Kısa Dalga - Silahlı saldırı sonucu öldürülen eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş, Zihni Çakır'a seslenerek, "Tehditleriniz karşısında bir adım geri atarsam, namerdim. Ben tertemiz bir Cumhuriyet kadınıyım, alayınıza yeterim. Hepinizin hakkından gelirim" dedi.
Gazeteci Zihni Çakır, sosyal medya hesabından “Acılı sos katıklı provokasyon" başlığıyla yazdığı mesajda, şunları söylemişti:
"Önce MHP Lideri Bahçeli’nin, aylardır kurdukları provokasyon planını bozan '1 Temmuz’daki duruşmaya sadece avukatların katılacağı' açıklamasıyla kimyası bozuldu, 'Müşteki değiller sanık değiller nede işleri var' diye algıya başladı. Oysa kapı kapı gezip duruşmaya davet ettiği CHP ve muhalifler de ne müşteki ne sanıktı. Şimdi 'acılı' sos katıklı provokasyonu paylaştığı resimlerle bir tık üste çıkarma derdine düşmüş!
İddianamede MHP ve Ülkü Ocakları’nı hedef gösterebilecek bir iki kelime varsa algı malzemesi yapmakta tereddüt bile etmiyor iddianamede isim geçmesini bile suç isnadında kullanıyor ama mesela muhalif kanallarda arz-ı endam ederken o iddianame MHP ve Ülkü Ocakları’nı suçlamıyor diye de kurgu bir iddianame yakıştırması yapmaktan çekinmiyor.
İşin özü; acılı bir eş acılı bir anne rolünü bile artık oynamakta zorlanıyor, doğrudan MHP ve Ülkü Ocaklarına yönelik itibar suikastının provokasyonun aparatı gibi hareket ediyor!"
"Tehditleriniz karşısında bir adım geri atarsam namerdim"
Çakır'ın paylaşımını alıntılayan Ayşe Ateş, "Gel Zihni, gel! Dünün Ülkücü düşmanı, günün Ülkücü kalkanı, yarının rüzgârla yön bulanı gel! Yazdığı kitaba ilişkin verdiği mülakatta MHP ve Ülkü Ocaklarını 'Gladio' ile alakalandıranı, Ülkücülerin silah kaçakçılığı yaptığından dem vuranı gel! Karın doyuran her tasın kaşık daldıranı, kapının önündekilerin en çok saldıranı, çiçek bahçelerinin baldıranı gel! Büyük resmi gören Zihni, her şeyi bilen Zihni gel! Hatta hakkımdaki iddialarınızı, imalarınızı, iftiralarınızı sırtınıza yüklenin, topunuz gelin" dedi.
Ateş, şu ifadeleri kullandı:
"Tehditleriniz karşısında bir adım geri atarsam, namerdim. Evelallah, ben tertemiz bir Cumhuriyet kadınıyım, alayınıza yeterim. Hepinizin hakkından gelirim.
'Susayım, kafamı toplayayım. Duruşma öncesinde ruhen ve bedenen dinleneyim. Bu süreçte kızlarımı ihmal ettim. Onlara daha çok zaman ayırayım.' diyorum. Ama izin vermiyorsunuz. Rahat durmuyorsunuz.
Ne oldu Zihni? 'Örgüt' diyordunuz, 'dış güçler' diyordunuz.
Cumhur İttifakı’nı, Türkiye’yi hedef alan o hayalî örgütünüzle beni ilişkilendirmek için okulla ev arasında mekik dokuduğum, iki çocuk büyüttüğüm öğretmenlik yıllarıma ilişkin bir irtibat kuramadınız mı?
Bulaşık yıkadığım, yemek yaptığım, balkondan çul çırptığım görüntüler dışında, çocukların odasıyla mutfak arasında söylediğim yanık türküler haricinde son döneme ait bir kayıt bulamadınız mı?
Görünen o ki canı yanmış, hayatı çalınmış, çocukları yetim bırakılmış bir kadının, bir annenin, bir ev hanımının verdiği adalet mücadelesi sen ve senin gibilerin anlama ve anlamlandırma kapasitesini fazlasıyla aştı. Bunun arkasında kesin birileri var, dediniz. Günlerce didinip durdunuz. Yaşadığınız âlemi aradınız taradınız. Nihayetinde hiçbir şey bulamadınız. Şimdi boş avuçlarınızın üstünde dilinizi gezdiriyorsunuz. İddialarınız da iftiralarınız da imalarınız da başınıza geçti. Gittiğiniz her yerde başınızın üstünde şapka gibi taşıyorsunuz.
Zihni, bugünkü art arda gelen soruların da iddia, ima ve iftiraların gibi yetim kalsın istemem. Hem ben de sana konuya ilişkin birkaç soru sorayım. Biraz beyin jimnastiği yap, kafan çalışsın, zihnin açılsın. Yaşadığımız dünyaya dön:
Bütün siyasi partileri biz davet ettik. Hukukçularıyla yanımızda olacaklar. Bize destek verecekler Zihni.
Ya diğerleri? Onları kim davet etti? Onlar niye orada olacak? Yargılananlar bu fotoğraflardakiler değil mi Zihni? Dosyaya baktın mı, iddianameyi okudun mu? Birbirini tamamlayan ifadeleri, tutarlı HTS, PTS kayıtlarını gördün mü Zihni?
Haydi, burada gördüğün büyük resmi de anlat Zihni!" (Haber Merkezi)