Bakan Nebati Diyarbakır'da: Krediyi alıyorsanız üretim yapın, ter dökerek para kazanın

Hazine ve Maliye Bakanı Nurettin Nebati, BDDK'nın kredi düzenlemesinin amacının gayet açık olduğunu söyleyerek, "Krediyi alıyorsanız üretim, ihracat yapın, istihdam oluşturun, ter dökerek para kazanın. Gidip de dövize, atına yatırım yapmayın" dedi.

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Diyarbakır İş Dünyası Buluşması toplantısında konuştu.

Nebati, iş dünyasına yönelik uyarılarda bulunarak şunları söyledi:

"ELEKTRİK MALİYETLERİNİN ZAMANLA SIFIRLANMASI KONUSUNDA TARİHİ BİR ADIM ATMIŞ OLUYORUZ"

"Tarımsal sulamada güneş enerjisi santralleri projemizi başlattık. Bu projenin tanıtımını da biliyorsunuz mart ayında Urfa'da hep birlikte yaptık. GES'e yönelik desteklerimiz kapsamında çiftçilerimize, Ziraat Bankası'yla ilk bir yılı geri ödemesiz olan toplam 84 ay vadede kredi imkanı sunuyoruz. Tarım arazisinin en fazla yüzde 1,5’una kadar GES kurulumu ve aylık mahsuplaşmasına da imkan getirdik. Böylelikle bölge insanımızın tarımdaki en önemli sorunu elektrik maliyetlerinin zamanla sıfırlanması konusunda tarihi bir adım atmış oluyoruz.

"ÇİFTÇİLERİMİZ FAZLADAN ÜRETMİŞ OLDUĞU ELEKTRİĞİ DE SATMA İMKANINA KAVUŞMUŞ OLACAK"

Ancak, anlaşılan bazıları, bizim icraatlarımızın hızına yetişip takip edememiş. Biz, vaat vermiyoruz, net olarak söylüyoruz. 84 milyar lira, 830 bin hektarlık alanın bitmiş baraj ve göletlerindeki suyun toprağa kavuşturulması ile ilgili bir çalışma artı 12 milyar liralık, Türk tarımını destekliyoruz. Böylelikle özellikle GES üretiminde bulunan çiftçilerimiz, sadece mahsuplaşma imkanına değil fazladan üretmiş olduğu elektriği de satma imkanına kavuşmuş olacak.

"BÜYÜK VE DENGELİ BİR BÜYÜMEYLE YAKALAMIŞ DURUMDAYIZ"

Bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 7,3 oranında büyük ve dengeli bir büyümeyi yakaladık. Yani net dış ticaret talebimizle içerideki talep neredeyse at başı birlikte gidiyor. Tam dengeli bir büyümeyle yakalamış durumdayız. İmalat sanayisinde kilit konumunda olan birçok sektörü doğrudan etkileyen makine teçhizat yatırımlarımız da 2019 yılının son çeyreğinden bu yana kesintisiz büyüyor. Nisan ayı itibariyle toplam istihdamımızı 30,4 milyona çıkardık. Onun için bütçemiz güçlü. Onun için kamu maliyemiz güçlü. Ülkenin tamamı üretiyor, ihraç ediyor ve istihdamı da en üst seviyeye getirmiş durumda. 2020 yılının nisan ayına göre Türkiye, 5 milyon yeni istihdam sağladı. Bu bir rekordur.

"SAVAŞ NEDENİYLE ENFLASYONDA YÜKSEK BİR RAKAM OLUŞTU"

Cumhuriyet’imizin 100. yılında, 2023’te 100 milyar dolarlık bir ihracatı biz inşallah geçmiş olacağız. Diğer yandan Covid-19 salgını sonrasında ortaya çıkan Rusya-Ukrayna savaşı, tam toparlanma eğiliminde olan arz ve tedavi zincirlerini olumsuz yönde etkilerken küresel emtia fiyatlarının önemli ölçüde artmasına neden oldu. Enflasyonun tüm dünyada son 40 yılın en yüksek seviyelerine ulaşmasına da yol açmıştır. Bu durumun bize de yansıması sonrasında ülkemizde de enflasyonda yüksek bir rakam oluştu. Alım gücünü ve refahı korumak amacıyla pek çok tedbiri hayata geçirdik. Pek çok alanda vergi oranını düşürdük.

"TEMMUZ AYINDAN İTİBAREN GEÇERLİ OLACAK ŞEKİLDE ASGARİ ÜCRET BELİRLENİYOR"

Tüm bu adımlar ek olarak, 2022 yılında 241 milyar lira vergi gelirinden vazgeçiyoruz. Son olarak, asgari ücreti iyileştirilmesine yönelik Cumhurbaşkanımızın talimatıyla yapılan çalışmalar da nihayetleniyor. Dar gelirli ve sabit ücretli vatandaşlarımızı hayat pahalılığından korumak amacıyla temmuz ayından itibaren geçerli olacak şekilde asgari ücret belirleniyor. Belirlendiği anda da Sayın Cumhurbaşkanımız bunu milletimizle paylaşacaktır. Makro ekonomik ve finansal istikrarlı kuvvetlendirmeye yönelik ilave tedbirlerle de enflasyonla mücadele sürecimizi destekliyoruz. Döviz kurlarındaki fiyat dalgalanmalarını en aza indirmek için 2021 yılı aralık ayında uygulamaya başladığımız kur korumalı mevduat enstrümanına ilaveten, biliyorsunuz gelire endeksli senetlerin, yani GES'lerin de ihracını gerçekleştirdik.

"MAKRO İHTİYATİ POLİTİKALARDA SIKILAŞMAYA GİDİYORUZ"

Kredilerin üretken alanlara yönlendirilmesini sağlamak amacıyla tüketici ve konut kredilerine yönelik makro ihtiyati politikalarda sıkılaşmaya gidiyoruz. Ancak dar gelirli vatandaşlarımızın krediye erişim imkanını gözeterek 50 bin liraya kadar olan tüketici kredilerinde bir vade sınırlamasına gitmedik.

"BDDK’NIN DÜZENLEMESİNDEKİ AMACI SON DERECE AÇIK"

Finansal istikrarı güçlendirme politikamız kapsamında yakın dönemde BDDK, ticari kredi kullanımına dair bir düzenleme yaptı. Bu düzenlemenin de amacı son derece açık. ‘Krediyi alıyorsanız üretim, ihracat yapın, istihdam oluşturun, ter dökerek para kazanın. Gidip de dövize, atına yatırım yapmayın’ diyor. Açık bir şekilde.

"TÜRKİYE EKONOMİ MODELİ'NE SAYGI DUYMUYORSANIZ BİLE UYUM SAĞLAYIN"

Bu ülke, en doğru şekilde 20 yıldır nasıl yönetildiyse bundan sonra da yönetilmeye devam edecek. Türkiye Ekonomi Modeli’ne de saygı duymuyorsanız bile uyum sağlayın. Türkiye Ekonomi Modeli, üretim ve ihracat odaklı ve istihdamı artırmaya odaklı. Bunun için de selektif kredi anlayışıyla çalışıyor. Kredilerimizi uygun alanlara veriyoruz. ‘Ver parayı ucuza’, ne yapacaksın parayı, dövize gideceksin. Kusura bakma, buna izin vermeyiz. Yatırımcının başımızın üstünde yeri var. Yeter ki aldığın krediyi düzgün bir yerde kullan. Dijital teknolojinin geliştiği bir ortamdayız. Hangi miktarı nerede kullandığını şeffaf bir şekilde zaten ortaya koyuyor. Verdiğimiz paralar, krediler boşa gitmesin. Siz de kazanın, ülke de kazansın. Verdiğimiz kredilerin amacına uygun şekilde harcanmasını sağlamaya yönelik bazı düzenlemeler yapmamızdan daha doğal ne olabilir ki ya? İsteyen, kendi kaynaklarını yine gidip istediği şekilde kullanabilir. Bizi hiç ilgilendirmiyor ama bankaya ‘Ben bu parayı şu iş için alıyorum’ diyorsan aldığın o parayı o iş için kullanmak mecburiyetindesin.

"BİZ, MİLLETİMİZİN ÇIKARLARI NEYİ GEREKTİRİYORSA ONU YAPIYORUZ"

BDDK, çok açık bir şekilde diyor ki ‘Ticari kredi alıyorsanız bunu size üretken işlerde kullanmanız için veriyoruz’ diyor. Bu kadar açık. Diğer yandan bizim, Türk lirasını güçlendirme, güvenme, yani liralaşma yönünde bir politikamız var. Bu çok net. Burada asıl sorun nedir biliyor musunuz? Burada asıl sorun, 2002 yılında toplanan her 100 liranın 86 lirası faize gidiyorken bugün toplanan her 100 liranın 15 lirası faize gidiyor. Karamsarlıklarının asıl sebebi, rant ekonomisinden üretim ekonomisine geçiyor olmamız. Karamsarlar, bu yüzden daha da karamsar oluyor. Yok böyle bir Türkiye artık. Kimse kusura bakmasın. Biz, milletimizin çıkarları neyi gerektiriyorsa onu yapıyoruz.

"İSTİHDAMA YÖNELİK FİNANSMAN İMKANLARIMIZI 2 KATINA ÇIKARIYORUZ"

Attığımız bu adımlar, inanıyoruz ki finansal istikrarı sağlamlaştıracak ve selektif kredi politikamızla uyumlu şekilde kaynakların daha verimli ve üretken alanlarda kullanılmasını sağlayacaktır. Son dönemde Meclis’e verilen kanun teklifiyle Hazine destekli kefalet sisteminin yasal kaynağını 50 milyar liradan 100 milyar liraya yükselterek üretime, yatırıma, ihracata, dolayısıyla da istihdama yönelik finansman imkanlarımızı iki katına çıkarıyoruz. Bu kanun teklifi, biliyorsunuz dün Plan ve Bütçe Komisyonu’ndan geçerek Genel Kurul aşamasına geldi.

"PROFORMA FATURALARI KULLANIP FATURALARINI İPTAL EDENLERE BURADAN BİR ÇAĞRIM VAR"

KGF'de ve diğer kredilerde fatura karşılığı destek veriyoruz biliyorsunuz. Buradan sesleniyorum. Proforma faturaları kullanıp, krediyi alıp sonra da faturalarını iptal edenlere buradan bir çağrım var. Sakın ha! Her şeyi biliyoruz. Sakın ha! Faturalar karşılığı olarak aldığınız krediyi faturalardaki amacına uygun bir şekilde kullanın. Proforma fatura, belli bir müddet sonra gerçek faturaya dönüşecek. Üretim diyoruz ya size ucuz kredi veriyoruz. ‘Ucuz krediyi git, yatırımda kullan, işletme sermayende kullan’ diyoruz. Bu konuda gerekli adımları atacağımızı tüm kamuoyunun bilmesinde fayda var. Meclis’teki kanun teklifi sayesinde esnafımız, çiftçimiz, küçük ve ortak orta ölçekli işletmelerimiz başta olmak üzere tüm firmalarımıza piyasa şartlarını gözeterek tedricen ve selektif bir yaklaşımla kullandırmak üzere 890 milyar lira civarında ilave bir finansman imkanı oluşturmuş olacağız.”

PROFORMA FATURA NEDİR

Proforma fatura, teklif faturasıdır, ön fatura da denilmektedir. Proforma fatura, özellikle dış ticarette kullanılır, uluslararası satış sözleşmesi olarak da nitelendirilir. Proforma fatura karşılığı hizmet veya ürün verilmediği için ödeme de yapılmaz. Proforma faturanın maliye açısından ve kanunen hiçbir sorumluluğu yoktur. Ticaret ve vergi hukukunda proforma fatura ile alakalı bir düzenleme bulunmamaktadır. Dileyen her işletme proforma faturayı kullanabilir. Yalnız proforma fatura düzenlemek için ticari fatura kullanılmaz. Ayrıca fatura üzerinde “proforma fatura” ibaresi olmak zorundadır. İşletme, kağıt proforma fatura düzenleyeceği gibi antetli kağıdıyla da proforma faturayı hazırlayabilir. (ANKA)

Ekonomi Haberleri