
Bingöl’ün Genç ilçesinde 17 Nisan 1999’da, 19 yaşındaki Mehmet Eliveren ile 17 yaşındaki yeğeni Yılmaz Eliveren kahvede maç izledikten sonra evlerine dönerlerken Özel Harekat polislerinin açtığı ateş sonucu yaşamlarını yitirdi.
Olayla ilgili soruşturma sırasında şüpheli polisler kendilerini, “Bekçiden, mezarlık tarafından teröristlerin geldiği yönünde ihbarlar aldık” diye savundular ve amca-yeğeni “terörist sandıkları” için öldürdüklerini ileri sürdüler.
Soruşturma sonunda Genç İlçe Emniyet Amiri Ahmet K., komiserler Bülent G., Ahmet Kenan Ç., polis memurları Mehmet A. ve Mehmet Y’ hakkında “taksirle ölüme neden olma”, “evrakta sahtecilik” ve “tehdit” suçlarından dava açıldı.
Kamuoyunda "Eliveren Davası" olarak bilinen dava, Bingöl 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Yargılama sırasında Mehmet Eliveren ile Yılmaz Eliveren’in örgüt ile bağlantısı olmadığı tespit edildi.
Uzun yıllar devam eden yargılama, 25 Mart 2016’da sona erdi. Mahkeme sanıkların yargılandıkları suçların eski Ceza Kanunu’na göre zamanaşımına uğradığı sonucuna vardı ve davanın düşürülmesine karar verdi.
Dosya temyiz üzerine Yargıtay 1. Ceza Dairesi’ne geldi. Daire 14 Şubat 2018’de sanık polislerin beraat etmeleri gerekirken haklarındaki davanın zamanaşımından düşürüldüğüne karar verdi ve Bingöl 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararını bozdu.
Bunun üzerine dava Bingöl Ağır Ceza Mahkemesi’nde yeniden görüldü. Mahkeme ilk kararında direndi. Davanın yeniden temyiz incelemesini yapan Yargıtay 1. Ceza Dairesi bu kez “zamanaşımından düşürme” kararını onadı.
Anayasa Mahkemesi: Cezasızlık hak ihlalidir
Mehmet Eliveren ve Yılmaz Eliveren’in aileleri amca-yeğenin öldürülmesiyle ilgili davanın zamanaşımından düşürülmesinin yaşam hakkını ihlal ettiğini belirterek bireysel başvuru yoluyla Anayasa Mahkemesi’ne başvurdular.
Anayasa Mahkemesi, iki genci öldüren polisler hakkındaki davanın zamanaşımına uğratılmasının “cezasızlık” olduğunu belirledi. Yaşam hakkının ihlal edildiğini tespit eden Anayasa Mahkemesi, kararında şu ifadeleri kullandı:
“Olayda başvurucuların yakınlarının terörist zannedilerek kolluk görevlileri tarafından silahlı güç kullanılması sonucunda öldürüldüğünün derece mahkemesi ve Yargıtay’ca tespit edilmesinin yanı sıra bu silahlı gücün kullanılmasında dikkatsizlik ve tedbirsizlik gösterildiği de değerlendirilmiştir… Olayda Mahkemece kamu görevlilerinin sorumluluğu nitelendirilmek ve mahkumiyet kararı verilmekle birlikte sorumlular hakkında açılan kamu davalarının zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine karar verilmiştir. Bu durumda yaşam hakkının ihlal edildiği derece mahkemelerince kabul edilmiş olmakla birlikte yeterli ve uygun giderim sağlandığından söz edilemeyecektir. Sanıklar hakkında zamanaşımı nedeniyle kamu davasının düşürülmesi kararının vahim sonuçlar doğuran eylemlerin kamu makamlarınca hiçbir koşulda hoş görülemeyeceğini göstermediği, cezasızlık açısından yeterli olmadığı değerlendirilmiştir.”
Anayasa Mahkemesi, davanın zaman aşımı nedeniyle düşmüş olması nedeniyle yeniden yargılama yapılmasının mümkün olmadığını belirledikten sonra Mehmet Eliveren ile Yılmaz Eliveren’in yakınlarına her iki kişi için de 390 bin TL olmak üzere manevi tazminat ödenmesine karar verdi.
Mahkeme, başvurucuların delil sunmadıklarını belirterek maddi tazminat taleplerini ise reddetti.