Haftanın seçkisi: Türkiye'nin Anarşisti: Bir Cynique
Kısa Dalga Kitap köşesinden bir kez daha merhaba. Bu hafta da sizler için yeni çıkan kitapları takip ettik ve bir seçki hazırladık. Her zaman söylediğimiz gibi, birlikte düşünmek, başka olasılıkları unutmamak için. Bu haftanın kitapları şöyle:
110
Terry Eagleton, “İngiliz Romanı”
Çağımızın önemli edebiyat eleştirmenlerinden, Türkiyeli okurun da yakından takip ettiği Terry Eagleton’ın “İngiliz Romanı” Barış Özkul çevirisiyle, İletişim Yayınları tarafından basıldı. Kitapla ilgili şu bilgilere yer verilmiş: “Terry Eagleton, ‘İngiliz Romanı’nda İngiliz edebiyatında romanın ortaya çıkışı, gelişimi, temaları ve problemlerini titiz bir inceleme ve özgün bir yaklaşımla ortaya koyuyor. Daniel Defoe’dan Jonathan Swift’e, Laurence Sterne’den Charles Dickens’a, George Eliot’tan Henry James’e, James Joyce’dan Virginia Woolf’a belli başlı İngiliz romancılarını gerek roman sanatına yaptıkları nadide katkılar gerek kendi devirlerine özgü düşünüş, davranış biçimleri ve egemen ideolojilerle olan bağlantıları ışığında ele alan Eagleton, İngiliz edebiyatının oldukça uzun bir dönemine dair son derece yetkin bir inceleme sunuyor…” Hem Eagleton takipçileri hem de edebiyat eleştirisi metinlerini seven okurun dikkatini çekebilecek bu kitabı dikkatinize sunarız.
210
Mete Kaan Kaynar, “Türkiye'nin Anarşisti: Bir Cynique”
Mete Kaan Kaynar’ın Kadir Cangızbay üzerine hazırladığı bu metinden, Fikret Başkaya şöyle söz ediyor: “Kadir Cangızbay’la yolumuz YÖK’le Gazi Üniversitesi’ne dönüştürülen Ankara İktisadi ve İdari Bilimler Akademisi’nde sosyoloji asistanı olduğu, özyönetim üzerine tez çalışması yaptığı zamana rastlıyor. Özgür Üniversite kurulduktan (1992) sonra ilişkimiz daha da yoğunlaştı... Özgür Üniversite’de düzenli dersler verdi, seminerlere katıldı, konferanslar verdi, Özgür Üniversite Forumu dergimizde yazıları yayınlandı... Türkiye’de sosyal düşünce, resmî tarih, resmî ideoloji ve Avrupa-merkezli ideolojik yabancılaşma tarafından kuşatılmış durumdadır ki, bu durum şeylerin gerçeğine nüfuz etmeyi zorlaştırıyor. Kadir Cangızbay, resmî tarihin ve resmî ideolojinin tahribatının farkındadır... Gerçek bir entelektüeldir... Sanki ‘çöldeki vaha’dır... Mete K. Kaynar dostumuzu böyle bir esere imza attığı için kutluyorum... Aslında elinizdeki bu kitap, Cangızbay’a minnet borcumuzun bir nişanesidir...” Ütopya Yayınları tarafından basılan bu kitabı, Türkiyeli bir entelektüele daha yakından bakmak isteyen okur için gündeme aldık.
310
Georges Didi-Huberman, “Ateşböceklerinin Var Kalma Mücadelesi”
“Grizunun Kokusunu Almak”, “Kabuklar” gibi kitaplarıyla Türkiye’de de ilgiyle karşılanan Georges Didi-Huberman’ın, “Ateşböceklerinin Var Kalma Mücadelesi” adlı bu metni, Norgunk Yayıncılık tarafından, Halil Yiğit çevirisiyle basıldı. Metin hakkında şu bilgileri ekleyebiliriz: “Georges Didi-Huberman, ‘Ateşböceklerinin Var Kalma Mücadelesi’ başlıklı metninde bazı çağdaş düşünür, sanatçı ve filozoflarla diyaloglar kurarak çağımızı paradigmalar felsefesi ve felsefi bir arkeoloji üzerinden sorgulayarak bu ve bunun gibi sorulara cevap vermeye çalışır. Her şeyden önce olağanüstü bir diyalektik hassasiyetle örülen bu metinde Didi-Huberman ilk ve en temel soruşturmasını Pasolini’ye karşı açar. Didi-Huberman, metnin açılışında Dante’nin İlahi Komedyası’ndan Pier Paolo Pasolini’ye kadar ulaşan “ateşböceği” metaforunun kullanımındaki değişimi, yani metaforun metamorfozunu ve kazandığı yeni anlamı ele alır.” Didi-Huberman metinlerini takip eden okura bu kitabı hatırlatmak isteriz.
410
“Arz Cephesinde Yeni Bir Şey Yok”
Kolektif bir metin olarak karşımıza çıkan, “Arz Cephesinde Yeni Bir Şey Yok” Fihrist Kitap tarafından basıldı. Bilimkurgu Kulübü’nün üçüncü kısa öykü kitabı olan bu metne katkı veren isimler şöyle: Ali Okan Pandar, Bertuğ Kodamanoğlu, Emre Bozkuş, Emre Polat, Ezgi Özbek Şenel, Funda Özlem Şeran, Gökhan Cılam, Gurur Asi, İsmail Yamanol, Mehmet Kardaş, Metin Uçar, Murat K. Beşiroğlu, Müfit Özdeş, Münevver Uzun, Nur İpek Önder Mert, Özge Arıkal Gönül, Özlem Ertan, Öznur Babur, Ruhşen Doğan Nar, Sadık Efe Sarıtunalı, Selim Erdoğan, Seran Demiral, Sercan Leylek, Serdar Yıldız, Sinan İpek, Tevfik Uyar, Tuğrul Sultanzade, Kadri Kerem Karanfil.Kitap hakkında şu bilgilere ulaşıyoruz: “Arz Cephesinde Yeni Bir Şey Yok, Bilimkurgu Kulübü’nün üçüncü kısa öykü kitabı ve önceki derlemelerden farklı olarak bu kez bilimkurgu ile gülümsetmeyi amaçlıyor. Tek solukta okunabilecek eğlenceli kısa öyküleriyle pek çok bilimkurgu yazarı, 2021 yılında yitirdiğimiz Kadri Kerem Karanfil için bir araya geliyor. Ortaya da biraz hüzün ve bolca şamata çıkıyor.” Bilimkurgu edebiyatına meraklı okurlar için kitabı bu hafta seçkimize taşıdık.
510
Çetin Balanuye, “Spinoza: Bir Hakikat İfadesi”
Felsefe tarihinin ve dünya düşünce geleneğinin önemli isimlerinden Baruch Spinoza üzerine çalışmalarıyla tanıdığımız Çetin Baluniye’nin, “Spinoza: Bir Hakikat İfadesi” adlı bu kitabı Ayrıntı Yayınları tarafından basıldı. Kitapla ilgili şu değerlendirme yapılmış: “Spinoza felsefesi ilk karşılaşmada pek çok okuru tedirgin edebilen bazı özelliklere sahiptir; orjinal eserlerin dili ya geometri soyutluğu ya da metafizik bir uzaklık içerdiği için çoğu zaman ilk denemede okunup anlaşılacak türde akıcı yapıtların filozofu değildir Spinoza. Bununla birlikte, küçük bir yardım alarak ve makul bir dikkat göstererek okunduğunda bu büyük sistem kendini serbestçe açacak, okurla güçlü bir bağ kurmayı başaracaktır. Spinoza: Bir Hakikat İfadesi’nin temel amacı bu küçük yardımı sağlamaktır.” Spinoza felsefesine meraklı okur için gündeme aldığımız bu metin, değerlendirmeden anlaşıldığı üzere, okuru filozofun felsefesine daha da yakınlaştıracak gibi görünüyor.
610
Orhan Koçak, “Virgül, Yazıları”
Everest Yayınları tarafından basılan bu kitap, Koçak’ın, 1997 yılının Ekim ayından 2009 yılının Aralık ayına dek yayın hayatını sürdüren “Virgül Dergisi” yazılarından derlenmiş. Kitaptan şöyle bahsediliyor: “Bu kitapta Orhan Koçak’ın Virgül’de kaleme aldığı yazıları bir araya getirerek onları “özel kitaplıkların dilsiz dünyası”nda kaybolmaktan kurtarmak istedik. Günü geçtikten sonra da okunmaya değer olduğunu düşündüğümüz bu yazıları derleyerek Koçak’ın edebiyat eleştirisindeki veriminin daha iyi takdir edilebilmesine katkıda bulunmayı amaçladık. Editoryal yazılardan güncel değinilere, kitap tanıtımlarından polemiklere ve her alandan edebiyat ve sanat tahlillerine uzanan geniş bir yelpazedeki metinlerin toplandığı Virgül Yazıları, bir arşiv kaynağı olarak hem kaleme alındıkları dönemin dünyasına ve edebiyatına hem de Koçak’ın yazarlığının ufkuna ve kuvvetine ışık tutuyor.”
710
Jean-Paul Sartre, “Bulantı”
Jean-Paul Sartre düşüncesinin temel metinlerinden kabul edilen bu kitap, temas edenlerin bileceği gibi, varoluşçuluk felsefesi açısından da önemli bir yere sahip. “Bulantı” Can Yayınları tarafından, Selâhattin Hilâv çevirisiyle tekrar basıldı. Metin hakkında şu bilgileri de ekleyebiliriz Sartre: “Günlük biçiminde yazdığı bu kitabında, romanının kahramanı Roquentin’in dünya karşısında duyduğu tiksintiyi anlatıyordu. Bu tiksinti yalnızca dış dünyaya değil, Roquentin’in kendi bedenine de yönelikti. Kimi eleştirmenler romanı hastalıklı bir durumun, bir tür nevrotik kaçışın ifadesi olarak değerlendirse de Bulantı, yansıttığı güçlü bireyci ve toplum karşıtı düşüncelerle, sonradan Sartre’ın felsefesinin temellerini oluşturacak birçok konuya yer veren özgün bir yapıttı.”
810
George Tsakraklides, “Mutsuzluk Makinesi”
George Tsakraklides’in, Livera Yayınevi tarafından, Filiz Çakır çevirisiyle basılan bu kitabı okura bir mutsuzluk eleştirisi sunuyor ve kendi türünün sonuna doğru ilerleyen insanın trajedisine odaklanıyor. Kitap hakkında şu bilgiler de ilgi çekici: “ Mutsuzluk Makinesi bize, hepimizin o ya da bu şekilde aşina olduğumuz halde duymamakta ısrar ettiğimiz bir hikâyeyi son derece açık ve sade bir dille anlatıyor: İnsanın bildiği ve düzenlediği dünyanın kendi sonuna doğru hızla ilerleyişinin hikâyesi. Kendi doğal mirasından, bu gezegendeki diğer türlerle olan akrabalığından utanan ve kendisini umutsuzca izole etmeye çalışan insan türünün trajedisine dikkat çeken bu kitapta; artık küresel boyuta ulaşmış olan mutsuzluğumuzun acımasız eleştirisi-komplo teorilerinin yavanlığına düşülmeksizin- veriliyor. Bu hikâyeye göre mutsuzluk, insan türünün varoluşuna özsel olarak ait olan bir şey değildir; kendi devamlılığı için mutsuzluğa ihtiyaç duyan kapitalizm ve faşizmin icat ettiği, yaygınlaştırdığı ve sömürdüğü bir duygu durumudur…”
910
Peter Gay, “Romantikler Neden Önemlidir?”
Peter Gay, “Romantikler Neden Önemlidir? adlı bu kitabında, “18. yüzyıldan 20. yüzyılın başına kadar resimde, edebiyatta ve müzikte, Schlegel, Novalis, Wilde, Beethoven gibi isimlerin yanı sıra nüfuzlu galeri müdürlerinin, sanat tüccarlarının izlerini sürerek romantik akımı incelemeye girişiyor. Romantizmi tanımlamanın en sağlıklı yolunun onu tek bir romantizm değil farklı “romantizmler” olarak kavramlaştırmaktan geçtiğini savunan Gay bu kısa ama kapsamlı kitabında romantizmin doğasına ve köklerine dair yeni ve özgün düşünceler ortaya koyuyor.” Edebiyat eleştirisi ve inceleme türüne meraklı okur için gündeme aldığımız bu kitap, Yapı Kredi Yayınları tarafından, Kerime Dalyan çevirisiyle basıldı.
1010
İrem Uşar, “AşrıOrman”
Fantastik romanlarıyla tanınan İrem Uşar, okurlarını bu kez ağaçsızlaştırılmış aşrı bir evrene götürüyor. Sıradışı özellikleriyle dikkat çeken üç arkadaşın büyüme yolculuğu, geçmişe sıkı sıkı bağlı, gelecekten korkan ülkelerinin gizemli tarihiyle kesişiyor. Beşinci ve Sekizinci sınıf arası okurlar için önerilen bu metin, Günışığı Kitaplığı tarafından basıldı ve Sadi Güran tarafından resimlendi.Kitabın konusu ise şöyle: “Pembe saçlı, komik Sidra; iyimser dev Enerro; ellerinin üstünde yürüyen, meraklı Bika… Derin Orman’daki 13. Yaş Kutlamaları için sabırsızdırlar. Ağaç kökleriyle sarmalanmış, yapraksız, çiçeksiz KökDiyar’da büyüyen çocuklar, ilk kez görecekleri ormanda, ikiz ağaçlarını tanıyıp devirmelidirler. Sularla çevrili ülkelerinin limanı, uzak diyar temsilcilerinin ani gelişiyle hareketlenmiştir. Kayıp tohumların yarattığı panikle başlayan olaylar üç kafadarı, gizlenen geçmişe sürüklerken, ülkenin gerçek hikâyesi de ortaya çıkacaktır…”