HDP'li Günay: "İade edilen dosya bir daha açılmamak üzere kapatılmalıdır"

HDP Sözcüsü Ebru Günay, HDP'nin kapatılma davasının AYM tarafından Yargıtay'a iade edilmesine ilişkin "İade edilen dosya bir daha açılmamak üzere kapatılmalıdır" yorumunu yaptı

HDP Sözcüsü Ebru Günay, haftalık olağan basın toplantısında gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi.

HDP hakkında açılan kapatma davası ve Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) gerekçeli kararına değinen Günay, iktidarın yargı üzerinde siyasi baskı kurarak HDP hakkında suç uydurduğunu fakat kendisinin suçüstü yakalandığını söyledi.

AYM'nin gerekçeli kararında açıkladığı iade nedenlerinin dosyayı hazırlayan savcıların görevden alınmasını gerektirdiğine işaret eden Günay, "İddianame hukuki ciddiyetten uzak, siyasi talimatlara bağımlı çalışan yargı gerçeğini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Gelinen aşamada AYM bütün siyasi baskılara rağmen siyasi nedenlerle yazılan bu iddianameyi ret ederek bu rezalete ortak olmadı. Biz tekrardan çağrıda bulunmak istiyoruz, iade edilen iddianameden de anlaşılacağı üzere partimize yönelik yapılan plan siyasidir ve bu dosya bir daha açılmamak üzere kapatılmalıdır" çağrısında bulundu.

Van'da partilerine yönelik örgütlenen provokasyona da değinen Günay, kentte 1600 gündür eylem yasağı olmasına rağmen bir grup saldırganın polis nezareti ve korumasında Van İl Örgütleri önüne getirildiğini ve bu kişilerin HDP'lilere yönelik taşlı saldırıda bulunduğunu söyledi. Benzer durumların daha önce Madımak ve Maraş'ta yaşandığını hatırlatan Günay, "Bu kirli oyunlardan ve provokatörlükten vazgeçin. Buradan açık bir şekilde ifade etmek isterim ki, Van'da gelişebilecek her türlü olumsuzluktan ve provokasyondan Van Valisi, Emniyet Müdürü ve iktidarın kendisi sorumludur" dedi.

"SÖZLEŞME KALKTI, ESKİYE DÖNÜLDÜ"

İstanbul Sözleşmesi yürürlükte olduğu dönemde uygulanmadığını, kadınların o dönem bunun mücadelesini verdiğini belirten Günay, sözleşmeden imzanın çekilme kararının ardından kadına yönelik şiddetinin meşrulaştırılmaya çalışıldığını kaydetti. Günay, şiddete maruz kalan kadınlara karakollarda verilen "sözleşme kalktı, eskiye dönüldü" yanıtlarını hatırlattı.

Eskiden Türkiye'de generaller ve askerlerin karargahlarından siyasete ve siyasi partilere ayar verdiğini söyleyen Günay, şimdi bu işi AKP'nin emir erleri gibi davranan emniyet müdürleri ve kamu görevlerinin yaptığını kaydetti.

Eş Genel Başkanları Pervin Buldan'a yönelik Emniyet Genel Müdürlüğü'nden yapılan açıklamayı, "haddini ve görevini aşan" diye tanımlayan Günay, bu saldırıya tepki gösterdi. Günay şunları söyledi: "Biz kadınların maruz kaldığı şiddeti dile getiriyoruz. Fakat her seferinde iktidar partisi bunları reddediyor. Aynısını çıplak aramada da yaptılar. Çıplak arama yönetmelikte yer almasına ve sistematik uygulanmasına rağmen aylarca yalan söyleyerek ret etmeye, inkar etmeye çalıştılar. Çıplak aramayı gündeme getiren vekilimiz Gergerlioğlu'nun vekilliği düşürüldü ve tutuklandı. Fakat sonra gerçek tüm boyutlarıyla açığa çıkınca susma yolunu tercih ettiler. Bizim dile getirdiğimiz hakikatleri reddetme, çarpıtma politikasını izleyen hükümete, bu inkar açıklamasıyla Emniyet Genel Müdürlüğü de bir kez daha katılmıştır. Emniyet kadınların korunmadığı gerçeğinin üzerine gidip, bunu yapan görevlileri açığa çıkaracağına Eş Genel Başkanımıza cevap yetiştirme telaşına girmiştir. Emniyete bu seviyesiz açıklamayı yaptıran kadın düşmanı zihniyeti iyi tanıyoruz. Bu açıklama erkek şiddetini teşvik eden bir dildir, bir kez daha suçüstü yakalandılar. Şiddetle mücadele etmesi gereken emniyet, Eş Genel Başkanımıza seviyesizce, terbiyesizce saldırarak, kadın düşmanı olduğunu göstermiştir."

"EMNİYET GENEL MÜDÜRÜLÜĞÜ, AKP'NİN YAN KOLU EMNİYET PARTİSİ OLDU"

Günay, Emniyet Genel Müdürlüğü'ne açıklamayı kaldırma ve özür dile çağrısı yaparken, Emniyet Müdürlüğünün, AKP'nin yan kolu Emniyet Partisi gibi hareket ettiğine dikkat çekti.

İktidarın KHK'ler ve OHAL düzenini kalıcı hale getirdiğini söyleyen Günay, Türkiye'nin siyasi nedenle en fazla tutuklamanın olduğu ülkeler sıralamasında birinci olduğunu hatırlattı, en hızlı yoksullaşmanın yaşandığı ülke konumunda olduğunu kaydetti. Ezilen halkların bu iktidardan kurtulmak istediğini belirten Günay, "Değişim istiyor ve biz de halkımızın bu değişim talebini varlık gerekçemiz olarak görüyoruz. Sistemin halkımıza, topluma daha fazla kötülük dayatmasına izin vermeyeceğiz" diye konuştu.

'KURDUKLARI SİSTEM TOPLUMU HASTA EDİYOR'
Türkiye'nin pandemi sürecinin en kötü yönetildiği ülkelerden biri olduğuna işaret eden HDP Sözcüsü Günay, "Doğru dürüst maske dağıtamayan, halkı açlık ve hastalık arasında tercihe zorlayan iktidar salgının 3'üncü dalgasında berbat bir yönetim örneği gösteriyor. Birkaç gün önce Erdoğan, yeni yasak kararlarını açıkladı. Vaka sayısının 60 bin, ölüm sayılarının 300'lere vardığı bir dönemde aldıkları kararlar 'Biz aşımızı olduk, kongrelerimizi de yaptık, siz de ne haliniz varsa görün' oldu. Bundan başka bir anlam ifade etmiyor" diye konuştu.

Pandemi bahanesiyle alınan kapanma kararları nedeniyle restoran, lokanta, kahvehane ve kafeterya çalışanlarının destek alamadığı için mağdur edildiğini hatırlatan Günay, "Sadece esnaf da değil, pandemi başladığından beri 102 müzisyen ve farklı meslek grupları geçim sıkıntısı, çaresizlik ve açlık sebebiyle intihar etti" hatırlatmasında bulundu.

AÇLIK GREVLERİ 141. GÜNÜNDE
Hapishanelerin işkence ve kötü muamelenin merkezi haline geldiğini belirten Günay, tecride ve hukuksuz uygulamalara karşı başlayan açlık grevi eyleminin 141. gününe girdiğini hatırlattı. Çok kolay çözülebilecek sorunlar için yüzlerce hapishanede, binlerce tutsağın bedenini açlığa yatırdığını kaydeden Günay, tecridin ülkenin yönetim biçimi haline geldiğini söyledi, "Açlık grevindeki tutsakların taleplerini yerine getirin. Eylemcilerin haklı taleplerini bir an önce yerine getirin" çağrısı yaptı.

Montrö Sözleşmesi'nden çekilme tartışmaları ve Kanal İstanbul rant projesine değinen Günay, "AKP iktidarının, Akdeniz'de ve Ege'de sebep olduğu gerilimler yetmezmiş gibi, şimdi de Montrö Sözleşmesi ve Kanal İstanbul Rant Projesi üzerinden yeni bir gerilim hattı oluşturulmaya çalışılıyor. Doğu Akdeniz ve Ege'ye savaş gemileri sığmadı, sıra Marmara ve Karadeniz'e geldi" dedi.

Gündem Haberleri