Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, T24'ten Murat Sabuncuya gündemdeki konulara dair değerlendirmelerde bulundu. Murat Sabuncu söyleşinin girişinde şu ifadeleri kullandı:
"Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ile partisinin İstanbul İl Merkezi'nde buluşarak altılı masanın çıkarabileceği aday konusundan HDP ile ilişkilere, Türkiye'nin önündeki risklere pek çok konu konuştuk. Altını çizdiğim üç konuyu buraya özetleyerek okurun takdirine bırakıyorum.
Birincisi aday konusu. Şöyle dedi: "Cumhurbaşkanı adaylığında açık ara konusunu güçlendirecek isim AK Parti ve MHP tabanından en fazla oyu alabilecek isim demektir."
Davutoğlu'nun bu tarifi potansiyel adaylar açısından tartışılacaktır.
İkincisi; HDP'nin 'altılı masa cumhurbaşkanı adayını belirlerken şeffaf bir şekilde müzakere etsin' talebi. Yanıtı şu: "Biz Gelecek Partisi olarak böyle bir istişarenin tüm partilerle yapılmasında bir sakınca görmeyiz."
Ve Türkiye'de iç karışıklık olabileceğine dair kimileri iktidara yakın isimlerin ortaya attığı iddialar. Davutoğlu'nun da kaygısı var:
"Özellikle bu kış ile ilgili gerçekten ben çok kaygı duyuyorum. Bu kış özellikle ekonomik şartlar bağlamında bazı olaylar yaşanabileceğinden endişe ediyorum."
Söyleşinin bir bölümü şöyle:
-Ekim ayında Brezilya'da seçimler var. Ülkenin otokrat lideri Bolsanaro'ya karşı aday olan eski başkan Lula'ya ülkeye söyleşiye giden Financal Times'in editörünün ilk sorusu 'kazansa da gitmeme ihtimali' üzerine oldu. Trump'ın kaybettikten sonra yaptıklarını da biliyoruz. Popülist otokratların bu tavrı biliniyor. Türkiye'de de seçimler kaybedilse bile iktidarın yönetimi devretmeyeceğine dair zaman zaman tartışmalar oluyor. Nasıl bakıyorsunuz buna?
Brezilya ve Türkiye iki ayrı ülke tabii. İki ayrı demokrasi tecrübesine sahipler. Ancak son dönemde bütün dünyada otoriter/popülist liderlerin genel davranış kalıpları üzerinden karşılaştırmalar yapılıyor. Bu bağlamda, Trump'ın seçimleri kaybettikten sonra yaptığı hamleler otoriter popülist liderlerin iktidarı kaybetmemek adına neler yapabileceğini de gösterdi.
Bu tür bir risk mevcut olsa bile, Türkiye'de seçim sonuçlarına uyulmaması gibi bir tartışmanın yaygınlaşmasını tehlikeli bulurum. "Şüyuu vukuundan beter" der eskiler. Bu tür söylentilerin yayılması olmasından daha tehlikelidir, çünkü daha seçimler olmadan sandığa, seçime ve demokratik sisteme güveni sarsar. Sandık siyasal bunalımların tek çözüm aracıdır. Ona güven sarsıldı mı, toplumsal gerilimler tırmanır. Ayrıca bu söylentilerin yayılması bu tür kötü senaryoların gelişmesini tetikleyen sonuçlar doğurabilir.
Türkiye'nin uzun demokratik sürecinde, seçimlerin yapılış şeklinden sonra iktidarı kaybeden birinin iktidarda kalması ihtimalini mümkün görmüyorum. Ama eğer halkın böyle bir kaygısı varsa, bu konuşuluyorsa bizim muhalefet olarak seçimlerin adil bir şekilde yapılacağı, kaybedenin iktidarı barışçıl yollarla kazanana devredeceği yönünde teminat vermemiz lazım. Bizim görevimiz bu tip spekülasyonlar üzerinden kaygı büyütmek yerine gerekli tedbirleri almak. Biliyorsunuz altılı masa olarak bizim dönem başkanlığımız sırasında seçim güvenliği ile ilgili ortak bir çalışma başlattık, kamuoyuyla da paylaştık. Bu komisyon teknik düzeyde çalışmalarını en ince detaya kadar sürdürecek. Şunu da özellikle söyleyeyim. Biz muhalefetteki partiler olarak da Gelecek Partisi olarak da seçim sonuçlarını herkesin kabul etmesi için gereken her türlü mücadeleyi vermeye de hazırız.
- Bir yandan iktidara da çok uzak olamayan bir cemaatin başındaki isim öte yandan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ bir iç savaş riskinden bahsediyor. Siz bir taraftan korkunun endişenin yaygınlaştırılmaması gerektiğini söylüyorsunuz ama bu riskler konuşuluyor.
Şunu ifade edeyim bilinçli ve sorumlu her siyasetçi her senaryoya hazırlıklı olmak zorundadır. Maalesef Türkiye'nin içinde bulunduğu kutuplaşma ortamı çok olumsuz senaryoları gündeme getirecek özelliklere sahip. Eğer bir ülkede bu kadar hızla yaygınlaşan bir kutuplaşma varsa, eğer bir ülkede yoksullaşmanın sebebi olan böyle bir yolsuzluk ortamı varsa, organize suç örgütleri cirit atıyorsa, böyle bir yerde istikrar olması çok zor.
Özellikle bu kış ile ilgili gerçekten ben çok kaygı duyuyorum. Bu kış özellikle ekonomik şartlar bağlamında bazı olaylar yaşanabileceğinden endişe ediyorum. Hepimizin bütün devlet ve siyaset adamlarının makul bir noktada buluşması lazım. Seçimlere suhuletle gidilmesi lazım. Bu tür söylentilerin yayılmasını doğru bulmam ama net konuşmak gerekirse bu kış bu tip toplumsal risklerin oluşması durumu ile karşı karşıya kalabiliriz. Ekonomik durum sebebiyle bu risk var. Gittiğim yerlerde toplumsal bir basınç olduğunu görüyorum. Ekonomik sıkıntılardan kaynaklanabilecek toplumsal gerilimler konusunda hepimizin müteyakkız ve dikkatli olması gerekiyor.