Kısa Dalga kitap köşesinden tekrar merhaba. Bu hafta da raflar arasından, köşemizi takip eden okurlar için kitaplar seçmeye çalıştık. Devamlı dile getirdiğimiz gibi, birlikte düşünmek başka olasılıkları unutmamak için.Haftanın kitapları şöyle:
110
Oğuz İnel, “Foucault ve Şeyler ‘Kurmaca Bir Söyleşi’”
Kısa dalga kitap köşesinin bu haftaki ilk kitabı, Metis Yayınları’nın diyaloglar serisinden, Oğuz İnel’in, “Foucault ve Şeyler ‘Kurmaca Bir Söyleşi’” adlı metni. İnel metinde, Foucault ile bir diyalog başlatırken, düşünürün temel kavramlarını “kurmaca” diyalog üslubuyla ele alıyor. Hem Foucault takipçileri hem de düşünüre ilk kez temas edecekler önemli olduğunu düşündüğümüz bu kitaba, dikkatinizi çekeriz.
Tanıtım bülteninde metinden şöyle bahsedilmiş: “Oğuz İnel bu kurmaca söyleşide Michel Foucault’nun metinleriyle diyaloğa giriyor. Deliliğin Tarihi, Hapishanenin Doğuşu, Kelimeler ve Şeyler, Cinselliğin Tarihi gibi kitaplardan yola çıkılarak ele alınan bir düşünce, filozofun başka metinlerde dile getirdiği düşünceleriyle açıklanıp geliştiriliyor. Aynı şekilde Foucault kendisine yöneltilen eleştirilerle de karşılaşıyor ve bunları yanıtlıyor. Filozofun devasa yapıtına kendine özgü bir giriş olarak okunabilir bu çalışma…”
Son günlerin heyecanlandıran kitap haberlerinden biri de Tellekt Yayınları’ndan geldi. Didem Bayındır ve Mine Yıldırım’ın derlediği, “Ekoloji: Bir Arada Yaşamın Geleceği” kolektif bir kitap olarak karşımıza çıkıyor ve dünyanın en acil sorunu olarak görebileceğimiz ekolojik yıkıma dair geniş kapsamlı bir düşünme sunuyor. Tüm türlerin ortak evi dünyanın sorunlarına ve bunları nasıl aşabileceğimize dair bu metni, köşemizi takip eden okurlara hatırlatmak isteriz.
Tanıtım bülteninin şu cümlelerine bakalım: “Ekolojik yıkım ve tahribat gezegenimizin en kritik, öncelikli ve acil sorunu. Kitlesel hayvan ölümleri, türlerin kaybı, biyoçeşitliliğin azalması ve kirlilik her geçen gün hızlanıyor. Yerküreyle ilişkimizi gözden geçirmemiz, iktisat politikalarına, üretim modellerine, tüketim alışkanlıklarımıza acilen müdahale etmemiz gerekiyor. Çünkü gezegenimiz yanıyor.”
İnsan hakları, estetik, eleştirel hukuk, postmodern hukuk teorisi ve siyaset felsefesi alanlarında çalışan Douzinas’ın, “Yasanın Arzusu Estetik Etik Psikanaliz” adlı kitabı, Dipnot Yayınları tarafından, Ezgi Duman ve İbrahim Şahin Ateş tarafından çevrisiyle basılıyor. Kitap eleştirel hukuk teorisi literatürüne yaptığı katkı bakımından temel bir kaynak olarak anılıyor, konuya meraklı okurlarımız için kitabı bu hafta gündemimize aldık.
Tanıtım bülteninden şu cümleleri dikkat çekiyor: “Kafka bir arkadaşına mektubunda “hukuk kitapları okumak insana talaş tadı verir” diye yazmıştı. Hukukla bu kitaplar üzerinden ilişkilenen herkes bu odunsu tadı hissetmiştir. Elinizdeki kitap hukukun felsefesini ve nomos’u “kalın kafalı” hukuk ders kitaplarının sunumundan kurtarıyor. Pozitivist bilimin ve hukuk felsefesinin ruhsuz soğuk bir kurallar dizisi olarak sunduğu yasanın estetik boyutunu yeniden açığa çıkarıyor. Yasayı edebiyat olarak ve sanat olarak okuyarak yapıyor bunu. Adalet ve güzellik arasındaki ilişkiyi vurguluyor; nizamın ve sosyal yeniden üretimin esaslarını taşıyan hukuk dilinin hem aklı ikna etme hem de duygular üzerinde tesir gösterme ödevine dikkat çekiyor. Adaletin güzel bir dil ve tutkulu bir pratik olabileceğini gösteriyor. Tüm bunları psikanalitik yaklaşımın verimini katarak bina ediyor.”
Wilhelm Schmid, “Aşk: Neden Bu Kadar Zordur Ve Yine De Nasıl Mümkün Olur?”
İnsanlık tarihi kadar eski bir meseleye aşka, Wilhelm Schmid’in gözünden bakmak ister misiniz? Schmid bu sefer filmlerin, romanların, öykülerin vazgeçilmez konusu aşkı ele alıyor. İletişim Yayınları tarafından, Tanıl Bora çevirisiyle basılan kitabın, Schmid’in diğer metinleri kadar ses getireceğini düşünüyoruz. Konuya meraklı okur için kitabı köşemize taşıdık.
Tanıtım bülteninden biraz daha fikir alabiliriz: “Aşk öğrenilebilir mi? Belli kurallara uyarak mutlu bir aşk ilişkisi yürütmek mümkün müdür? Uzun süreli ilişkilerde flörtün yeri var mıdır? Sadakat, kıskançlık, güç ve para, aşka nasıl etki eder? İlişkilerde cinselliğin rolü nedir? Aşka nefes aldırmak ne demektir? Uzun soluklu birlikteliklerde dostluk ve aşk dengesini nasıl kurmak gerekir? Mutsuzluk aşk için bir tehdit midir, yoksa onu mümkün kılan itici bir güç mü? Bir de, sahiden, aşkın herhangi bir anlamı var mıdır? Wilhelm Schmid aşkın doğasına bakarken, bu sorulara cevap arıyor. Felsefeyi psikolojiyle buluşturan ve karmaşık konuları kolay ve gündelik bir dille anlatan Wilhelm Schmid, bu kitapta aşkı arayanlara, onu bulup korumak isteyenlere önemli ipuçları veriyor.”
Berat Günçıkan’ın “Marika Yalnızlığım Kadarsın” adlı bu kitabı İstos Yayınları tarafından basıldı. Gazeteci ve yazar Berat Günçıkan, ilk olarak 1993’te Cumhuriyet'te tefrika edilen bu biyografide, doğduğu günden itibaren her yıkıma karşın hayatını tekrar inşa eden ve inatla var olan Marika’nın hayatını kayıt altına alıyor.
Tanıtım bülteninde kitaptan şu cümlelere yer verilmiş: “Bir insandan, beyninin sümenine attıklarını istemek belki acımasızlık. Biraz da haksızlık… Ama Marika herhangi bir kadın gibi kalmamalıydı… Yaşadıkları ve yaşattıklarının, ‘yalnızlığı kadar’ bir anlamı olmalıydı…”
Paul Nurse, “Yaşam Nedir? ‘Beş Adımda Biyolojiyi Anlamak’”
Nobel ödüllü bilim insanı Paul Nurse bu kitabında, biyolojiyi herkes için anlaşılabilir hâle getirmeye çalışıyor. Dünyayı ve sorunlarını anlamak için tüm disiplinlerin kesiştiği bir teorik bakışın önemli olduğunu düşünüyoruz. Bu nedenle kitabı sizin için bu hafta köşemize taşıdık. “Yaşam Nedir? ‘Beş Adımda Biyolojiyi Anlamak’”, Şiirsel Taş çevirisiyle, Domingo Kitap tarafından basıldı.
Tanıtım bülteninden de fikir alabiliriz: “Hücre bölünmesini denetleyen bazı genlerin kâşifi Sör Paul Nurse bu hayat dolu kitapta, biyolojinin derinliklerine dalıp ‘yaşam’ın olmazsa olmaz beş özelliğini gün ışığına çıkarıyor. Yazdıkları öylesine bilgilendirici, her bir bölüm öyle şaşırtıcı gerçeklerle dolu ki kitabı elimden bırakamadım.”
Nobel ödüllü yazar, André Gide’nin “Chopin Üzerine Notlar” adlı bu kitabı, Can Yayınları tarafından, Ömer Bozkurt çevirisiyle yayımlandı. İdil Biretin Önsözünü yazdığı metni hem yazarın takipçileri hem de Chopin’in Fransız geleneğindeki ve müzik tarihindeki yerini merak eden okur için seçtik.
Tanıtım bülteninden şu cümleler dikkat çekiyor: “Uzun yazarlık kariyeri boyunca sanat ile benliğin, yenilik ile geleneğin ilişkisine odaklanan André Gide, ‘Chopin Üzerine Notlar’da bu defa müziğe, özellikle de benzersiz zenginlikteki besteleriyle insan kalbinin gizemli derinliklerine dokunmayı başarmış Chopin’e yöneliyor. Nobel’li yazar 1931 tarihli notlarında edebiyattaki duyarlılığını bir amatör olduğu müziğe coşkulu bir dışavurumla aktarırken, Chopin’in Fransız geleneğindeki ve müzik tarihindeki yerini sorguluyor.”
Rus kısa öykü yazarı, romancı, gazeteci Sergey Dovlatov’un büyük romanı “Zona”, Eyüp Karakuş'un Rusça aslından çevirisiyle, Jaguar kitap tarafından basılıyor. “Puşkin Tepeleri”, “Bavul” gibi metinleriyle Türkiyeli okurun tanıdığı yazarın, bu kitabının da merak uyandıracağına inanıyoruz.
Tanıtım bülteninde kitaptan şöyle bir alıntıya yer verilmiş: “Çok sıradan, bilindik yeteneklerim vardı. Sonra, yalancıktan ve hafiften Napoliten bir havaya sahip alelade bir dış görünüş… Yine alelade bir gelecek planı… Kısacası, neyim var neyim yoksa hepsi de sıradan bir Sovyet yurttaşı profili çizmeye adaydı. Sempatik bir ulusal azınlığa mensuptum. Turp gibi sağlam ve sağlıklıydım. Çocukluğumdan beri marazi sayılabilecek herhangi bir bağımlılığım yoktu. Pul koleksiyonu yapmadım. Kurbağaları ameliyat etmedim. Uçak modelleri yapmadım. Hepsinden öte, okumayı da pek sevdiğim söylenemezdi…”
Angela Saini, “Alttakiler: Bilim, Kadınları Nasıl Yanlış Anladı?”
“Toplumsal cinsiyetimiz aslında ister istemez biyolojimizin belirlediği bir şey midir? Kadınların en önemli kariyeri çocuk doğurmak mıdır örneğin? Ya da tekeşlilik kadının doğası gereğiyken, çokeşlilik erkeğin elinin kiri midir?” Sorularından yola çıkan, Angela Saini’nin bu metni, Minotor Kitap tarafından, Seza Özdemir çevirisiyle yayımlandı. Toplumsal cinsiyet tartışmaları açısından önemli bulduğumuz metni bu hafta sizler için gündeme taşıdık.
Tanıtım bülteninin şu cümleleri dikkat çekiyor: “Bilim gazeteciliğinin önemli isimlerinden Saini, elinizdeki kitapta biyoloji, psikoloji ve antropolojideki toplumsal cinsiyet savaşlarını inceleyerek, hem toplumsal stereotipleri destekleyen eski çalışmaları hem de kadınların beyinlerine, bedenlerine ve insan evrimindeki rollerine dair büyüleyici bir portre çizen yakın tarihli bilimsel araştırmaları gözler önüne seriyor. En son bilimsel verilerden, diğer herkes kadar güçlü, stratejik ve akıllı bir kadın ortaya çıkıyor…”
Nilay Şanlı’nın, “Bu Mektuplar da Sana” kitabında, iki mektup arkadaşı Ege ile Masal’ın maceraları anlatılıyor. “Bu Mektuplar Sana” kitabının çocukları biraz daha büyümüş, sırları biraz daha çetrefilli hale gelmiştir. Ayrıntı Yayınları tarafından basılan bu kitabı da çocuklar için seçtik. Dijital Çağın mektubu unutturduğu bir ortamda çocuklar için ilginç bir okuma deneyimi olabilir.