Kısa Dalga kitap köşesinden merhaba. Bu hafta yarıyıl tatili başlamışken, çocuklar için seçtiğimiz kitaplara daha fazla yer verdiğimiz bir bültenle karşınızdayız. Birlikte düşünmek, başka olasılıkları unutmamak için.Bu haftanın seçkisi şöyle:
110
Gassan Kanafani, “Güneşteki Adamlar”
Yolları Basra’daki bir kaçakçının yazıhanesinde kesişen üç Filistinlinin hikâyesini anlatan, “Güneşteki Adamlar”, Mehmet Hakkı Suçin çevirisiyle, Metis Yayınları tarafından yayımlandı. Güneşteki Adamlar, 1963’te yayımlandıktan sonra da yazılmaya devam eden bir metin olarak anılıyor bu yanıyla kitap, çölde kavrulan, okyanusta boğulan, kamyon kasasında yahut bir uçağın bagajında buz tutan göçmenlerin hikâyesi olarak da okunabiliyor ve günümüz göçmen sorunuyla da kesiştirilebilecek bir yan taşıyor. Ayrıca, İki binli yıllarda Arap Yazarlar Birliği’nin “En İyi 100 Roman” listesinde ilk beş sırada yer alan bu metni, bu hafta edebiyat meraklısı okurlarımız için gündeme aldık.
Çağdaş Meksika edebiyatının en güçlü kalemlerinden biri kabul edilen, Brenda Lozano “Cadılar”da farklı köken ve koşullara sahip iki kadının hikâyesini iç içe geçirerek Meksika geleneklerini, şifayı, şiddeti anlatıyor, kadın olmanın farklı biçimlerini ele alıyor. Notos Kitap tarafından basılan metin, Nergis Gürcihan çevirisiyle raflardaki yerini aldı.
Tanıtım bülteninden şu bölümü de ekleyebiliriz: “Öldürülen Paloma’nın adı başta Gaspar’dır. Şifacılığı terk edip gece hayatını seçerek Paloma’ya dönüşse de iyileştirmenin yollarını Feliciana’ya öğretir. Feliciana özel gücü Dil’i keşfederek eskiden sadece erkeklere ait olan şifacılık dünyasında kendi yerini kazanmaya başlar. Önyargılarla, küçümsemeyle doldurulmuş Cadı kelimesini kadının kötü karaktere dönüştürüldüğü ve avlanmaya değer görüldüğü bir dünyadan çekip çıkararak ona iyileştiren, koruyan anlamlarını geri kazandırır.”
Tuğba Tekerek, “Taşra Üniversiteleri, ‘AK Parti'nin Arka Kampüsü’”
Tuğba Tekerek bu kitabında, taşra üniversitelerinin akademik ve sosyal hayatını, amfilerden kampüs camilerine, kafelerden yurtlara, ayrıntılı bir şekilde resmediyor. Taşra Üniversiteleri kitabı, ülke sathına yayılan üniversitelerin, Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarının “arka kampüsü” olarak işlediğini gösteriyor.
Yaşadığımız zamanda eğitim sisteminin, akademik düşüncenin ve üniversitenin nasıl dönüşerek tamamen iktidarın aracı hâline geldiğini gözler önüne seren metni, bu hafta sizlerin dikkatine sunmak istedik. Kitap, İletişim Yayınları tarafından basıldı.
Büyük Buhran yıllarından sonra Amerika’nın yoksul taşrasından William Faulkner, Truman Capote ve Carson McCullers gibi isimlerle yükselen, Güney gotik yazınının en parlak ve özgün temsilcilerinden kabul edilen, Eudora Welty’nin başyapıtı “İyimser Babanın Kızı” 1973’te Pulitzer Ödülü’ne layık görülmüş. Ayrıca, Ulusal Kitap Ödülü’ne de aday gösterilmiş ve yazarını büyük bir üne kavuşmasını sağlamış. Kitap, Can Yayınları tarafından, Zeynep Baransel çevirisiyle basıldı.
Tanıtım bülteninde metnin konusundan şöyle söz ediliyor: “Ama insanın sevdiklerinden uzun yaşamasının sebep olduğu suçluluk hissini taşıması gerektiğine de inanıyordu. Onlardan uzun yaşamak onlara haksızlık etmek gibiydi. Ölüm fantezileri, yaşam fantezilerinden tuhaf gelmiyordu ona. Hayatta kalmaksa belki de aralarındaki en tuhaf fanteziydi.”
Andrew H. Knoll, “Dünya'nın Kısa Tarihi, ‘Sekiz Bölümde Dört Milyar Yıl’”
Harvard Üniversitesi’nde Yerküre ve Gezegenbilim Bölümü’nde Doğa Tarihi alanında profesör olan, Andrew H. Knoll’un bu kitabına dair yorumlarda şuna dikkat çekiliyor: “Dünyaca tanınan jeolog Andrew H. Knoll, gezegenimizin 4,6 milyar yıllık geçmişinin soyağacını çıkardığı; özenle hazırlanmış, kolay anlaşılan bir Dünya biyografisiyle okurlarının karşısına çıkıyor. Yirmi birinci yüzyılın iklim değişikliğini ana izleğine alan kitap, geçmişte nerede olduğumuza ve şu an nereye gittiğimize dair gerçekçi bir bakış sunuyor.” Dünya nereye gidiyor, son yıllarda her alanda tartışılan bu soruyu, tarihsel bir yaklaşımla ele alan metni, bu hafta seçkimize taşıdık. Metin, Ayrıntı Yayınları tarafından, Aydın Çavdar çevirisiyle basıldı.
Kyle Lewis, Will Stronge, “Fazla Mesai – Neden Daha Kısa Bir Çalışma Haftasına İhtiyacımız Var?”
Kyle Lewis ve Will Stronge, çalışmanın bedenin tüm zamanını kapsayan bir duruma dönüştüğü bir çağda, çalışma süresinin kısalmasının kapitalist ekonomiler bağlamında ne ifade ettiğini göstererek bu fikrin tarihini ve siyasi anlamlarını inceliyor. Tanıtım bülteninde de işaret edildiği gibi, iş kaynaklı stres ve tükenmişliğin artık salgına dönüştüğü, güvencesizlik ve düşük ücretlerin işgücü piyasasında kural haline geldiği günümüzde, istihdam meselesine yeni ve radikal bir tutumla yaklaşılması gerekiyor. Bu bağlamda önemli bulduğumuz kitabı, sizlere hatırlatmak isteriz. Metin, Minotor Kitap tarafından, Önder Kulak çevirisiyle yayımlandı.
Simone de Beauvoir soruyor, Jean-Paul Sartre cevaplıyor. Bu söyleşi metni hakkında Beauvoir tanıtım bülteninde şunları söylüyor: “Bu söyleşiler 1974 yazında Roma’da, sonbaharda Paris’te gerçekleştirildi. Sartre zaman zaman yorgun oluyor, bana düzgün yanıt veremiyordu; kimi zamansa ben esin bulamayarak sudan sorular soruyordum. Gözüme gereksiz görünen konuşmaları metinden çıkardım. Geri kalanını ise kronolojik sıraya az çok uygun kalmaya çalışarak temalara göre sınıflandırdım ve kolay okunabilir hale getirmeye uğraştım. Bilindiği üzere, bir kayıt cihazının sakladığı sözler düzgün biçimde yazılmış bir anlatıya pek yaklaşamıyor. Ancak konuştuklarımızı yazı diline uygun şekilde baştan yazmak da istemedim, doğallığını korumayı tercih ettim.”
Hem Simone De Beauvoir hem de Jean-Paul Sartre meraklılarının dikkatini çekebilecek bu kitabı, sizler için listeye ekledik. Metin, Hasan Can Utku çevirisiyle, Everest Yayınları tarafından basıldı.
Caldecott Medal ödüllü bu çocuk kitabı, Özge İpek Esen çevirisiyle Bilgi Çocuk Yayınları tarafından basıldı. İsmiyle de ifade ettiği gibi metin, çocukları denizle ve onun yaşayanlarıyla renkli bir keşif yolculuğuna çıkarıyor, bu metne dikkatinizi çekmek isteriz. Kitabın grafik uygulaması, Tima Berk Şener tarafından yapılmış.
Anne Waeles, Magali Dulain, “Simone Weil Unutkanlar Krallığı’nda”
9-14 yaş çocukları için filozofların hikâyelerini anlatan resimlenmiş kitaplardan oluşan Küçük Filozoflar Dizisi, çocukların felsefeye zevkli bir giriş yapmalarını, kendi sorularının peşinden gitme alışkanlığı kazanmalarını amaçlıyor. Dizinin yeni kitabı, “Simone Weil Unutkanlar Krallığı’nda” bu metinlerden biri olarak karşımıza çıkıyor. Metis Yayınları tarafından basılan kitabın çevirisi Siren İdemen’e, resimleri ise, Magali Dulain’e ait. Daha önce de köşemize taşıdığımız bu diziyi yarıyıl tatilinde sizlere hatırlatmak isteriz.
Bakış açını değiştir, dünyayı değiştir! O zaman, değişelim mi? Sorusuyla yola çıkan bu kitapta Sibel Öz, masallara bakış açısının değişmesiyle yaşamda iyi duyguların, iyiliğin bulaşıcı olabileceğini hatırlatıyor. Yine çocuk okurlarımız için seçtiğimiz bu kitabı da hatırlatmak isteriz. Metin, Parmak Çocuk tarafından yayımlandı.