Cumhuriyet yazarı Barış Terkoğlu, 11 ilde büyük yıkıma yol açan depremler sonrası askerin kışladan geç çıkarıldığına ilişkin tartışmayı köşesine taşıdı ve konuyla ilgili eski askeri hakim emekli albay Ahmet Zeki Üçok'un değerlendirmelerini aktardı.
Eski asker ve İYİ Parti Genel Başkan Başdanışmanı Ahmet Zeki Üçok, Terkoğlu’na yaptığı açıklamada “Benim şöyle bir duyumum var. 2. Ordu Komutanı, bir an önce depreme müdahale etmemiz lazım demiş. Beklemede kalalım denilince üzüntüden ağlamış” ifadelerini kullandı.
Barış Terkoğlu’nun “Depremin ortaya çıkardığı hastalık” başlıklı yazısından ilgili bölüm şöyle:
Deprem, milletin yaşadığı en büyük felaketse o da bize bütün sorunlarımızı gösterdi. Ekonomik krizimiz, kurumlarımızın yıkılmış olması, hukuki çöküşümüz, mülteci politikalarındaki hatalar... Hatta Suriye meselesi bile...
Baştan söyleyeyim, Türkiye, Erdoğan’ın yanlış Esad politikasının sonucu olarak afeti daha derinden hissetti. Hatta elinin kolunun bağlanmasının nedenlerinden biri de Suriye kriziydi.
Komutan ağladı
Şöyle anlatayım... Geçen hafta, eski asker Ahmet Zeki Üçok’la deprem meselesini konuştuk. Askerin depremlere müdahalesi konusunda çalışıyor, danışmanı olduğu İYİ Parti için bir politika oluşturmaya uğraşıyordu. En önemlisi elbette ilk 48 saatti. TSK’nin elinin kolunun nasıl bağlandığını anlattı. “2010 yılına kadar Türkiye’nin uyguladığı bir sistem vardı, bundan vazgeçildi” diyen Üçok, TSK’nin devre dışı bırakılarak bütün yetkilerin AFAD’da toplandığını anlattı. “Emir komuta zinciri, Ankara’dan Adıyaman’a ulaşıncaya kadar ne yazık ki iki gün geçti” diyen Üçok, ilginç bir iddiada bulundu: “Benim şöyle bir duyumum var. 2. Ordu Komutanı, bir an önce depreme müdahale etmemiz lazım demiş. Beklemede kalalım denilince üzüntüden ağlamış.”
AKP askeri tasfiye etti
AKP’nin DAFYAR’ı (Doğal Afet Yardım Planları) iptal ettiğini hatırlattı.
Üçok, DAFYAR’ın önemini şöyle anlattı:
“TSK’nin bölük komutanlığı seviyesine kadar, her türlü afette, hiçbir yerden emir beklemeksizin neler yapacağının planıdır. Her askeri birlik, kendi güvenliğini sağladıktan sonra, hemen mahallinde hangi adrese gideceği, hangi bölgede çadır, fırın, hastane kuracağı, nerenin güvenliğini ele alacağı, kamyon, TIR, kepçe, vinç gibi hangi sivil araçların birliğin emrine gireceği ve nerelerde kullanılacağı, arama kurtarmaya kimlerin hangi araçlarla katılacağı, intikal planları...”
Yazının devamı için tıklayınız.