Karar Gazetesi ekonomi yazarı İbrahim Kahveci, ARTI TV'de Hakan Atilla'nın Borsa İstanbul Genel Müdürlüğünden istifasını ve Türkiye Varlık Fonu'ndaki görev değişimini yorumladı.
Kısa Dalga Yayın Yönetmeni Kemal Göktaş'ın sunduğu "Medya Kritik" programında konuşan Kahveci, Atilla'nın istifası hakkında "Trump döneminde görüldü ki ABD ile yaşanan sorunlar bire bir ilişkiler üzerinden çözülmeye çalışıldı. Böyle olunca, hukuki süreçler aksıyor veya yeterince önemsenmiyor. Trump gidip de Biden göreve gelince iş tamamen hukuka kaldı" diyerek şunları söyledi:
"Ben bu görev değişikliklerinin Halkbank veya Amerika'yla ilişkiler açısından olduğunu düşünmüyorum. Bunun payı olabilir. Hatırlarsanız, Hakan Atilla'yla ilgili 10 Kasım'da istifa haberleri çıkmıştı. 10 Kasım neden önemli? Çünkü birkaç gün önce Merkez Bankası başkanının görevden alınması, ardından Berat Albayrak'ın sosyal medya üzerinden istifasını bildirmesinin ardından Hakan Atilla'nın istifası da gündeme gelmişti. Ben, o gün olmadı, şimdi oldu diye düşünüyorum. Varlık Fonu başkanlığındaki görev değişiminin ve bu istifanın, Amerika'da görülen Halkbank davasıyla çok ilişkili olduğunu veya etkili olabileceğini düşünmüyorum. Daha çoğunlukla yurt içindeki bakanlar değişimi üzerinden yeni bir yapılanma diye görüyorum. Diğer neden için yapılsa bile bu davalarda bir etkisinin olacağını düşünmüyorum açıkçası."
Hakan Atilla, Albayrak'ın ekibinden miydi?
Kahveci, Kemal Göktaş'ın "Hakan Atilla, Berat Albayrak ekibinden miydi, öyle mi biliniyordu? Yoksa başka denklemler mi var orada?" sorusuna şu yanıtı verdi:
"Burada ilişkiler çok karmaşık oluyor, tam çözebilmek mümkün değil. Ancak Hakan Atilla'nın Berat Albayrak'ın gidişinden sonra affını istemesi, onun ardından tekrar istifasının gündeme gelmiş olması böyle bir intiba bırakıyor. Ama biliyorsunuz, parti içindeki ilişkiler, onun ötesinde çekirdek aile içerisindeki ilişkileri çözmek zor. Bir gün bir şahıs birinin kadrosuyla anılırken, başka bir gün başka birinin yanında adı anılıyor. Bunlar çok çabuk değişebilen etmenler. Ama Hakan Atilla'nın 10 Kasım'da da istifasının gündeme gelmesi, bu yönde bir intiba bırakıyor."
Dövizdeki yükselişin nedeni ne?
Göktaş'ın "Bu haber duyurulduktan sonra dövizde bir yükseliş oldu. Bunun nedeni ne sizce?" sorusuna Kahveci'nin yanıtı şu oldu:
"Dün piyasada, bütün gelişmekte olan ülkelerin paraları dolar karşısında değer kaybetti. Bir küresel hareket vardı. Sonra bu istifaların etkisiyle Türk lirasında ekstra değer kaybı yaşandı. Diğer ülke paraları yüzde bir kayıp yaşarken, Türk lirası akşam saatlerinde yüzde üç buçuklara varan bir kayıp yaşadı. Burada ikili bir etki olduğunu düşünüyorum. Yani hem küresel fırtınadan etkilendik, zaten hassas bir ülkeyiz, ülkeye gelen döviz yapısına baktığımız zaman sağlam bir döviz girişi yoktu, swap parası ve devlet iç borçlanma üzerine bir sıcak para girişi olmuştu. Özellikle swap üzerinden gelen paralar çok daha hassastır. Geldiği gibi gidebiliyorlar. Hatta gelirken yaptıkları olumlu havayı daha fazla yıkarak gidebiliyorlar. Dün hem küresel etki, hem de iç piyasa nedeniyle çok daha fazla rüzgâr esti.
"Bir de şu var: Biz dünyada enflasyon etkisinden en fazla etkilenen ülkeyiz. Enflasyon bir türlü düşmüyor. Düşmediği gibi önümüzdeki aylarda daha da artma ihtimali var. Merkez Bankası'nın 18 Mart'taki toplantısında ne olacak? Son birkaç haftadır Merkez Bankası başkanı piyasaları sözlü olarak uyarıyor. O da şöyle bir intiba yaratıyor: Acaba yukarıdan faiz artırımına ilişkin izin çıkmayacak mı? Bu tip söylentiler çıkınca piyasa ekstra tepki gösteriyor. Biz çok hassas bir ülkeyiz. Dövizde öyle hassasız ki, dünyanın bir yerinde kelebeğin kanat çırpması, bizde fırtınalara yol açabiliyor."
"Muhtemelen yeni zamlar ve vergiler gelecek"
"Ekonomide reform paketinden beklentiler ne düzeyde ve sorunları çözme kapasitesi var mı?" sorusunu ise Kahveci şu sözlerle yanıtladı:
"Kimse vergi indirimi beklemesin. Kimse kamudan hayatını kolaylaştırıcı bir destek de beklemesin. Muhtemelen yeni vergiler ve vergi zamları gelecek. Niye? Bütçe açık. Niye? Çünkü hazine müthiş derecede savurganlık yapıyor. Bu harcamaları karşılamak için vatandaşın sırtına yeni vergiler gelecek, adına da reform denilecek. 'Müjde' diye yeni zamlar, yeni vergiler görebiliriz. Ben aksi yönde bir paket beklemiyorum."
(ARTI GERÇEK)