Türkiye’nin önde gelen iş insanlarından İnan Kıraç'ın, 2020 yılında yaşamını yitiren eşi, Koç Holding kurucusu Vehbi Koç’un kızı Suna Kıraç’ın mirası nedeniyle dava açtığı kızı İpek Kıraç, babasıyla çok yakın bir çocukluk geçirdiğini belirterek, "Gün gelip böyle bir duruma düşeceğimizi söyleseler asla inanmazdım. Bu durumun beni nasıl etkilediğine yanıt vermem zor. Babamın tutumunu ne duygusal açıdan ne de mantıken anlamam ve kabullenmem inanın mümkün değil" diye konuştu.
Gazete Oksijen'den Elif Ergu Demiral'a konuşan İpek Kıraç, annesinin vasiyetiyle Koç Holding'in yaklaşık yüzde 12'lik hissesine miras yoluyla sahip olmuştu. Vasiyetnamenin iptali için yargıya giden babası İnan Kıraç'la çok daha farklı bir dönem geçirmeyi hayal ettiğini söyledi.
Gazete Oksijen'de yayınlanan röportajdan öne çıkan kısımlar şu şekilde..
Yıllar sonra bu kez duygusal bağınızın çok kuvvetli olduğu babanız tarafından açılan evlatlıktan ret davası sizi nasıl etkiledi?
- Babamla çok yakın olduğum bir çocukluk geçirdim. Annem hem çok çalışırdı hem de babama göre daha sert mizaçlı bir insandı. Babamla ilgili bütün anılarım çok sıcak ve güzel. Gün gelip böyle bir duruma düşeceğimizi söyleseler asla inanmazdım. Bu durumun beni nasıl etkilediğine yanıt vermem zor. Babamın tutumunu ne duygusal açıdan ne de mantıken anlamam ve kabullenmem inanın mümkün değil.
Babanız neden böyle beklenmedik bir tavır takındı?
- Bilemiyorum. Kendisine sormanız lazım. Ben hala eski, bildiğim babamı hatırlamak ve yaşamak istiyorum. Tek bildiğim başta ben olmak üzere babamı gerçekten seven bütün ailesi ve dostlarının konuyla ilgili çok üzgün olduğu.
Babanıza ne söylemek istersiniz?
- Babamla bu yıllarımızı, annemin kaybından sonraki dönemimizi çok daha farklı geçirmeyi hayal ederdim. Keşke babamla birlikte enerjimizi, zamanımızı, kaynaklarımızı annemin ismini ve hayallerini yaşatmaya harcıyor olsaydık. Keşke şu an annemin ismiyle yürüttüğüm projelerimizi babamla ziyaret edebilseydik, o kız çocuklarını tanıyabilseydi.
Keşke birlikte yemeklere, tatillere çıkabilseydik, normal bir aile gibi yaşamaya devam edebilseydik. Özlediğim ve “keşke” dediğim çok fazla şey var. Ama babamın bu yaşlarında onunla olmayı, onun geride bırakmak istediği işlere, hayallerine her açıdan destek ve yoldaş olmayı çok çok isterdim. Eminim annem de bizi öyle görmek isterdi. Gerçekten çok yazık… Ben her şeye rağmen hâlâ eski günlere döneceğimize dair umudumu koruyorum. İstese de istemese de o benim babam.