Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sayıştay'ın 160. Kuruluş Yıl Dönümü Programı'nda yaptığı konuşmada Sayıştay'ı üstü kapalı uyardı. Kamudaki usülsüzlükleri denetlemekle görevli Sayıştay'ın icracı kurumlardaki denetimlerinin açık arama penceresinden bakmaması gerektiğini belirten Erdoğan "Hukukun değil de bir takım güçlere çalışan her kurum vesayet damgası yemeye mahkumdur. Bu kurumlar bazen yaklaşım farklılıkları nedeniyle canımızı sıkacak işler yapsalar da ortaya çıkan sonuca saygı gösteririz" ifadesini kullandı.
Erdoğan'ın mesajları özetle şöyle:
ŞEFFAFLIK VE HESAP VEREBİLİRLİK: 160 yıldır bu güzide kurumumuzun çatısı altında, ülkemize samimiyetle hizmet verenleri şükranla yad ediyorum. Sayıştay devlet fonksiyonları içinde önemli bir yere yerleştirilmiştir. Gelirlerin ve giderlerin kontrol altında tutulmasını gözeten Sayıştay bugünlere gelmiştir. Sayıştay her bir vatandaşımızın hakkını, hukukunu gözetmeye çalışıyor. Bu kurumumuzun hukuk devletinin temel taşlarından birisidir. Şeffaflık ve hesap verebilirlik modern devlet sisteminin en önemli vasıflarından biri olarak kabul görmektedir.
SAYIŞTAY HESAP SORAN KURUM DEĞİLDİR: Sayıştayımız sahip olduğu birikim, yetkiler ve üstlendiği misyonla kamu yönetim sistemimizde kilit bir role sahiptir. Hiçbir kurumun rakibi veya ikamesi değil, bir yardımcıdır. Burası hesap soran değil, hazırlıkları yapan, malzemeleri hazırlayan bir kurumdur. Sayıştay'ı 2006 ve 2010'da çıkardığımız kanunlarla daha da güçlendirdik. Kamu kaynağı kullanan her kuruluşu Sayıştay kapsamına alarak hukuk devletine olan bağlılığımızı ispatladık. Kamu yönetimine ilişkin diğer reformlarımızın tamamında Sayıştay'ın yetkilerini geliştiren anlayış benimsedik.
DENETİM FAALİYETİNİZİ HER TÜRLÜ BASKIDAN UZAK BİR ŞEKİLDE YAPABİLMENİZİ SAĞLADIK: Özlük haklarında yaptığımız yeniliklerle sizlerin çalışma haklarını geliştirdik. Denetim faaliyetinizi her türlü etki ve baskından uzak bir şekilde yapabilmenizi sağladık. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçtikten sonra Sayıştay'ın imkanlarını artırmayı sürdürdük. Gerekli yasal düzenlemeleri yapmaya devam edeceğiz. Amacımız Türkiye'nin demokratik, hukuk devleti vasfıyla 2023'e ulaşması, 2053'ü hayata geçirmesidir.
SAYIŞTAY AÇIK ARAMA PENCERESİNDEN BAKMAMALI: Sayıştay'ın 160'ıncı, Cumhuriyetimizin 99'uncu kuruluş yıldönümünde akıl ve vicdan sahibi hiç kimsenin inkar edemeyeceği bir gerçek vardır. O da Türkiye'nin 1 asırlık yol kat ettiğidir. Her alanda bu devrimlerin somut neticelerini görmek mümkündür. Bize bu atılımları nasıl gerçekleştirdiğimizi soruyorlar. Her yenilik gibi bu tablonun içinde bir takım eksiklerin ve hataların yaşanması kaçınılmazdır. Biz en kısa sürede en çok eser ve hizmetin kazandırılması penceresinden bakıyoruz. Denetim ve yargı organları ise bu süreci hukuka uygunluğu yönünde değerlendirecektir. Sayıştay'ın icracı kurumlardaki denetimlerini açık arama penceresinden bakmaması gerektiğine inanıyorum. Olumsuz kimi örneklerin ortaya çıkabildiğini biliyorum.
BİR TAKIM GÜÇLERE ÇALIŞAN HER KURUM VESAYETÇİDİR: Geçmişte bu ülke vesayeti çok çektiğini biliyoruz. Hukukun değil de bir takım güçlere çalışan her kurum vesayet damgası yemeye mahkumdur. Bu kurumlar bazen yaklaşım farklılıkları nedeniyle canımızı sıkacak işler yapsalar da ortaya çıkan sonuca saygı gösteririz.
KENDİ SİYASETÇİMİZE ALAN AÇMAYA ÇALIŞMIYORUZ: Biz hakimden polise, bürokrattan memura kadar tehdit ederek kendi siyasetçimize alan açmaya çalışmıyoruz. Devlet geleneğimizin adabına aykırı söz söylememeye azami gayret gösteriyoruz. İnsanları tehdit etmek ve iktidara direnmeye çalışmak faşist ve darbeci zihniyetin yansımasından başka bir şey değildir. Yalan ve yanlış bilgilerle kamuoyunun meşgul edilmesinden daha tehlikelisi eksik bilgilerle bunun yapılmasıdır. Türkiye'nin yapıcı yaklaşımlara, projelere, küresel analizlere ihtiyacı vardır. Bunları milletimizin engin ferasetine emanet ediyoruz. Ülkeye hangi eserleri, insanımıza hangi hizmetleri kazandırma gayreti içinde olacağız. Dünyanın ve bölgenin değişim sancısı içinde olduğu dönemde, amacımız Türkiye'yi hedeflerine ulaştıracak adımları atmaktır.
MAZUR TİPLER: Kamu hizmetlerini yatırımların üretimin istihdamın tıkanmasından kimin fayda göreceğini düşündüğümüzde izlenen taktiğin gerisindeki sinsi amaç kendiliğinden ortaya çıkacaktır. Yalan ve yanlış bilgilerle kamuoyunun meşgul edilmesinden daha tehlikelisi, eksik ve çarpıtılmış bilgilerle bu işin yapılmasıdır. Türkiye'nin yıkıcı değil, yapıcı bakış açısına, argümanlara, siyasi projelere, küresel analizlere ihtiyacı vardır. Ağzından çıkan sözden de sergilediği davranıştan da haberi olmayan mazur tipler, ne bizim ne de kamu görevlilerinin muhatabı değildir.