ERSAN ATAR
Depremin etkili olduğu 11 ilde yaşarken, felaket nedeniyle bulundukları yerleri terk etmek zorunda kalan ve kısa süre sonra asıl ikamet yerine dönmeyi planladıkları için nüfus kayıtlarını gittikleri yerlere taşımayan veya süreyi kaçıran seçmenler Yüksek Seçim Kurulu’na başvurarak, “Bari yurtdışı seçmen gibi oy kullanabilelim” talebinde bulundu. YSK’ya yapılan başvuruda, deprem bölgesi dışındaki 70 ilde tıpkı yurtdışı temsilciliklerde olduğu gibi deprem bölgesindeki 11 il için sandık kurulması, bu sandıklarda kullanılan oyların nüfusa kayıtlı olunan ilin milletvekili seçiminde hesaplanması istendi.
YSK’ya yapılan başvurulardan birini, Hatay’da yaşarken çocuklarının eğitiminin kesintiye uğramaması için geçici olarak İzmir’e taşınan Avukat Ekrem Dönmez yaptı.
Çocuklarının eğitimi için bir eğitim dönemi için İzmir’de yaşamaya başladığını belirten Dönmez, bütün resmi işlemlerini Hatay’daki resmi adresine göre yaptığını ve kısa süre sonra yeniden Hatay’a döneceği için kendisi ve çocuklarının nüfus kayıtlarını İzmir’e aldırmak istemediğini kaydetti.
Dönmez, YSK’ya yaptığı başvuruda, seçmen kaydını taşımayan 1 milyon 662 bin seçmen bulunduğunu, bunların seçim gününe kadar deprem bölgesine dönmezler veya o gün için nüfus kayıtlarının bulunduğu deprem bölgesindeki illere gidip gelmezlerse oy kullanamayacaklarını hatırlattı.
Deprem bölgesinden seçmen kayıtlarını taşımamış olup 14 Mayıs’ta kendi imkanlarıyla nüfus kayıtlarının bulunduğu deprem bölgesine gidip, tekrar geçici yaşadıkları bölgeye dönme olanağı bulunmayan seçmenin oy verme hakkının fiilen engellendiğine işaret eden Avukat Dönmez, bu konuda tedbir almanın YSK’nın görevi olduğunu belirtti. Dönmez YSK’ya gönderdiği dilekçede yurtdışındaki seçmen gibi siyasi paklarının kullanılmasının sağlanması gerektiğini şöyle ifade etti:
“Nasıl ki yurt dışında yaşayan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının siyasete katılımı ile ilgili yasal bir düzenleme yapılmış ve bu düzenlemeden sonra sınır kapıları yerine yurt dışı temsilciliklerde oy kullanmasının önünü YSK aldığı kararlar ile açtıysa aynı önlemi depremden etkilenen tüm yurttaşlar için de yerine getirmek zorundadır. Yurt dışı seçmen için -doğru olarak- alınan tedbirlerin yurt içi seçmen için alınmamasından, alınmayacak olmasından söz edilemez. Bu kararları oy kullanma süresinden önce alma ve oy hakkının etkin olarak kullanılmasını sağlama yükümlülüğü YSK’ya aittir."
“AİHM nezdinde sorun olacak”
Dilekçesinde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ndeki siyasi hakların kullanılmasına ilişkin hükümleri de hatırlatan Avukat Ekrem Dönmez yaptığı başvuruyu Kısa Dalga’ya değerlendirirken şunları ifade etti:
“Bugün siyasi partiler yüz binlerce kişiyi 14 Mayıs’ta yüzlerce kilometre uzaktan seçim bölgelerine taşımayı planlıyor. Ayrıca valiliklerin de başvuru halinde yol masraflarını karşılama çalışmaları olduğunu da biliyoruz. Bu pratikte hem çok da mümkün olmayan, olsa bile çok maliyetli bir yöntem. Oysa bizim talebimiz son derece pratik ve çok daha az maliyetli. Yapılacak olan; deprem bölgesi dışındaki 70 merkezinde, 11 il için sandık kurulması. O sandıklarda kullanılacak oyların da bulunduğumuz ilin seçimlerinde değerlendirilmesi. Bunu aslında siyasi partilerin düşünüp bu konuda YSK’yı uyarmaları gerekiyordu ancak ne yazık ki hiçbir siyasi parti bu konuda çaba harcamadı veya işlerine gelmedi. Örneğin ben sadece çocuklarımın eğitimi kesilmesin diye birkaç aylığına İzmir’e geldim ve nüfus kaydımı Hatay’da tutuyorum. Çünkü orası benim memleketim, işim, bütün ilişkilerim orada. Eğer YSK bu son çağrımıza da kulak tıkarsa siyasi hakların kullanımı açısından Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve ek protokollerine göre hak kaybımız oluşacak. Bu durum yarın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne çok sayıda dava açılmasına neden olur. YSK bunu hala çok kolaylıkla yapabilir.”
Avukat Ekrem Dönmez, YSK’ya yaptığı başvurudan sonra Kurul yetkililerinin kendisini telefonla aradığını ve talebini sözlü olarak da aldıklarını, Kurul’un bu konuda önümüzdeki bir iki gün içinde karar almasını beklediklerini söyledi.