Türkiye İsrafı Önleme Vakfı’nın her yıl haziran ayında açıkladığı Türkiye İsraf Raporu yayımlandı. Dünya'dan Yasemin Salih'e konuşan vakfın kurucusu Prof. Dr. Aziz Akgül, " "En büyük israf devlette. Toplum da liderlerine bakarak israf konusunda hassasiyet göstermiyor” dedi.
Türkiye'nin 2021'de 1 trilyon 81 milyar TL'lik kaynağını israf ettiğini belirten Akgül, en büyük israfın SGK'de yaşandığını söyledi:
“2021’de SGK’ya bütçeden 252 milyar TL’lik kaynak gitmiş. Bunun tamamı israftır. Çünkü SGK, aktarılan primlerle yönetilebilir bir yapı. Ekstradan bütçeden kaynağa ihtiyacı olmamalı. Bunun nedeni verimsizlik, yani israftır."
Raporun bronz kategorisinde bu yıl iç borç faizi yer aldı. Prof. Dr. Aziz Akgül, 2021’de iç borç faizinin 126 milyar TL olduğuna dikkat çekerek şöyle devam etti: “2022’de ödenecek iç borç faizinin 163 milyar TL olacağı hesaplanıyor. Bu para neden israf olarak raporumuzda? Çünkü iç borç faizi demek; Vatandaşa siz risk almayın, yatırım yapmayın, istihdam yaratmayın; bunun yerine rantiyeden yiyin demektir.”
Türkiye İsrafı Önleme Vakfı’nın 2021 raporunda “bronz kategori”de bütün kamu harcamaları yer aldı. Bunlara örnek olarak kamu kuruluşlarının ışıklı tabelalarını gösteren Prof. Dr. Akgül, “Bir bakanlık binasının sürekli yanan ışıklı tabelalara neden ihtiyacı var? Amaç ne?” diye sordu.
Türkiye İsraf Raporu 2021’e göre israf edilen 1 trilyon 81 milyar TL’lik kaynak ile şunlar yapılabilirdi:
Her biri 600 yataklı ve tanesi 70 milyon lira değerinde 15 bin 447 hastane yapılır ve sağlık sistemi tamamen rahatlatmış olurdu.
Her biri 6 milyon 600 bin lira değerinde 16 derslikli 163 bin 841 ilkokul ve ortaokul yapılarak, eğitimde fiziki kapasite arttırılır, her sınıfta 30 öğrencinin okutulması hedefi yerine getirilebilirdi.
Kilometresi 4 milyon 950 bin lira olan 218 bin 455 km otoyol yapılarak ülke kalkınması için gerekli ulaşım altyapısı tamamlanırdı.
Her bir ihracatçı firmaya veya KOBİ’ye 500 bin lira kredi verilmiş olsaydı, 2 milyon 162 bin işletmeye destek sağlanırdı.
Yoksulların gelir getirici bir faaliyette bulunması çerçevesinde, her bir dar gelirliye yıllık 50 bin lira vatandaşlık geliri verilmesi durumunda, Türkiye’de 21 milyon 627 bin kişiye ulaşılarak gelir dağılımındaki adaletsizliğin azaltılmasına katkı sağlanırdı.
Her bir öğretmene aylık 25 bin TL maaş verilmesi durumunda 3 milyon 604 bin öğretmenin bir yıllık maaşı karşılanabilirdi.
Ortalama aylık öğretmen maaşının 6.500 lira olduğunu varsaydığımızda söz konusu meblağla 13 milyon 863 bin öğretmenin yıllık maaşı karşılanabilirdi.
Ortalama memur maaşının 9.000 lira olduğunu varsaydığımızda söz konusu meblağla 10 milyon 12 bin memurun yıllık maaşı karşılanabilirdi.
Koronavirüs küresel salgını sürecinde büyük zorluklar çeken esnafa 1 yıl boyunca aylık 5.000 lira tutarında destek verilseydi, bu miktarla 18 milyon 22 bin esnafa yardım edilebilirdi.
Çiftçilere yıllık 50 bin lira tutarında destek verilseydi, bu miktarla 21 milyon 627 bin çiftçiye yardım edilebilirdi. Ortalama litresi 18 TL’den mazot alan çiftçimize 60 milyar litrelik yakıt yardımı yapılabilirdi.
Emekliye 1 yıl boyunca aylık 3 bin lira tutarında destek sağlanarak 30 milyon 37 bin emekli rahatlatılabilirdi.