Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, yerel seçim değerlendirmesi yaptı.
Artı Gerçek'ten Seda Taşkın'a konuşan Hatimoğulları "Yerel seçimlerde en temel hedeflerimiz üç başlık altında toplanmıştı; kayyımları göndermek, az farkla kaybettiğimiz belediyeleri kazanmak ve Batı’da yerel yönetimlerde partimizi, halkımızı ve seçmenimizin temsil edilmesini sağlamak. Bu üç hedefimize önemli oranda ulaştığımızı görüyoruz. DEM Parti başarılı bir seçim süreci yaşadı. Sahada yürüttüğümüz seçim kampanyasından da sonuç aldığımızı düşünüyoruz" dedi.
"AKP-MHP ittifakının çok ciddi bir gerileme yaşadığını görüyoruz"
Kent uzlaşışı formülasyonuna ilişkin değerlendirmeler yapan Tülay Hatimoğulları "Kent uzlaşısı sağlanan yerlerde olumlu neticeler alındı. Bugün Türkiye haritasına baktığımız zaman özellikle DEM Parti'nin güçlü olduğu yerlerde haritanın mora boyandığını görebildik. Diğer bölgeler açısından baktığımızda da AKP-MHP ittifakının çok ciddi bir gerileme yaşadığını görüyoruz. Özellikle otoriter rejiminin geriletilmesi bakımından Batı'da atılan adımların önemli olduğu kanaatindeyiz. Seçim sonuçlarına baktığımız zaman kent uzlaşısının özellikle Batı açısından Türkiye’nin yeni dönem siyasi denkleminde varlığını güçlü bir şekilde hissettirdiğini ve gösterdiğini görüyoruz" dedi.
"DEM Parti seçmeni AKP’yi İstanbul’da istemedi"
"İstanbul’da Kürt seçmenin tercihini nasıl okumalıyız?" sorusu için de Hatimoğlu şu cevabı verdi:
DEM Parti seçmeni, İstanbul’da önemli ve anlamlı bir tavır ortaya koydu. Elbette Meral hanım ve Murat bey çok güçlü iki isim. DEM Parti’nin İstanbul’da genel seçimle kıyasladığımızda düşük oy almasının nedeni DEM Parti’yi tercih etmemesi değildir. Eğer böyle okunursa yanlış olur. Bunun anlamı DEM Parti seçmeni AKP’yi İstanbul’da istemedi. Seçmen bu konuda bir duyarlılık gösterdi ve bunun çok sayıda nedeni var. Mesela seçim çalışmaları boyunca AKP iktidarın Kürt halkı üzerinden savaş ve şiddet politikaları ile sahneye çıkması, sürekli sınır ötesi operasyonlarını gündemde tutması ile milliyetçi kanadı konsolide edeceğini zannediyordu ancak bunu yaparken çok sayıda kesimi de kaybetti. Kürt seçmen, iktidarın savaş stratejisine, savaş politikasına, tecrit politikasına, Kürt sorununun barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözülmesinden uzaklaşılmasına bir yanıt vermiştir.
Türkiye'de mevcut iktidar toplumu baskı altına aldı ve toplum artık rahat bir nefes almak istiyor. Ekonomi başta olmak üzere çoklu bir krizin içinden geçiyoruz ve toplum bundan usandı. Burada Kürt seçmen ve DEM Parti’nin Kürt olmayan seçmeni, hatta AKP’ye oy vermiş seçmen de aynı refleksi gösterdi. Bizim de seçmenimiz bundan azade değil. Seçmenimiz İstanbul’da stratejik bir oy kullandı. (Kısa Dalga)