Çağımızın önemli sorunlarından olan; Sürgün, Vatansızlık Ve Göç...
Kısa Dalga kitap köşesinden bir kez daha merhaba. Şiir, roman, felsefe, mimari gibi farklı konularda kitapların yer aldığı köşemizde, bu hafta da sizler için seçtiğimiz, küçük ipuçları vermesini umduğumuz metinler yer alıyor. Birlikte düşünmek, başka olasılıkları unutmamak için.
110
Nihat Enver Ülger, “Kentsel Arazi Düzenlemesi: Kentsel Dönüşüm”
Nihat Enver Ülger’in Yem Yayın tarafından basılan bu kitabından şöyle söz ediliyor: “Bugüne kadar “kentsel dönüşüm” adı altında yapılan uygulamaların dışında ve ötesinde bir bakış açısına gereksinim olduğunun altını çiziyor. Kentlerimizi planlarken, içinde bulunduğumuz doğanın sahibi değil gelecek kuşaklar adına emanetçisi olduğumuz bilinciyle hareket etmeye davet ediyor; kentsel dönüşümün yalnızca depreme dayanıklı, korunaklı, mahremin yaşandığı, hacimler/mekânlar üretmek anlayışının dışında, kamusal insanın yaşam alanları olarak görülmesi gerektiğine dikkat çekiyor.”
Kentsel dönüşüm ve şehir planlaması konusunda kaynak gösterilebilecek bu kitaba da dikkatinizi çekmek isteriz.
“Neden tüketim kodlarımız bu kadar tahmin edilebilir? Alışveriş yaparken gerçekten kontrol bizde mi?” Sorularından yola çıkan bu kitapta Cenk Koçaş’a göre, tüketim alışkanlıklarımızda kültürel olduğu kadar birçok genetik faktör de rol oynuyor. Binlerce yıl öncesindeki atalarımızın hayatta kalma yöntemleri bizim bugünkü seçimlerimizi etkiliyor. Yazar, neyi, neden tükettiğimiz konusunda genetiğimizin, kültürümüzün ve bilinçaltımızın bizi nasıl yönlendirdiğini üzerine bir araştırma yürütüyor. Tüketim kültürü tartışmalarının oldukça önemli hale geldiği kapitalist çağda kitabın meselesine kulak vermekte fayda olabilir. Doğan Kitap tarafından basılan metni, konuya meraklı okur için köşemize taşıdık.
“Yeni Bilimsel Tin” Gaston Bachelard’ın, Bachelard olmaya başladığı, kendi kıvamını bulduğu kitap olarak tanımlanıyor. Düşünürü anlamak isteyen okur için başlangıç kitabı olarak da görülebilecek bu metin, Minotor Kitap tarafından, Alp Tümertekin çevirisiyle yayımlanıyor. Metinden ayrıca şöyle söz ediliyor: “Nasıl Kepler ve özellikle Galileo’nun geliştirdiği yeni epistemoloji, filozofunu Descartes’ta bulmuşsa, geometride Lobaçevski ve fizikte Einstein’la başlayan değişmenin epistemolojisini de Bachelard, bu kitabından itibaren teorileştirmiş, söz konusu gelişmelerden bilim felsefesi açısından önemli sonuçlar çıkarmıştır. Vardığı nokta ise modern bilimin artık Descartesçı epistemolojiyi geride bıraktığı, aştığı saptamasıdır.”
Jonathan Sadowsky, “Depresyon İmparatorluğu: Yeni Bir Tarihçe”
Akıl hastalıklarının tedavisi, psikanaliz, depresyon konularında çalışan, Jonathan Sadowsky bu kitabında; “ruh ile beden arasındaki ilişkiye dair kadim tartışmayı ele aldıktan sonra, 20. yüzyılda psikiyatrinin ve farmakolojinin akıl sağlığı alanında çığır açan çalışmaları, nihayet bizzat hastaların tanıklıkları eşliğinde depresyonun kültür tarihini inceliyor. İnsan ıstırabının zamandan ve mekândan bağımsız sürekliliğini vurgularken farklı kültürlerin sıkıntı ve kederi nasıl deneyimlediklerini, manevi acıyı ne tür yöntemlerle dindirmeye çalıştıklarını gösteriyor…” Kitabın özellikle hasta tanıklıklarına yer vermesi, depresyona kültür tarihi üzerinden bakış açısı getirmesi dikkat çekici, İletişim Yayınları tarafından basılan metnin çevirisi, Biray Anıl Birer’e ait.
Susan Sontag’ın klasik metinlerinden “Fotoğraf Üzerine”, Can Yayınları tarafından, Osman Akınhay çevirisiyle tekrar basılıyor. Kendi alanında kült bir metin olan bu kitapta Sontag, fotoğraf etiği hakkında da düşündürüyor. Kitapla ilgili şu bilgileri de ekleyebiliriz: “Fotoğraf toplum, politika ve tarih hakkında çok şey anlatır. Sontag ilk olarak 1973'te yayımlanan bu kitapta fotoğrafı ne yüceltir ne de küçümser. Tarihsel ve toplumsal bakış açısıyla onun avantajlarıyla dezavantajlarını karşılaştırırken, görüntü ile gerçeklik arasındaki ilişkiyi irdeler. Görüntülerin medyadaki kullanımının belirli siyasi, kültürel veya dinî amaçlara ve çıkarlara hizmet edip etmediğini sorgular, resim ile fotoğraf arasındaki ayrım üzerinde durur ve fotoğrafın bir sanat dalı olarak meşruiyetini tartışmaya açar.” Hem Sontag takipçileri hem de fotoğraf üzerine düşündüren bu metni okura hatırlatmak isteriz.
İrlandalı gazeteci, yazar Audrey Magee'nin 2022 Booker Ödülü'ne aday gösterilen lirik romanı “Koloni”, tutkularının peşinden giden iki yabancıyı isimsiz bir adanın kıyısında buluşturan çarpıcı bir metin olarak biliniyor. Yazar kitapta ayrıca, aidiyet, kimlik, sömürgecilik gibi konuları anadil kullanımı ve sanat özelinde ele alırken çeşitli sosyokültürel tartışmalara zemin hazırlıyor. Deli Dolu Yayınları tarafından, Niran Elçi çevirisiyle basılan metni çağdaş dünya edebiyatı takipçileri için seçtik.
Marc Fernández’in, “Gerilla Kulübü” adlı bu kitabı, polisiye meraklısı okura hitap ediyor. Dipnot Yayınları tarafından, Metin Yetkin çevirisiyle basılan kitabın konusu ise şöyle: “Madrid'de iki adam kaybolur. Paris'te bir başkası ve Buenos Aires'te bir kadın. Her seferinde aynı senaryo: kurbanlar kaçırılır ve cesetleri parçalanmış halde bulunur. Hepsinin de ortak bir geçmişi var: 1970'ler ve 1980'lerde Latin Amerika’daki diktatörlüklere karşı verdikleri mücadele... Kaybolanlardan biri de Madridli gazeteci Diego Martin'in bir dostu. Ezelden beri suç ortağı olan dedektif Ana Durán ve avukat Isabel Ferrer'in yardımlarıyla radyodaki programı için bu davayı araştırmaya karar verir. Her türlü tehlikeyle dolu araştırma, onları Şili’yi katederek İspanya’dan Arjantin’e sürükler ve tarihin hayaletleriyle yüzleştirir. Keşfettikleri şey tüyler ürpetici; çünkü Condor Operasyonu’ndan 40 yıl sonra yırtıcı kuş uçmaya devam ediyor.”
Bu hafta köşemizin ilk konuğu “Oraya Kendimi Koydum”, kolektif bir kitap. Asuman Susam, Anita Sezgener, Ece Eldek, E. İrem Az, Mihrap Aydın, Miray Çakıroğlu, Monica Papi, Nur Alan, Petek Sinem Dulun, Selcan Peksan, Sevinç Çalhanoğlu'nun birlikte derlediği bu metin, belgesel şiirin (Docupoetry) önemli örneklerinden biri olarak karşımıza çıkıyor. Şiire ve edebiyata meraklı tüm okurların dikkatini çekebilecek kitap, Everest Yayınları tarafından basıldı.
Kitapla ilgili şu bilgileri de ekleyebiliriz: “Temelde fotoğraflar, mektuplar, sözlü tarih görüşmeleri, makale, haber, günlükler ve yasal belgeleri şiirsel bir yazım tarzıyla birleştiren belgesel şiir türü, bu kez feminist bir gözle buluştu: Bu kitabın temel malzemesi, kadınlarla yapılan sözlü tarih görüşmeleri.”
Çağımızın önemli sorunlarından olan, sürgünlük, göç, yurtsuzluk gibi konuları tartışan bu metinde Benhabib, “çağdaş düşüncenin sınırlarının muğlaklaştığı ama yine de ülkelerin sınırlarının giderek daha da belirgin ve kapalı hale geldiği günümüz dünyasına yeni bir yorum getiriyor; bu dünyanın düşünsel kategorileri ile toplumsal varoluşun sınırlarının dışına itilme ve yadsınma anlamına gelen göç, sürgün, vatansızlık, soykırım, ötekileştirme ve kimliksizleştirme gibi olgu veya kavramlarla insanlık tarihinin unutulamayan olaylarının düşünsel izini sürüyor.” Yaşadığımız zamanın güncel meselelerine de dokunan bu metin, Livera Yayınları tarafından, Erkin Şen ve Enver Utku Batur çevirisiyle basıldı.
Bu hafta çocuklar için seçtiğimiz kitap, “Bay Dingo’nun Ahırı”. Hayvanların ağzından atasözlerini öğrendiğimiz bu metinde, atasözlerine farklı bir açıdan bakıyoruz. Kitabın sonunda hikâyede geçen atasözlerinin anlamlarının yer verildiği bir sözlük de bulunuyor. Çocuklar için eğlenceli olabileceğini düşündüğümüz bu kitap, Dinozor Çocuk tarafından basıldı.