Aralarında Kobane Davası'ndan tutuklu bulunan Alp Altınörs, Veli Saçılık gibi isimlerin de bulunduğu 11 eski HDP MYK üyesi hakkında, 24 Nisan 2021’de yaptıkları ve "Ermeni Soykırımı" ifadesini kullandıkları basın açıklaması nedeniyle, Türk Ceza Kanunu’nun "Türklüğe hakaret" başlıklı 301. maddesi uyarınca yargılanmaları istemiyle açılan davanın duruşması görüldü.
"Yasada Osmanlı'nın aşağılanması yönünde bir suç tanımı yoktur"
Ankara 48. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada savunma yapan avukat Ali Cangı esas hakkındaki savunmasında "Söz konusu açıklama 1915'te yapılan İttihat ve Terraki Cemiyetinin örgütü olan Teşkilatı Mahsusa tarafından bir olayın kınanmasıdır, 1915 yılında henüz Türkiye Cumhuriyeti Devleti yoktu, Türkiye Devleti olmadan önce olan olayın kınanmasıyla Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bir alakası olamaz, yasada da Osmanlı İmparatorluğunun aşağılanması yönünde bir suç tanımı yoktur bu nedenle maddi unsuru olmayan bir dava ile karşı karşıyayız, diğer yandan TCK 301 Türkiye de ifade özgürlüğünün olup olmadığı yönünde tartışma yaratan düzenlemedir yasanın 3. Fıkrasında açıkça eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamalarının suç olmadığı da belirtilmiştir" dedi.
Cangı savunmanın devamında aşağılama kastı olmadığını belirterek "Müvekkilim (Naci Sönmez) MYK üyesi olduğu bir dönemde yapılan açıklamada Türkiye Cumhuriyeti Devletini aşağılama kastı yoktur, tarihte yaşanılan bir olayla yüzleşmek ve barışmak kastı vardır, her 24 Nisan'da ABD'nin bu konuda söyleyeceklerinden endişe edilmektedir" ifadelerini kullandı.
Alp Altınörs, Celalettin Can, Emin Orhan, Hüseyin Taka, Mahfuz Güleryüz, Naci Sönmez, Salim Kaplan, Samet Mengüç, Sultan Özcan, Şaziye Köse, Tuncay Bakırhan ve Veli Saçılık'a "Türkiye Cumhuriyeti Devletini alenen aşağılama" suçlaması ile 6 ay hapis cezası verildi.
Mahkeme kararında "Sanıkların duruşmalardaki hal ve tavırları lehine takdiri indirim nedeni sayıldığından TCK nun 62 maddesi uyarınca cezasından takdiren 1/6 oranında indirim yapılarak neticeten 5 ay hapis cezası ile ayrı ayrı cezalandırılmalarına" ifadeleri yer aldı.
Hapis cezası verilen isimlerden Alp Altınörs, Kobane davası kapsamında tutuklu bulunuyor.
Erteleme kararı verildi
Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının yargılananlar tarafından kabul edilmediği belirtilen kararda "haklarında CMK 231/5 maddesinin uygulanmasına taktiren yer olmadığına, sanıkların daha önce kasıtlı suçtan mahkum olmaması ve duruşmalardaki hal ve tavırları göz önüne alınarak; cezasının ertelenmesi halinde bir daha suç işlemeyeceği hususunda mahkemede olumlu kanaat oluştuğundan TCK 51/1 md uyarınca cezalarının ertlenmesine" denildi.
Cezası ertelenen isimler için mahkeme "1 yıl denetim süresi" verilmesine hükmetti.
Ermeni soykırımı demek suç sayıldı
HDP'li isimlerin yargılanmasına konu olan HDP MYK'nın 2021'de yayımlanan açıklamada şu ifadeler yer almıştı:
"24 Nisan 1915 günü, İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin örgütü Teşkilat-ı Mahsusa tarafından 250 Ermeni aydın ve siyasetçi evlerinden alınarak zorla sürgüne gönderildi ve katledildi. Bu tarih, Ermeni Soykırımı’nın başladığı gün oldu. Ermeni halkı, binyıllardır yaşadığı anayurdundan sürülerek, büyük oranda katledildi. Anadolu Hristiyansızlaştırıldı. Soykırım neticesinde mülkiyet ve kültürel varlık kamu iradesiyle el değiştirdi.
Türkiye, Ermeni Soykırımı ile 106 yıldır yüzleşmedi. Yüzleşilmeyen suç tekrarladı, yüzleşilmeyen suç, bugünlere taşındı. Büyük suç cezasız kaldı, ayrımcılık ve nefret suçları sıradanlaştı. Ermeni Soykırımı her şeyden önce; insani, hukuki ve toplumsal bir mesele olarak bugün adil bir şekilde yüzleşilmesi ve kabul edilmesi gereken bir meseledir… Ermeni Soykırımı bu topraklarda yaşandı ve adaleti bu topraklarda sağlanmalıdır. Ermeni soykırımı, yüzyılın başında devlet içindeki karanlık odakların ve katliamcı çizginin halklara reva gördüğü bir siyasetin sembolü haline gelmiştir.
Rum, Süryani, Keldani, Kürt, Alevi ve Êzidî halklarına reva görülen ve bugün de sürdürülen katliamcı siyasetin şifrelerini ve soykırım mekanizmasının mahiyetini göstermesi açısından oldukça önemlidir. Bu katliam ve kıyım mekanizmasıyla yüzleşmek, Türkiye’nin aydınlık geleceğinin, bir arada ortak yaşamın olmazsa olmazıdır…" (Kısa Dalga)