BERNA CAN
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla 24 yıllık 'Seferberlik ve Savaş Hali Tüzüğü' yürürlükten kaldırıldı. Yerine yayımlanan yönetmelikle eskiden Bakanlar Kurulu'nda olan seferberlik yetkisi cumhurbaşkanına verildi.
AKP Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) Toplantı sonrası Parti Sözcüsü Ömer Çelik, 'Seferberlik ve Savaş Hali Yönetmeliği'yle ilgili konuştu. Çelik, "Değişen jeopolitiğe uygun şekilde güncellendi" dedi.
Seferberlik ve savaş hali Yönetmeliği’nde yapılan değişiklik Emekli Tuğgeneral Haldun Solmaztürk, AKP iktidarının ‘depremdeki planlama eksikliğini gidermek için seferberlikten başka çare bulamadıkları’ değerlendirmesini yaptı.
Seferberlik ve Savaş Yönetmeliği’nin değişmesine dair Kısa Dalga’nın sorularını yanıtlayan Solmaztürk “İlk duyduğumda gerek Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilgili gerek kamunun geneliyle yani devlet kurumlarıyla ilgili hemen hemen tüm kurallar anayasadan başlayarak sırayla değiştiriliyor. Şimdi sıra buna gelmiş diye düşündüm.” ifadelerini kullandı.
‘Seferberlik deyince sadece TSK’yı düşündük genelde fakat öyle değil’
‘Ancak savaş hali veya savaş gerçekleşmese bile savaşa giden bir ortamda veya olağanüstü bir başka durumda seferberliğe ihtiyaç duyulacağını’ ifade eden Solmaztürk, şunları kaydetti:
“Yakın zamanda yaşadığımız çok büyük çaplı deprem gibi durumlarda kurumların ne teşkilatı, ne personel sayısı, ne de elindeki teçhizat, araç, gereç o koşullara da gerekli tepki göstermeye, cevap vermeye yetmez. Bu nedenle seferberliğe ihtiyaç duyulur. Geçmişte de böyleydi. Yani seferberlik deyince sadece Türk Silahlı Kuvvetleri düşündük genelde fakat öyle değildir.
Esas olarak seferberlik, Silahlı Kuvvetler dâhil devlet kurumlarının doğal, olağan, barış koşullarından savaş veya olağanüstü koşullara geçişte ülke kaynaklarının personel ve araç gereç başta olmak üzere yeni bir teşkilatlanmayla belli kurumlara katılması ve o kurumların kapasitesinin arttırılmasına dönüktür. O zaman da öyleydi. Bugün de bir fark olduğunu düşünmüyorum.
‘Depremdeki planlama eksikliği seferberlik sistemiyle karşılanabilirdi’
Seferberlik işlerinin bir düzene konması gerekir bir şey. Bunun böyle olduğunu en son depremde de gördük. Depremde devlet kurumlarının hemen hemen tümüyle uzunca bir süre paralize olduğunu gördük.”
Emekli Tuğgeneral Solmaztürk’e göre, hala sorunlar çözülebilmiş değil:
“Örneğin, orada esas olarak ortaya çıkan bir kapasite eksikliği, planlama yeteneğinin eksikliği yani müdahale kapasitesi... Sadece depreme müdahale anlamında söylemiyorum. Tabii daha önce alınması gereken bu şehirlerin, bu on ilin depreme dayanıklı hale getirilmesi anlamında da tabii eksikler var ama seferberlik dediğiniz şey bir olay gerçekleştikten sonra veya gerçekleşeceği açık olarak ortaya çıktıktan sonra başvurulan bir şey.
O nedenle deprem sonrası o paralize hali düşünelim. Peki, orada eksik olan neydi? Bir planlama eksiği vardı. İşte o planlama seferberlik sistemiyle karşılanabilirdi.”
‘Seferberlikten başka çıkış yolu bulamadılar’
Solmaztürk, yapılan değişiklikle ilgili görüşlerini şöyle aktardı:
“Bakınız, bu tür çalışmalar yani seferberlikle ilgili bir yönetmelik çalışması en az birkaç yıllık bir çalışmadır. Sanıyorum son depremden sonra buna ihtiyaç duyuldu. Yani başka çıkış yolu bulunamadığı için.
‘’Seferberliğe dayalı planlama kültürü sadece silahlı kuvvetlerde var’’
Bu konuda benim de ısrarlı eleştirilerim oldu ve orada işaret ettiğim bir husus vardı. Bu planlama kültürü bu çapta, bu nitelikte seferberliğe dayalı bir planlama kültürü sadece silahlı kuvvetlerde var. O nedenle burada gerek çalışmalarda gerek seferberliğin planlamasında, gerek uygulamasında silahlı kuvvetlere ve belli komutanlıklara sorumluluk vermesi son derece doğal.
‘AFAD Daire Başkanı ilahiyat mezunu, uzmanlık alanı hadis olan biri’
Başka türlü bu işin altından kalkılması mümkün değil. Bakın şimdi bu depremden önce AFAD'ın Afetlere Müdahale Daire Başkanı esas olarak Diyanet mensubu uzmanlık alanı hadis olan bir insandı. Belki kendi alanında çok değerlidir bilmiyorum, tanımıyorum. Türkiye gibi fay hattında olan bir ülkede bu depremlerin de olacağı belliydi. Yenileri de olacak. Yani ne zaman olacağı belli değil. Belki biraz sonra olur. Belki bir sene sonra olur.
Bir ülkede depremlere müdahale daire başkanlığına Diyanet mensubu yani uzmanlık alanı, eğitimi Diyanet'ten gelen ve alanı Hadis olan bir insanı getiren bir düşünce yapısı, bir kültür var. Bunu bugünden yarına değiştiremezsiniz.
O zaman en kolay çözüm ne? Bu kültürü benimsemiş, uygulamış, eğitimi, deneyimi itibariyle onu içselleştirmiş. Silahlı kuvvetleri buraya çekeceksiniz. Bu son derece rasyonel. Başka türlü olmaz zaten.” (Kısa Dalga)