Söz konusu kararla mahkeme, temmuz ayında kabul edilen ve yargıçların hükümet kararlarını iptal etmelerini engelleyen reformu ortadan kaldırmış oldu.
Yüksek Mahkeme yargıçları 7'ye karşı 8 oyla yasanın "demokratik İsrail Devleti'nin temel karakterine ciddi ve benzeri görülmemiş zarar verdiği" gerekçesiyle iptal etti.
Muhalifler, Netanyahu'nun makuliyet standardını kaldırma çabalarının yolsuzluğa ve önemli pozisyonlara niteliksiz yandaşların uygunsuz bir şekilde atanmasına kapı açtığını savunuyordu.
Tartışmalı temel yargı düzenlemeleri, yaz aylarında da on binlerce kişinin katıldığı gösterilerle protesto edilmişti.
Yüksek Mahkeme yargıçları ayrıca 12-3 oyla, İsrail için bir tür anayasa işlevi gören ve "Temel Yasalar" olarak adlandırılan önemli mevzuat düzenlemelerini iptal etme yetkisine sahip olduklarına karar verdi.
Yasa, İsrail adalet sisteminde yapılması planlanan revizyonun ilk ayağını oluşturuyordu.
Ancak, 7 Ekim'de Hamas ile başlayan savaşın ardından bu revizyon askıya alınmıştı.
İsrail'de büyük protestolara neden olan tartışmalı yargı reformları neler içeriyor?
Parlamento "her şeye kadir" değil
Bu karar, yasaların ve diğer kilit kararların yasallığı konusunda son sözü yüksek mahkemenin değil ulusal yasama organının söylemesi gerektiğini savunan Netanyahu ve sertlik yanlısı müttefikleri için önemli bir darbe oldu.
Kapsamlı bir revizyon istemişlerdi
İsrail'de 2022'nin son günlerinde göreve başlayan Netanyahu liderliğindeki koalisyon hükümeti, aşırı sağcı ve aşırı dindar partileri barındırıyor.
Netanyahu'nun hükümeti kurduğu süreçte koalisyon anlaşmalarının en önemli kısmını, başta söz konusu yargı reformu olmak üzere yasa dışı Yahudi yerleşim birimlerinin genişletilmesi ve aşırı sağcı isimlere yönetimde kritik görevler verilmesi gibi maddeler oluşturuyordu.
Adalet Bakanı Yariv Levin, Netanyahu koalisyonunun göreve gelmesinin hemen ardından 5 Ocak'ta yargının yetkilerini sınırlandıran, yüksek yargı mensuplarının atamaları üzerindeki etkisini azaltan, yürütme üzerindeki denetimini ortadan kaldıran ve yargının bazı yetkilerini Meclise devreden kapsamlı bir "yargı reformu" planladıklarını duyurmuştu.
Hükümet destekçileri, "seçilmiş siyaset kurumunun iradesine karşı kontrolsüz güçle donatılmış yargıyı dizginlemek" için söz konusu “reforma” ihtiyaç duyulduğunu savunuyor.
Yargı paketinin karşıtları ise düzenlemenin "İsrail'de yürütme gücü üzerindeki tek etkili denetimi ortadan kaldırarak sivil özgürlüklere, ekonomik refaha ve ülkenin uluslararası imajına zarar verdiğini" düşünüyor.
Genellikle "yargı düzenlemesi" olarak anılan hukuki plan, İsrailliler arasında siyasi bakış açılarına göre "yargı reformu", "yargı darbesi" veya "yargının ele geçirilmesi" gibi farklı tanımlamalarla ifade ediliyor.
İsrail'de yargının en yüksek mercisi Yüksek Mahkeme, Netanyahu hükümetinin tartışmalı yargı düzenlemesi kapsamında Meclis'ten geçirdiği iki yasanın iptalini eylülde görüşmeye başlamıştı.
Mahkeme'nin görüştüğü yasalardan birisi Akla Yatkınlık Yasası, Yüksek Mahkemenin hükümetin verdiği kararları "kamu çıkarına hizmet etmediği, akla yatkın olmadığı veya çıkar çatışması doğurduğu" gerekçeleriyle bozma yetkisini elinden alarak yargının yürütme üzerindeki denetimini azaltmayı hedefliyor.
Netanyahu hükümeti yargı düzenlemesi karşıtı protesto hareketi yaklaşık 10 aydır ülke genelinde protestolar yapıyordu. (Kısa Dalga)