İkizköylüler, zeytinlerin ardından bu kez tarihi varlıklar için eylemde: Akbelen'deki tarihi varlıkları koruyun

Muğla’nın Milas ilçesindeki Akbelen Ormanı’nda çevre nöbetini sürdüren İkizköylüler, alanda yapılan arkeolojik kazıların akıbetini öğrenmek ve tarihi varlıkların korunmasını sağlamak için Muğla Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Müdürlüğü’ne başvuru yaptı.

Milas’a bağlı İkizköy’de Akbelen Ormanı’ndaki ağaçlar, Limak Holding ve İÇTAŞ’ın ortağı olduğu YK Enerji’nin termik santraline yakıt sağlayan kömür maden sahasını genişletmek için kesildi. Akbelen’de çevre nöbeti devam ederken İkizköylüler, alanda yapılan arkeolojik çalışmaların akıbetini öğrenmek için Muğla Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Müdürlüğü’ne başvuru yaptı.

Başvurunun ardından kurul binası önünde açıklamalarda bulunan İkizköylü Esra Işık, şunları söyledi:

“Akbelen için buradayız. Neden buradayız çünkü Akbelen’de bir yandan maalesef ağaçlarını talan edildi. Bütün çabalarımıza rağmen 4 senedir koruduğumuz ormanımızdaki ağaçlarımız yok edildi. Buna rağmen bizim mücadelemiz sürüyor. Biliyoruz ki kesilen alanda arkeolojik kazılar yapılıyor. Bu kazılar ile ilgili de daha önce maalesef Işıkdere Mahallesi’nde büyük yıkımlar yaşadık.

Işıkdere, maden tarafından alınan bir köydü. Bu köyün maden alanına çevrilmeden hemen öncesinde arkeolojik kazılar yapıldı. Gördük ki yapılan bu kazılar, Yeniköy-Kemerköy Termik Santrali’nin yani maden şirketinin sponsorluğu altında gerçekleşti. Defalarca bilgi edinme başvurusu yaptık, cevap alamadık. Dava açtık, bilirkişi talep ettik. Gerekçesiz bir şekilde bilirkişi talebimizi reddettiler. Arkeolojik kazılar ile ilgili belki de orası sit alanı ilan edilebilme olasılığı varken bazı dalaverelerle, gözden uzak bir şekilde yürüterek bu arkeolojik kazılar yapıldı.

Önemli buluntular elde edildiğini öğrendiğimiz de özellikle bazı Karya, Bizans ve Roma dönemlerine ait bulgular, mozaikler elde edildiğini öğrendiğimiz günün ertesi günü kepçelerle o alana girip orayı talan etmişlerdi. Şimdi Akbelen ile ilgili de aynı şekilde arkeolojik kazılar devam ediyor. Biz bununla ilgili aynı şeyi yaşamamak için kültürel varlıklarımıza da sahip çıkmak için Akbelen'e korumak için buradayız.

'Arkeolojik kazıların araştırılmasının şeffaf bir şekilde gerçekleştirilmesi ve bu alanın koruma altına alınmasını istiyoruz'

Şunu talep ediyoruz, oradaki araştırmalar herkesin bilgisi ışığında gerçekleşsin, kamuoyu ile paylaşılsın, gözden uzak bir şekilde yapılmasın, bulgular saklanmasın. Orada ne elde ediliyorsa kaçak göçek bir yerlere kaçırılıp götürülüyor. Bizim bundan haberimiz yok. Defalarca ne olduğuna dair envanter istememize rağmen bilgi de alamadık. Bizim isteğimiz Akbelen'de yapılan arkeolojik kazıların araştırılmasının şeffaf bir şekilde gerçekleştirilmesi ve bu alanın koruma altına alınmasını istiyoruz. Defalarca kez uğraşmamıza rağmen ağaçları korunamadı. Akbelen korunması gereken bir yer.”

İkizköylülerin avukatı Arif Ali Cangı ise şöyle konuştu:

Bu bölge tarihi varlıklar olduğu biliniyor. Işıkdere köyü göz göre göre kendi tarihi ile ve kendinden önceki tarihi ile kömüre gömüldü. Ne yazıkki o dönemde yeteri derecede sahip çıkılamadığı için oradaki tarihi varlıkların bir kısmı çıkartılıp bir yere taşındı söz ona ama asıl yerinde korunması gerekenler korunmadı. Şu an da orası bir cehennem çukuru haline geldi. Aynı şeyi Akbelen Ormanı’nda yapmaya çalışıyorlar. Yavaş yavaş tarihi varlıkların yerleri belirlenmiş durumda. Kazılar kurtarma kazısı adı altında başlamak üzere. Bu kazıların kurtarma kazısı mı korunma kazısı mı olacağı konusunda karar verecek olan merci Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu'dur. Biz o yüzden buradayız.

'Akbelen'e kulak verin. Akbelen'in çığlığını duyun'

Anayasa'nın devlete yüklediği ve yurttaşında duyarlı olmaya çağırdığı düzenlemeleri gereğince ve görevli olan Muğla Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'ndan şunu talep ediyoruz, ağaçları katliam yapılarak kesilen Akbelen Ormanı’ndaki tarihi varlıkları koruyun. Kendi gözlemlerimizle ve çektiğimiz fotoğraflarla koruma kuruluna sesleniyoruz, bu kazılar sizin kontrolünüzde midir? Sizin yaptığınız bir protokol, sözleşme var mıdır? Buna ilişkin herhangi bir araştırma yapılmış mıdır? Bunların bilgisini istiyoruz.

Dilekçemize 30 günlük süre içerisinde yanıt bekleyeceğiz, sessiz kalınırsa talebimizin reddedildiği düşüncesinde olacağız ve mahkeme başvuracağız. Şimdi Akbelen’de ormanın, doğal varlıkların korunması için yürütülen mücadele aynı zamanda tarihi, kültürel varlıkların korunması mücadelesine dönüşüyor. Bu nedenle ben bu ülkede doğal, tarihi ve varlıkların korunması, gelecek kuşaklara aktarılmasının yanında yer alan herkesi duyarlı olmaya çağırıyorum. Sanat tarihçileri, arkeologları duyarlı olmaya çağırıyorum. Akbelen'e kulak verin. Akbelen'in çığlığını duyun.” (ANKA)

Gündem Haberleri