Erdoğan’a ‘hakikatleri haykıranlar’ın başına neler geliyor?

Cumhurbaşkanı Erdoğan hafta sonunda partisinin hiç seçim kazanmadığı İzmir'deydi. Konuşmasında ‘yüzümüze gerçekleri haykırın, hatalarımızı düzeltelim’ demesi tartışma başlattı. Çünkü Erdoğan kendisini ya da partisini eleştiren vatandaşlara, siyasetçilere ve basın mensuplarına sayısız dava açtı. Dolayısıyla şimdi ‘Cumhurbaşkanı’na gerçekleri söylemek o kadar kolay mı?’ sorusu ortaya çıktı.

DW muhabiri Kıvanç El, konuyu o davaları takip edenlere ve Erdoğan'ın eski çalışma arkadaşına sordu.

“Hiç çekinmeyin yüzümüze hakikatleri haykırın. Haykırın ki hatamızı görüp kendimizi düzeltelim. Bizde kibir olmaz. Enaniyet olmaz. Riyakarlık olmaz.”


Erdoğan bu sözleri İzmir mitinginde söyledi. Peki vatandaşları hiç çekinmeden gerçekleri kendisine söyleme çağrısı yapan Erdoğan, yakın çevresindekilere de benzer telkinlerde bulunuyor mu?

Erdoğan'ın özel kalem müdürlüğü ve doktorluğunu yapan en yakın isimlerinden olan Turhan Çömez, bu süreçte dönen dönem yolsuzluklara dair Erdoğan'ı uyardığını kaydediyor.

"Kesinlikle Türkiye'de gerçek gündemin tartışılmasını istemiyor"

“Erdoğan'ın bugün ortaya koymuş olduğu tavrın bana göre siyasi kariyerin son dönemecinde demokrat olma çabası ya da kendini öyle gösterme çabası olarak. Eğer Erdoğan gerçekten samimi olsaydı, 22 yıldır bunu hayata geçirirdi ve bu tutumuyla ilgili kamuoyuna bir güvence verirdi. Defalarca, müteaddit defalar kendisine birçok konuda ikazda bulundum, hatırlatmada bulundum, yanlışları çok net bir şekilde ifade ettim. Sözlü paylaşmanın yanı sıra yazılı notlar verdim. Kendisine ama bunların hiçbirine itibar etmediğini üzülerek gördüm, tanık oldum.

Açıkça yolsuzluk dosyası koydum ve nihayetinde milletvekili dönemin bittikten sonra da hiç hak etmediğim şekliyle çok ağır kumpaslara maruz kaldım ve bu kumpas davasını da hatırlayacaksınız kendisi ben savcısıyım diyerek kamuoyunun karşısına çıkmıştı.

Kesinlikle Türkiye'de gerçek gündemin tartışılmasını istemiyor. Nedir o gerçek gündem? Çok ağır bir ekonomik kriz var Türkiye'de. Sokaklarda bir sefalet söz konusu. Anadolu'ya çıktığınızda, çarşıya, pazara çıktığınızda çok vahim bir gerçekle karşılaşıyorsunuz. Erdoğan bunlar konuşulsun istemiyor.

Öte yandan Türkiye çok ciddi bir kaçak, göçmen tehdidiyle ve tehlikesiyle karşı karşıya bunlar konuşulmasını istiyor.”

250'den fazla gazeteciye dava

Erdoğan'ın en fazla dava açtığı kitlenin başında gazeteciler geliyor. Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü'nden Erol Önderoğlu, Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı seçildiği 2014'ten bu yana 250'den fazla gazeteciye dava açtığını hatırlatıyor.

“Bu zamana kadar en az 74 gazeteci cumhurbaşkanına hakaretten ya hapis ya da para cezasına mahkum olmuş. Ne şahsen ne de politik sistem olarak Sayın Cumhurbaşkanı eleştirilerin, yanlışların yüzüne haykırılmasına çok müsait bir şey değil, bir değeri temsil etmiyor.

Kimi zaman seçim dönemlerinde yine Sayın Cumhurbaşkanı'n öyle bir olumlu bir hava ulaşıyor ve bu ceza dosyalarında şikayetlerini geri çektiği görülüyorsa da hemen akabinde suç duyuruları, avukatları üzerinden seri suç duyurularına devam ettiğini görüyoruz.”

Sokak röportajı nedeniyle gözaltı

Son olarak bir sokak röportajı sırasında bir vatandaş Erdoğan'ı eleştirdiği için gözaltına alındı. Önderoğlu da bu gözaltı sürecini hatırlatıyor.

“Sayın Cumhurbaşkanı ile ilgili eleştiri dile getirme sadece gazeteciler için zorlu bir süreç değil. Sokakta kendi bizzat yaşadığı sıkıntıları dile getirirken vatandaşlara sokakta emniyetin müdahale ettiği ve vatandaşları gözaltına aldığını görüyoruz. Dolayısıyla bunu bir seçim heyecanı olarak görmekten öteye bir değer atfetmiyoruz.”

AKP kurmaylarına göre ise Erdoğan eleştirenlere değil, hakaret edenlere dava açıyor.

Kaynak: DW Türkçe

Gündem Haberleri