CHP Ankara Milletvekili Dr. Murat Emir, aşıda aracı firma tartışmalarına ilişkin, “Sayın Bakan aklımızla alay etmeyin. Lojistik firma dediğiniz, malın taşınması ve teslimiyle ilgilidir. Başka lojistik firmasının işlem gördüğünü hepimiz biliyoruz. Keymen, lojistik firması değil ki. Bakan ne kadar saptırmaya çalışırsa çalışsın, bilgi bulanıklığı yapmaya çalışırsa çalışsın; sonuç olarak Türkiye Cumhuriyeti, bir aracı firma üzerinden aşıları almıştır ve bu alıcı firmaya devasa fiyatlarda komisyon ödemeye başlamıştır. 12 milyon dolar ödenmiştir. Eğer ilgilenirlerse biz de bunların faturalarının hepsi tek tek var” dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Çin'den ücretsiz olarak gelen 1 milyon doz aşının Keymen şirketi tarafından Devlet Malzeme Ofisi'ne her bir dozu 12 dolardan fatura edilip edilmediğini sormuştu. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca da “Ülkeler arası ticari sır olarak kalması gereken bilgilerin ifşa edildiğini görüyoruz. Ülkeler arasında bunun ilişkileri etkileyebileceğini ve ücret ve benzeri noktalarda bunun ticari sır olarak kalmasını sözleşmeye de konduğunu ve bu nedenle de fiyatı özellikle söylememiştim, ama şunu ifade etmiştim: Biz aşıyı dünyadaki bütün ülkelerin aldığı fiyattan en ucuza alan ülkeyiz. Altını çiziyorum, hiçbir şekilde aracı firmaya zerre kadar bir kuruş ilave verilmemiştir” demişti.
CHP Ankara Milletvekili Dr. Murat Emir de CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun iddiaları ve Bakan Koca’nın yanıtına ilişkin TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Emir, şöyle konuştu:
Maliye Bakanı açıklamalıydı: İlgililerin yapması gereken, Devlet Malzeme Ofisi’nin bu bedelsiz aşı karşılığında ödeme yapıp yapmadığını ivedilikle söylemeleridir. Ama bunu yapmadılar. Bunu öncelikle yapması gereken. Devlet Malzeme Ofisi, Hazine ve Maliye Bakanlığı’na bağlı. Hazine ve Maliye Bakanı’nın çıkıp, Sayın Genel Başkanı’mızın belgesiyle ortaya koyduğu iddiaya cevap vermesi beklenir. ‘DMO, bu aşılar karşılığında 12 milyar doları ödemiştir’ veya ‘ödememiştir.’
Ticaretin doğasına aykırı: Devlet yönetiminin ne kadar savrulduğunu ve ciddiyetsiz yapıldığını gösteren bir örnek, Sağlık Bakanı kendisine bunu iş ediniyor. Aşı deyince Sağlık Bakanı söz konusu oluyor ya. Sağlık Bakanı, biliyorsa söyler. Aracı firmanın kasasına girdi mi girmedi mi? Bunu yapmak yerine kendisi gidiyor, Çin’deki Sinovac firmasını arıyor. Firma da diyor ki, nakit akışı olsun diye öylesine yazı vermişler, aslında ücretliymiş. Bunu Sağlık Bakanı’na söylüyorlar. Bakar mısınız ciddiyetsizliğe? Gümrük mevzuatına göre asla olanaklı bir şey değil. Hukuka, usule ve akla uygun değil. Ticaretin de doğasına aykırı bir şey. Sayın Bakan cevaplamıyorlar ama biz belgesini gösteriyoruz.
Bu fatura ödendi: Bu fatura ödendi. Devlet Malzeme Ofisi’nin bir milyon doz aşı için 12 milyon dolar ödediğini biliyoruz. Bu para ödenmiş. Eğer ilgilenirlerse biz de bunların faturalarının hepsi tek tek var. Zaten bakanın açıklamasından da biraz laf kalabalığı ama paranın ödendiğini anlıyoruz. ‘Bedelsiz olmaz, nakit akışı için ödemişlerdir’ diyor. Hayır Sayın Bakan öyle değil. O 12 milyon dolar, yani bir milyon aşının bedeli, aracı firmanın Türkiye Cumhuriyeti’nden tahsil ettiği toplam komisyondur.
Keymen lojistik değil: Aracı var mı yok mu tartışması sürüyor. Sayın Bakan, aracı kullanmadık, nasıl yok aracı? ‘Biz Çin ile görüştük.’ Görüştünüz, ‘görüşmüyorsunuz’ demiyoruz. Ama sözleşmeyi Türkiye’deki Keymen Firması ile yapıyorsunuz. DMO, Keymen İlaç Firması ile sözleşme yapmıştır. İlk belgeyi göstereyim. Bu gümrük giriş beyannamesi. Bunu kim düzenliyorsa, malın sahibi odur. Sayın Bakanı’nın sadece lojiktik ve temsille sınırlı demesi tam bir saçmalıktır, saptırmacadır. Bir defa bu sözleşmeyi bu firma yapmış. Bakan da diyor ki, ‘Keymen AŞ ile DMO sözleşme yaptı.’ İkincisi gümrük giriş belgelerini Keymen Firması düzenlemiş. Üçüncüsü ‘lojistik olarak kullandık’ diyor Sayın Bakan. Sayın Bakan aklımızla alay etmeyin. Lojistik firma dediğiniz, malın taşınması ve teslimiyle ilgilidir. Başka lojistik firmasının işlem gördüğünü hepimiz biliyoruz. Keymen, lojistik firması değil ki. Bakan ne kadar saptırmaya çalışırsa çalışsın, bilgi bulanıklığı yapmaya çalışırsa çalışsın; sonuç olarak Türkiye Cumhuriyeti, bir aracı firma üzerinden aşıları almıştır ve bu alıcı firmaya devasa fiyatlarda komisyon ödemeye başlamıştır.
Ticari sır değil: Sinovac aşısı ile niye bu kadar angaje oldunuz? Niye hiçbirine şans tanımadınız? Yoksa başka bir şey mi var? ‘Birileri para mı kazanıyor’ diye sorduğumuzda, ‘aracı falan yok’ dediniz. Böylesine bir çelişki ve tutarsızlık hiçbir bakana yakışmıyor. Sözleşme var, tarafları öğrenmiş olduk, içeriğini bilmiyoruz, ‘ticari sır’ kavramının arkasına saklanıyorlar. Bir defa artık fiyatı belli olduğuna göre, Sayın Bakan’dan sözleşmeyi açıklamasını bekliyoruz. Bilmeye hakkımız var. Salgınla baş etmemizin tek yolu aşı. 83 milyonun sağlığı, tüyü bitmemiş yetimin hakkı söz konusu. ‘Ticari sır’ diyemezsiniz.
(ANKA)