İşte Mersin Polisevi iddianamesi: Sosyal medya görüntüsünden itirafçı teşhisiyle dava

Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı, Mersin Tece Polisevi’ne düzenlenen saldırı ile ilgili soruşturmasını tamamlayarak aralarında Dilşah Ercan’ın da bulunduğu 10 şüpheli hakkında, “ülke bütünlüğünü bozmaya kalkışmak” ve “kamu görevlisini öldürmek” suçlarından dava açtı. İddianamede, ismi sıkça tartışılan Dilşah Ercan’ın olay yerinde olduğunun kanıtı olarak, bir itirafçının “sosyal medyadaki görüntülerden görüp tanıdım” dediği ifadesi gösterildi.

ERSAN ATAR


Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı, 26 Eylül 2022’de Mersin’in Mezitli ilçesindeki Tece Polisevi’ne düzenlenen saldırı ile ilgili soruşturmasını tamamladı. Başsavcılık aralarında, soruşturma sürecinde ismi sıkça tartışılan Dilşah Ercan’ın da bulunduğu 10 sanık hakkında “ülke bütünlüğünü bozmaya kalkışmak” ve “kamu görevlisini kasten öldürmek” başta olmak üzere farklı suçlardan 2’şer kez müebbet hapis ve 74 yıla varan hapis cezaları istedi. İddianamede, Dilşah Ercan’ın olay yerinde olduğunun kanıtı olarak itirafçı Ayten Dağtan’ın verdiği “sosyal medyadaki görüntülerden görüp tanıdım” şeklindeki beyanı ile patlama sonrasında patlamamış halde bulunan bombalı düzenek üzerindeki parmak izi gösterildi.

Kısa Dalga’nın ulaştığı 66 sayfalık iddianamede öncelikle PKK’nın yapısına ve amaçlarına yönelik değerlendirmelere yer verildi.

Saldırıyı, Dilara Ürper ve Emel Feremez isimli örgüt mensuplarının gerçekleştirdiği belirtilen iddianamede, olay yerinde bulunan ceset parçalarından alınan örneklerle Dilara Ürper’in anne – babasından alınan DNA örneklerinin karşılaştırıldığı ve ceset parçalarının bu karşılaştırma sonucunda Dilara Ürper’e ait olduğu belirtildi. İddianamenin bu bölümünde Emel Feremez’e ait ceset parçası bulunup bulunmadığı veya bir DNA karşılaştırması yapılıp yapılmadığı bilgisi yer almadı.

İtirafçı sosyal medyadan teşhis etti

İddianamenin en dikkat çeken bölümleri, soruşturma sırasında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun saldırganlardan birisi olarak açıkladığı ve parmak izi bulunduğunu belirttiği kişi olan Dilşah Ercan’a ait değerlendirmelerin olduğu bölümler oluşturdu.

İddianamedeki bilgilere göre olaydan olay yeri çevresinde yapılan aramada patlamamış halde başka bir bomba düzeneği bulundu. Eski tip dijital saatle birleştirilen bu düzeneğin üzerinde parmak izi araştırması yapıldığı ve saatin üstünde Dilşah Ercan’ın parmak izi bulunduğu iddia edildi. Raporun, Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Daire Başkanlığı tarafından düzenlenmiş olması dikkat çekti.

Olay yerine ilişkin görüntülerin olaydan hemen sonra, sosyal medyada yayınlanması dikkat çekmişti. Savcılık, Dilşah Ercan’ın olay yerinde bulunduğunu bu görüntüleri izleyen bir itirafçının beyanlarına dayandırdı. İddianamede yer alan ifade metnine göre Ayten Dağtan isimli itirafçı, saldırıdan bir gün sonra Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’ne giderek beyanda bulundu.

İtirafçı Dağtan ifadesinde Dilşah Ercan’ı teşhis ettiğini şu ifadelerle iddia etti:

“26 Eylül 2022 günü saat 23 sıralarında televizyondan Mersin ilinde bir terör saldırısı olduğunu gördüm. Ben de cep telefonumdan sosyal medya üzerinden konu ile (ilgili) araştırma yapmaya başladım. Gece sosyal medyada olayla ilgili videolar gördüm. Videoları dikkatle izlediğimde bu videolardaki şahıslardan birinin daha önceden kırsal alanda tanıdığım ve kırsal alanda faaliyet yürüttüğünü bildiğim teslim olduktan sonra fotoğraftan teşhisini yaptığım Zozan kod Dilşah Ercan isimli şahıs olduğunu gördüm ve tanıdım.”

Olay yerinde bulunan ceset parçaları ile Dilşah Ercan’ın anne ve babasının DNA örneklerinin karşılaştırıldığı belirtilen iddianamede bu örneklerin örtüşmediği belirtildi.

Savcılık, Dilşah Ercan’ın saldırıyı bizzat gerçekleştiren değil, Suriye’de organize eden kişi olduğunu şu ifadelerle iddia etti:

“PKK/KCK silahlı terör örgütü içerisinde sabotaj eğitimleri veren ve Türkiye'de eylem yapmak üzere örgüt tarafından görevlendirilen şüpheli Dilşah Ercan'ın ve şüpheli Ahmet Ahmo'nun eylemden önce ülkemiz sınırları dışında eylemi gerçekleştiren iki kadın teröristi, eylemde kullanılan silah, bomba ve malzemeler ile birlikte eyleme hazırladıklarının, bu şekilde eyleme iştirak ettikleri anlaşılmıştır”

Paramotordaki bir garip parmak izi

İddianamede, saldırganların paramator ile önce Tarsus’a, oradan da taksi ile Mersin’e geldikleri belirtilirken, paramotorun Türkiye’ye nereden giriş yaptığına ilişkin bir bilgi yer almadı. İddanamenin bu bölümünde paramotorun teknik aksamı üzerinde Suriyeli şüpheli Ahmed Ahmo’nun parmak izi bulunduğu iddia edildi ancak ancak şüpheli Ahmo’nun parmak izinin daha önce nerede tespit edildiğine dair bir bilgi yer almadı. İddianamenin ilgili bölümünde şu ifade yer aldı:

“Paramotorun üzerinde yapılan parmak izi incelemesinde; Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Daire Başkanlığınca düzenlenen 2022/397 sayılı raporda tespit edilen; 1.36 bulgu nolu paramotor gri renk metal gösterge penali iç kısmı gösterge üzerinde elde edilen 1-36-5 numaralı parmak izinin şüpheli Ahmet AHMO'ya ait olduğunun tespit edilmiştir.”

Paramotor parçasının bulunduğu yerdeki bekçi Sait Demir ile saldırganların Tarsus’tan Mersin’e gelirken kullandıkları taksinin şoförü Abdülgalip Gök’ün de şüphelileri arasında yer alan iddianamede, diğer şüpheliler Mazlum Dolaşır, Ahmet Erdoğan ve Kahraman Bağış’ın Tece Polisevi yakınında olaydan 2 ay kadar önce ev kiraladıkları belirtildi.

İddianamenin bu bölümünde, olaydan sonra evlerinin balkonundan cep telefonlarını atan bu şüphelilerin saldırganlar eğer sağ kurtulurlarsa daha sonra bu evde saklanabileceğinin değerlendirildiği kaydedildi.

Özel Haber Haberleri