Gülsen Solaker
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Tahran'da 19 Temmuz'da yapılan üçlü zirvenin ardından Cuma günü Soçi'de Rusya Devlet Başkanı Putin ile yeniden bir araya geliyor. Erdoğan'ın Soçi'deki bu görüşmesini Putin'le baş başa gerçekleştirmesi öngörülüyor.
Erdoğan ile Putin 29 Eylül 2021'de yine Soçi'de bir araya gelmiş, sadece tercümanların katıldığı yaklaşık üç saat süren baş başa görüşme diplomatik teamüllere uyulup uyulmadığı tartışmalarına yol açmıştı.
Putin-Erdoğan görüşmesinin gündeminin bazı başlıklarının tahıl koridoru anlaşmasının sürekliliği ve kurumsallaşmasının sağlanması, Ukrayna savaşında ateşkes umutları, Türkiye'nin Suriye'ye düzenlemek istediği operasyon, ikili ekonomik ilişkiler gibi sıcak konular olması bekleniyor.
Tahıl koridoru ateşkese umut olur mu?
Türk yetkililer görüşmenin ana gündem maddelerinden birisinin tahıl koridoru anlaşmasının uygulanmasının önemi olduğunu belirtiyor. Türk tarafının bu anlaşmada sağlanan başarının taraflar arasında bir yumuşamaya veya ateşkese zemin hazırlayıp hazırlamayacağına ilişkin Rus tarafından bir sinyal almaya çalışacağı da beklentiler arasında.
DW Türkçe'ye konuşan Nişantaşı Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Ali Semin, masadaki en önemli konunun tahıl koridoru anlaşmasının işleyişi olacağını belirterek sözlerini şöyle sürdürüyor:
"Şu anda baştayız ve bir pürüz henüz göremiyoruz ama zaman içinde sorunlar çıkabilir, böyle bir potansiyeli de olabilir bu anlaşmanın. Bu nedenle bana göre görüşmeye damga vuracak en önemli konu tahıl koridorunun kurumsallaşması ve devamlılığı olacak. Bu konu Türkiye için çok önemli, son aylarda ciddi bir çaba harcandı. Koridorun başarısı küresel ölçekte Türkiye'nin başarısı olarak görüldüğü için devamı da Türkiye için çok önemli."
Tahıl koridoru anlaşması ile oluşturulan Müşterek Koordinasyon Merkezi geçtiğimiz günlerde görevine başlamış ve mısır yüklü ilk gemi koridordan geçmişti. Anlaşmanın başarısının yanı sıra bazı olası riskler barındırdığına ve Türkiye'nin denge politikasını zorlayabileceğine dikkat çekilmişti.
Moskova'da yaşayan Siyaset Bilimi ve Dış Politika Uzmanı Ümit Nazmi Hazır ise Tahran zirvesinin üstünden çok uzun bir zaman geçmeden bu görüşmenin yapılacak olmasını ilginç bulduğunu belirterek tahıl koridoru sürecinin başarısıyla Soçi'ye gidecek olan Ankara'nın isteğinin barış görüşmelerinde de arabuluculuk yapabilmek olduğunu belirtiyor.
Dr. Semin de bu noktaya dikkat çekiyor ve Türkiye'nin Batı ile Rusya arasında merkezi bir rol oynadığını, koridorun devamlılığının sağlanması durumunda belki Rusya üstündeki yaptırımların revize edilmesinin gündeme gelebileceğini söylüyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın böyle bir durumda rol almak isteyebileceğini ifade eden Semin, "Türk tarafının isteği tahıl koridorunun başarısının devam etmesi. Belki sonraki aşamada Türkiye'nin Rusya üstündeki ekonomik yaptırımların hafifletilmesi ve ateşkes konusunda girişimleri de olabilir" diyor.
Almanya'nın eski Başbakanı Gerhard Schröder, tahıl anlaşmasının Ukrayna'da ateşkesin sağlanmasının önünü açabileceğini ileri sürmüştü. Schröder, Alman basın kuruluşlarına verdiği demeçte, "İyi haber şu ki Kremlin müzakere edilmiş bir çözüm istiyor" diyerek "İlk başarı tahıl anlaşmasıdır, belki bu yavaş yavaş ateşkese kadar genişleyebilir" demişti.
Bu arada Schröder'in Putin ile dostluğunu ve Rus şirketlerindeki yöneticiliğini sonlandırmaması bazı imtiyazlarını kaybetmesine neden olmuştu.
Suriye'ye operasyon konusu yine gündemde
Soçi görüşmesinin bir diğer önemli gündem maddesinin Türkiye'nin aylardır yapacağını söylediği ancak Rusya ve İran'dan henüz olumlu bir sinyal alamadığı Suriye operasyonu olması bekleniyor.
Suriye'ye olası operasyon konusunun son Tahran zirvesinde zaten konuşulduğunu hatırlatan Hazır, "Şimdi ise bence Türkiye ile Suriye rejimi arasındaki istihbarat alanındaki ilişkinin biraz daha geliştirilmesi Moskova tarafından gündeme getirilebilir" yorumu yapıyor.
Tahran zirvesinin yapıldığı günlerde orada bulunan Suriye Dışişleri Bakanı Faysal Mikdad, Türkiye'den Suriye topraklarına yönelik herhangi bir harekatın ve "sözde güvenli bölge oluşturulmasının bölgedeki güvenlik ve istikrarı zedeleyeceğini" dile getirmiş, Suriye'nin toprak bütünlüğüne ve egemenliğine vurgu yapılan Astana zirvesi ortak bildirgesinden memnun olduklarını ifade etmişti.
Hazır, Türkiye'de seçime doğru Suriye rejimi ile diyaloğun artırılmasını olası bir ihtimal olarak gördüğünü söylüyor ve "Çünkü mülteciler meselesi seçim açısından çok önemli ve seçimin hemen öncesinde hükümet bu sorunu çözerek muhalefetin elindeki kozu almaya çalışabilir. Soçi'de bu bağlamda iki lider arasında Esad'la görüşme sürecinin hızlanması da konuşulabilir" öngörüsünde bulunuyor.
Peki Ankara, Moskova'dan operasyon için yakılmasını istediği yeşil ışığı bu kez elde edebilir mi?
Semin'e göre Türkiye bu operasyon için önce iç kamuoyunu hazırladı ve bundan sonra güvenlik politikaları doğrultusunda Erdoğan'ın söylediği gibi operasyonu "bir gece ansızın" yapması hâlâ gündemde. Tahran'daki zirveden sonuç alınamadığını anımsatan Semin, şimdi bu konunun yine gündemde olacağını düşünüyor.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın geçen hafta yaptığı açıklamada, Suriye'nin kuzeyine yönelik olası operasyon hakkında "Bunun için de biz kimseden izin alacak değiliz. Kimseye bir takvim açıklamak zorunda değiliz ama kendi güvenlik risklerimizle ilgili değerlendirmemiz bağlamında böyle bir operasyon her an yapılabilir" ifadelerini kullanmıştı.
Ekonomik ilişkiler ve enerjide işbirliği
Erdoğan-Putin görüşmesinin bir diğer önemli gündem başlığının ise Batı'nın uyguladığı yaptırımlara katılmayan ve denge politikasını sürdüren Türkiye'nin Rusya ile ikili ekonomik ilişkileri ve enerji alanındaki işbirliği olması bekleniyor.
İki ülkenin ekonomi ilişkilerini Moskova'dan değerlendiren Hazır, Ukrayna savaşının ardından iki ülke arasındaki ekonomik göstergelerin yüksekliğine işaret ediyor. Hazır, son durumu şöyle aktarıyor:
"İki ülke arasındaki yıllık ticaret hacmi normalde 20 milyar dolar civarında iken daha bu yılın ilk yarısında 27 milyar dolar oldu ve yıllık 60 milyar dolara ulaşılacağı tahmin ediliyor. Bunun en önemli nedenlerinden birisi İtalya gibi bazı ülkelerdeki markalar ürünlerini Rusya'ya Türkiye üzerinden satıyor."
Hazır, Türkiye'nin şu anda biraz Rusya'ya ambargo uygulayan ülkelerin üzerinden mal aktardığı ülke konumunda ve bunun da göstergelere yansıdığını belirterek "Bu da Türkiye lehine. Ankara ekonomik ilişkileri daha da canlandırarak seçim öncesinde zorda olan ekonomiyi biraz düzeltmenin yollarını araştırıyor olabilir" diyor.
Ukrayna işgalinin ardından Batı ambargolarıyla karşı karşıya kalan Rusya 30 Mart'ta yaptığı açıklama ile ülkede yabancı ürünlere yönelik talebi karşılayabilmek için paralel ithalatın onaylandığını duyurmuştu. Bu da Türkiye gibi bazı ülkeleri "transit taşımacılık" merkezine dönüştürmüştü.
Görüşmenin bir diğer gündem maddesinin ise enerji alanındaki işbirliği olması bekleniyor. Akkuyu nükleer santralinin inşaatını üstlenen bir Türk şirketin sözleşmesinin feshedilmesi son günlerde tartışmalara yol açmıştı.
Semin, Rusya'nın Batı ile ilişkileri nasıl olursa olsun Türkiye ile Rusya'nın enerji alanındaki işbirliğinin devam etmesi gerektiğini söyleyerek "Batı'ya karşı doğal gaz konusunda bazı kesintiler ve yaptırımlar uygulasa da Rusya'ya Soçi görüşmesinde Türkiye'nin uygulamakta olduğu denge politikasının hatırlatılacağını düşünüyorum" yorumu yapıyor.
Rusya'nın doğal gazı Avrupa'ya karşı bir silah olarak kullanma ihtimali başta Almanya olmak üzere tüm Avrupa ülkelerini kış öncesinde tedirgin ediyor. Ülkeler kış için yeni planlar geliştirmeye çalışsa da Rusya'ya doğal gaz konusunda olan yüksek bağımlılık bu konuda önemli bir dezavantaj oluşturuyor.