CHP’de seçimlerin ardından başlayan “değişim” tartışması sürerken, CHP Grup Başkanı Özgür Özel, yenilginin yok sayıldığını, tabanda öfkenin büyük olduğunu söyledi.
Cumhuriyet’ten İklim Öngel’e konuşan Özel, “Değişimden kasıt nedir?” sorusuna şöyle yanıt verdi:
“14 ve 28 Mayıs seçimlerinin ardından yaptığım tüm değerlendirmelerde, bunun herhangi bir seçim kaybı olmadığını, hiçbir şey olmamış gibi davranamayacağımızı, vatandaşın partimize yaptığı uyarıları dikkate almamız gerektiğini, tabanımızla partimiz arasında oluşan duygusal kopuşa çare bulmamız gerektiğini anlattım. Cesur, kararlı ve vefalı bir değişime ihtiyaç duyulduğunu anlattım. Değişim taleplerini bir kişiye ya da kişilere indirgemek doğru değildir.
“Eylem ve söylemde değişim”
“Bunu mümkün kılabilmek, partimizi yeniden 86 milyonun umudu haline getirebilmek bizim elimizde. Değişimden kastedilen asla bir başkalaşım değildir. Değişimden kasıt, partimizi iktidar yapabilmek maksadıyla eylem ve söylemde değişimi gerçekleştirebilmek, partimizin örgütsel anlayışını yenilemek, partimizde katılımcı demokrasinin önünü açmaktır.
“Sokak ve meclis birleşmeli”
“Cumhuriyet Halk Partisi’nin genel merkezinden, il ilçe örgütlerine tüm örgütsel mimarisini katılımcı ve günün şartlarına uygun biçimde vatandaşla etkin iletişimin sağlanabilmesi amacıyla gözden geçirmemiz şart. Sokakla, sahayla bağını koparmamış aksine buradaki eksiklerini tamamlamış ve yeni bağlar kurmuş, iktidarın dayatmasına rağmen demokrasinin beş yılda bir sandığa gitmekten ibaret olmadığını özümseyen, her gün iktidar edenlere karşı her an muhalefet eden, sürekli hesap soran, sürekli denetim faaliyetinde bulunan bir anlayışı egemen kılmalıyız. Hesap sormayı sadece meclis faaliyetlerinden ibaret görmeden sokaktaki mücadeleyle birleştirmemiz gerekmektedir. Örgütsel yapının baştan sona analiz edilerek, üye sayısının niceliksel olarak artırılması ve birlikte çalışan, birlikte mücadele eden, birlikte öğrenen bir örgüt anlayışına sahip olmamız gerekiyor. Parti politikalarının tavandan tabana talimatlandırıldığı bir yönetim anlayışından, sürekli etkileşim halinde olunan, karar mekanizmalarına üyelerin dahil edildiği dinamik, çağdaş bir örgüt mimarisine ihtiyaç var.”
“Partimiz yaklaşık 1 milyon 300 bin üyesiyle ülkemizin en fazla üyesi olan ikinci siyasal partisidir. AKP’nin 11 milyondan fazla üyesi olduğu göz önüne alındığında, oy oranlarımızın düşük olduğu seçim çevreleri başta üye sayımızın arttırılması ve yeni toplum kesimlerine erişilmesi temel önceliklerimiz arasında olmalıdır.
“Siyasi kaynağı sol ve sosyal demokrasi olmalı”
“Değişimin ana siyasal kaynağı, gücünü kurucu değerlerimizden alan sol ve sosyal demokrasi, itici gücü de örgütümüz olmalıdır. Partimiz hem kurucu değerlerine hem sosyal demokrasinin evrensel değerlerine bağlı kalarak iktidar olabilir.”
Özel, “Kurultayda genel başkanlığa aday olacak mısınız yoksa İmamoğlu ile birlikte mi hareket edeceksiniz?” sorusu üzerine ise “Ekrem Bey, İstanbul’u 25 yıl sonra sosyal demokrat belediyecilikle buluşturan Belediye Başkanımızdır. Yazdığı, söylediği her şeyi dikkatle dinliyoruz. Bu süreçte konuşan, görüş bildiren herkesin açıklamalarını takip ettiğimiz gibi. Önceki açıklamalarımda da söylediğim gibi 28 Mayıs’ta büyük bir travma yaşadık. Bu büyük üzüntüyü yaşadığımızdan beri sorumluluk almak gerekirse en üst düzeyde sorumluluk almak gerektiğini, fedakarlık yapmak gerekirse fedakarlıktan kaçınmamak gerektiğini anlatıyorum. CHP açısından herhangi bir dönemi yaşamıyoruz. Bunun bir kişisel talep konusunda ifade edilmesini doğru bulmam. Sorumluluk almaktan kaçmayacağımı söylemiştim, düşüncemde herhangi bir değişiklik yok” dedi.
“Baraj altında kaldığımızda bile yaşanmamış bir öfke söz konusu”
Seçim sonucunu “yenilgi” olarak görmeyenlerin, tabanın ve örgütün hissiyatını anlamadığını belirten Özel, “Kendi hissiyatının anlaşılmadığını gören seçmenimiz ve tabanımızda yerel seçimleri de etkileyebilecek bir duygusal kopuş tetiklendi. Bugüne kadar partimizin almış olduğu en ağır yenilgilerde dahi, baraj altında kaldığımızda bile yaşanmamış bir öfke söz konusu. Bu durumun yok sayılması partimizin geleceğine ve yaklaşan yerel seçimlere ilişkin kaygılarımızı artırıyor. Tabanımızın hissiyatını anladığımızı tabanımıza hissettirebilirsek, bu travmadan kurtulup ayağa kalkarak birlikte yeni bir mücadele başlatabiliriz” diye konuştu.
“4 kişiden 3’ünün oyunu alamadık”
Özel, şöyle devam etti:
“25,5 milyon oyun sorumluluğunu taşımak kadar, alamadığımız oylara da kafa yormamız gerekiyor. Partimizin milletvekili seçimlerinde her 4 kişiden üçünün oyunu alamadığı gerçeğini görmek gerekiyor. İktidar değiştirmek için yüzde 50’yi hedeflememiz ama yüzde 25 görünmez tavanını tuzla buz edip büyük bir sıçramayı yaptıracak doğru politikalara, yetkin kadrolara ve büyük bir özgüvene ihtiyaç var.
“Devrimleri süratle yapmak zorundayız”
“Parti örgütlerimizi, partimize yakın sivil toplum örgütlerini, üyelerimizi, yurttaşları anlayışla ve sabırla dinlememiz gerekiyor. Elbette ilçe ve il kongrelerinin yapılması belli olanaklar sağlayacaktır ancak seçim atmosferi sağlıklı tartışmalara engel olabilir, bu durumda üyelerimizle danışma kurullarını özel gündemle toplamak, eleştirilerini ve önerilerini almak, içinde bulunduğumuz krizi çözmenin, travmayı atlatmanın ve önümüze yeni bir yol haritasını birlikte koymanın yollarını aramalıyız. Bunları yapmak yerine tabanın ve üyenin tepkisini yok sayarsak, bu onarılmaz sonuçlar doğurabilir. Cumhuriyet Halk Partisi, olması gerekenin çok altında üye sayısına sahip. Üyeyle bağımızı kongre salonlarına sıkıştırmamalıyız, doğal tabanlarımız olan sendikalarla, sivil toplum kuruluşlarıyla, toplum kesimleriyle bağlar kurmamız gerekiyor. Partimizin üyeleriyle 81 ilde ve neredeyse tüm ilçelerde, sadece Edirne, Antalya, İzmir’de değil, Muş’ta, Iğdır’da, Kilis’te, Rize’de, Kayseri’de, Diyarbakır’da hem partililerimizle birlikte çalışmış, hem vatandaşın partimize ilişkin görüş ve eleştirilerini dinlemiş birisi olarak, birtakım reformları ve devrimleri süratle yapmak zorundayız.” (Kısa Dalga)