Kısa Dalga kitap köşesinden merhaba. Bu hafta da sizin için raflar arasında dolaştık ve merak uyandıran güncel metinleri derledik. Kitap seçimlerinizde küçük ipuçları sunabildiğimizi umarız. Birlikte düşünmek başka olasılıkları unutmamak için. Bu haftanın kitapları şöyle:
110
Peter Wohlleben, “Doğanın Gizli Ağı”
Peter Wohlleben, ormancılık eğitimi alan, Rheinland-Pfalz eyaletine bağlı Orman Müdürlüğü’nde yirmi yıl çalıştıktan sonra ekolojiyle ilgili fikirlerini hayata geçirmek için işinden ayrılmış bir yazar olarak karşımıza çıkıyor. “Doğanın Gizli Ağı” adlı bu kitabında, “doğadaki canlılar birbirlerini nasıl etkiliyor? Farklı türler arasında nasıl bir iletişim var? Doğanın o meşhur dengesi gerçekten bizim zannettiğimiz gibi mi işliyor?” şeklindeki sorulara yanıt ararken, okuru doğanın kendi düzenini tanımaya biraz daha yaklaştırıyor. Ekoloji konusuna meraklı okurlar için seçtiğimiz bu kitap, Saliha Yeniyol çevirisiyle Kolektif Kitap tarafından basılıyor.
Amerikalı yazar Kij Johnson, çoğunluğu fantezi edebiyatı türünde olmak üzere öykü, roman, şiir ve kurmaca dışı eserleriyle tanınıyor. Yazar ayrıca, Nebula Ödülü (üç kere), Dünya Fantazi Ödülü (üç kere), Hugo Ödülü ve Grand Prix de l’Imaginaire gibi kendi alanındaki ödüllere çok kez sahip olmuş. “Fudoki” adlı bu kitabından ise şöyle söz ediliyor: “Hayatının büyük kısmını imparatorluk sarayında, kapalı kapılar ve paravanlar ardındaki küçücük bir dünyada geçirmiş olan Prenses Harueme. Kendi kaderine yön verememiş olan bu yaşlı kadın, kurmaca bile olsa başka birinin kaderini özgürce yönlendirmenin özlemiyle bir hikâye yazmaya koyuluyor.” Metis Yayınları tarafından, Özde Duygu Gürkan çevirisiyle basılan bu metni, fantezi edebiyatı meraklısı okurların dikkatine sunarız.
Türkiyeli okurun yakından takip ettiği Annie Ernaux’nun “Olay” adlı bu kitabı Can Yayınları tarafından, Siren İdemen çevirisiyle yayımlandı. Financial Times’ın, “evrensel, kadim, cesur ve sarsıcı” olarak değerlendirdiği bu kitabın konusu şöyle: “Üniversite yurdunun tuvaletinde, aynı anda hem bir hayat hem de bir ölüm doğurmuştum. İlk defa kendimi nesillerin içinden geçtiği bir kadınlar zincirinin parçası hissettim. Sene 1963, Rouen. Fransa’da kürtaj hâlâ yasadışı, telaffuz bile edilemeyen bir kelimedir; dilde dahi yeri yoktur. Ernaux o sırada yirmi üç yaşında bir üniversite öğrencisidir, hamile olduğunu öğrenir ve dünyası başına yıkılır: Bu hamilelik, kendisinin ve ailesinin toplumsal başarısızlıklarının damgası olacaktır. Buna engel olmak isteyen genç kadın, hamileliğini yakınlarından gizleyerek çaresizce bir çözüm yolu aramaya girişir. Daha önce Kürtaj adıyla yayımlanan bu kitapta Ernaux, bireysel ve politik açıdan dönüştürücü bir “olay”dan, tarihin dışlanmış kadınları için edebî bir tanıklık alanı açan son derece kesin, kısılması mümkün olmayan bir ses çıkarıyor.” Annie Ernaux takipçileri için mutlu bir haber olarak değerlendirebileceğimiz kitabı da sizler için gündemimize aldık.
Fransız nörolog, psikiyatrist, psikanalist, davranış bilimci Boris Cyrulnik, İnsanın başına gelen her türlü felaketin onda büyük bir dönüşüm yarattığı fikrinden yola çıkarak dayanıklılık kavramını anlamaya çalıştığı, “Şahane Bir Mutsuzluk” adlı bu kitabında, ruhsal dayanıklılık fikri üzerine eğiliyor. Cyrulnik ayrıca, insanların savaş, kıtlık veya istismar gibi ezici deneyimlerle nasıl başa çıktığını, ruhu en büyük yaraları almış olanların, içlerinde nasıl yepyeni bir yaşam felsefesi geliştirdiğini; saldırganı daha iyi anlamaya çalışıp ardından, da benliklerinin sağlıklı kısmını keşfetmeye nasıl yol aldığını kendi danışanlarından örneklerle tartışıyor. Monografi Yayınları tarafından basılan kitabın çevirisi, Hasan Can Utku’ya ait. Felaketlerin yaşamı sardığı bir dünyada yaşadığımız düşünülürse kitap ilginç olabilir diye düşünerek, bu hafta metni seçkimize taşıdık.
Isaiah Berlin’in, “Rus Düşünürleri” adlı bu kitabı, Berlin’in otuz küsur yıllık bir süreçte yazdığı, Rusya’nın önemli yazar ve filozoflarının Rus kültürü üzerindeki etkilerini irdeleyen tarihî yazılarının, bir derlemesi niteliği taşıyor. Metinde, Rus entelektüellerini oluşturan; Herzen, Bakunin, Turgenyev ve Belinski gibi on dokuzuncu yüzyılın büyük yazar ve düşünürlerini ortaya çıkarmış toplumsal ve siyasal koşullar da inceleniyor. Hem edebiyat hem de siyasal düşünce tarihi açısından önemli bulduğumuz bu metne, konuya meraklı okur için dikkat çekmek isteriz. Metin, Minotor Kitap tarafından, Güneş Ayas çevirisiyle basıldı.
İngiliz romancı, oyun yazarı, şair, denemeci, felsefeci ve senaryo yazarı kimliğiyle tanıdığımız Murdoch daha çok romanlarıyla dikkat çekse de felsefe alanında verdiği eserlerle de dünyada adından söz ettiriyor. Sartre’ın metinleri ve felsefesi hakkında derinlikli bir bakış sunan “Sartre, ‘Romantik Rasyonalist” adlı bu kitabı, Ayrıntı Yayınları tarafından, Selahattin Hilav çevirisiyle basıldı. Hilav kitapla ilgili şöyle bir not düşüyor: “Düşüncesiyle eylemini durmadan yenilenen ama belirli bir yönde ilerleyen bir sentez içinde kaynaştırmak ister Sartre. Uyandırdığı büyük ilginin kaynağını, kavranması hayli güç felsefi düşüncelerinden çok bu düşüncelerden kaynak alan edebiyat ürünlerinde ve eyleminde gerçekleştirdiği külyutmaz ve eleştirici tutumda, yürekli ve içten davranışta aramak gerekir.” Sartre ve Murdoch takipçisi okurların dikkatine sunarız.
Psikolog ve felsefeci Svend Brinkmann bu kitabında, kendine hâkim olma sanatını bir erdem olarak ele alıp savunuyor. Yazar kendi isteğiyle bir şeylerden vazgeçmenin kişiyi stres, depresyon, kaygı gibi dertlerden koruyacağını vurguladığı bu kitabında, itidal ve özdenetimi mutlu bir hayatın anahtarı olarak işaret ediyor. Hız ve sınırsızlık kültürüne karşı koymak isteyen herkes için etkili ve ilham verici bir kaynak olarak tanımlanan bu metin, dijital bir çağda yaşadığımız düşünülürse okura farklı bir bakış açısı sunabilir. Hızın içinde kaybolmadan dünyada başka türlü bir varoluş mümkün mü, bu soruyu düşünmek isteyen okurlar için metni gündeme aldık. Kitap, İletişim Yayınları tarafından, Mercan Yurdakuler çevirisiyle basıldı.
Dünyaca ünlü Fransız Asurbilimci, Kutsal Kitap ve kadim Ortadoğu dinleri uzmanı, tarihçi Jean Bottéro bu kitabında, yaklaşık MÖ 1700’lere tarihlenen ve kırka yakın yemek tarifini içeren üç kil tablet üzerinden antik Babil’in yemek kültürünü inceliyor. Yemek kültürü hakkında tarihsel bir bakış sunan bu metin, pişirme teknikleri, şölen yemekleri, ölüm ve yaşamın sofraya yansıması, içecek kullanımı gibi çeşitli konu başlıklarıyla, “uygarlıkların beşiği” olarak anılan Mezopotamya’dan günümüze yemek kültürüne ışık tutuyor. Yapı Kredi Yayınları tarafından basılan kitabın çevirisi, Nur Çiğdem Tezel’e ait.
Yayımlandığı yıl The New York Times, The Economist, NPR gibi dergilerde yılın en iyi kitapları arasında gösterilen, Pulitzer Ödülü Finalisti “Tren Düşleri”, pek çok otorite tarafından “minyatür bir destan”, “olağanüstü bir roman” olarak tanımlanmış. Denis Johnson ayrıca, National Book Award ödülünün sahibi bir yazar olarak karşımıza çıkıyor. “Tren Düşleri”: “20. yüzyılın başlarında Amerika’da giderek artan köprü ve yol inşaatlarında bulduğu gündelik işlerde çalışan Robert Grainier’ın hikâyesini anlatıyor.” Metin Holden Kitap tarafından, Çiğdem Erkal çevirisiyle basıldı.
Jean-Baptiste Fournier, “Husserl Bilinci Nasıl Kurtardı?”
Küçük filozoflar dizisinin yeni kitabı, “Husserl Bilinci Nasıl Kurtardı?” Metis Yayınları tarafından, Zehra Cunillera çevirisiyle basılıyor. Kitabın resimleri ise Camille Nicolazzi’ye ait. 9-14 yaş çocuklar için filozofların hikâyelerini anlatan serinin son kitabını da bu hafta gündeme aldık.
Kitaptan şöyle bahsedilmiş: “Modern İnsan hasta: Tekbenciler, General Berkeley'nin başını çektiği şu korkunç yaratıklar, Modern İnsanın zihninde yaşayan Erlebnis halkını dünyadan koparmayı başardı. Ancak filozof Husserl tarafından özel olarak görevlendirilen Edmund adlı küçük Erlebnis direniyor. Acaba zamanın akışını tersine çevirebilecek, Belleğin Kapıları'ndan geçmeyi ve bilinci kurtaracak periyi bulmayı başarabilecek mi?”