Cumartesi Anneleri/İnsanları gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormaya devam ediyor.
Tüm engellemelere rağmen kayıplarının akıbetini soran ve faillerin yargılanmasını isteyen kayıp yakınları ve hak savunucuları, 990. haftada da eylemlerini sürdürdü.
1995 yılından bu yana İstanbul Taksim'deki Galatasaray Meydanı’nda oturma eylemi yapan Cumartesi Anneleri, 990'ıncı haftada, 1991 yılında gözaltında kaybedilen Yusuf Erişti'nin akıbetini sordu.
Gazete Duvar'dan Osman Çaklı'nın aktardığına göre Galatasaray Meydanı'nda bir araya gelen kayıp yakınları burada yaptıkları açıklama ile Erişti'nin akıbetini sordu, faillerin yargılanmasını istedi. Bu haftaki açıklamayı kayıp yakınlarından Fatma Aslan okudu.
Aslan, Erişti ailesinin savcılık makamlarıma 30'a yakın dilekçeyle başvurduklarını ancak bilgi alamadıklarından söz etti. Yusuf Erişti'nin kardeşi alanda yaptığı konuşmada, babası Bekir Erişti'nin son nefesine kadar oğlunu beklediğini söyledi.
Aslan, Erişti'nin hikayesini şöyle aktardı: "30 yaşındaki Tokat-Reşadiye doğumlu Yusuf Erişti, 12 Eylül döneminde 2 yıl hapishanede kaldı. Hapisten çıktıktan sonra birkaç kez gözaltına alındı ve işkence gördü. Yusuf Erişti, 14 Mart 1991 Perşembe sabahı arkadaşıyla buluşmaya gittiği Belgradkapı civarında Terörle Mücadele polisleri tarafından gözaltına alındı ve Gayrettepe Siyasi Şube’ye götürüldü. Avukat Fethiye Pekşen, gözaltında tutulan Yusuf Erişti ile görüşmek için DGM’ye başvurarak, görüşme izni aldı.
Ancak Emniyet Müdürlüğüne gittiğinde Erişti ile görüştürülmedi. Bunun üzerine Pekşen, 29 Mart’ta polisler hakkında suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusundan sonra emniyet verdiği cevapta “Yusuf Erişti’nin gözaltında olduğuna ilişkin bir kayda rastlanmamıştır.”
Tanık: Yusufa yoğun işkence yapıldı
Fatma Aslan şunları söyledi:
"Ancak, aynı operasyon kapsamında gözaltına alınarak tutuklanıp İstanbul Bayrampaşa Cezaevi'ne gönderilen bazı kişiler, Yusuf Erişti'yi gözaltına alınırken ve emniyette sorgulanırken gördüklerini avukatlar aracılığıyla kamuoyuna açıkladılar. Yaptıkları açıklamada, Yusuf’a işkence yapan polislerin 'seni gözaltına aldığımızı kayıtlara geçirmedik, buradan ölün çıkar kimsenin haberi olmaz' dediklerini söyledi. Bir kişi de 'Yusuf'a yoğun işkence yapıldı. Onu en son 17 Mart'ta komaya girmiş halde hücresine götürülürken gördüm' dedi. Ayrıca, 13 Mayıs 1991 tarihinde bir üniversite öğrencisi (C.Ç.) Taksim’de 1 Mayıs’a katıldığı için gözaltına alındığını, sorguda polislerin kendisine 'Seni Yusuf Erişti gibi öldürürüz. Kimsenin haberi olmaz' dediklerini açıkladı."
Baba Erişti, Turgut Özal bütün siyasi parti başkanlarına dilekçe yolladı
Aslan, milletvekili Mahmut Alınak'ın 25 Nisan 1991 tarihinde Başbakan Yıldırım Akbulut’un cevaplaması talebiyle verdiği soru önergesini hatırlatarak şöyle devam etti:
"Tanıkların ifadelerini aktararak Yusuf Erişti’nin akıbetini soruldu. Önergeyi cevaplayan dönemin İçişleri Bakanı Abdulkadir Aksu 'Yusuf Erişti gözaltına alınmamıştır. Önergede iddia edilen hususların gerçekle ilgisi yoktur' dedi. Baba Bekir Erişti, başta Cumhurbaşkanı Turgut Özal ve Başbakan Yıldırım Akbulut olmak üzere bütün siyasi partilerin genel başkanlarına, İstanbul Valiliği ve Cumhuriyet Savcılığı’na otuza yakın dilekçe ile başvurdu.
Baba Erişti ve avukatları tarafından yetkililere sunulan dilekçeler ve suç duyurularına rağmen olayla ilgili herhangi bir soruşturma başlatılmadı. Yusuf’u kaybedenler cezasızlarla korundu. Gözaltında kaybedilişinin 33.yılında, Yusuf Erişti dosyasında maddi gerçeği açığa çıkartacak etkinlikte bir soruşturma-kovuşturma yapılması ve faillerin işledikleri ağır suçla orantılı olarak cezalandırması talebimizi bir kez daha tekrarlıyoruz."
Açıklamanın ardından Galatasaray Meydanı'na için karanfiller bırakıldı. (Kısa Dalga)