Haftanın kitap seçkisi: 'Yaşam ve Yazgı'dan 'Devlet'e...
Kısa Dalga kitap köşesinden merhaba. Yıl sonuna yaklaştığımız bugünlerde, yeni kitaplar raflarda yerini almaya devam ediyor. Bu hafta da sizler için farklı konu ve türde kitaplar seçmeye, yeni metinler hakkında küçük fikirler oluşturmaya çalıştık.Başka türlü düşünmek, başka olasılıkları unutmamak için.Bu haftanın kitapları şöyle:
110
Stefano Mancuso, “Dünya Bitkileri”
Kısa dalga kitap bülteninde bu hafta sizin için seçtiğimiz ilk metin Stefano Mancuso’nun, “Dünya Bitkileri”. Yaşamımızın her alanında karşımıza çıkan, birlikte dünyayı paylaştığımız türleri daha fazla tanımak isteyen okurun ilgisini çekebilecek bu kitabı dikkatinize sunarız. Tanıtım bülteninde kitap hakkında söylenen şu cümleler de metin hakkında fikir veriyor: “’Dünya Bitkileri’nde ısrarla bitkilerin ve bitki ulusunun önemi üzerinde duruyor. Rekor sıcaklıkların, artan yangınların ve şiddetli atmosferik olayların önüne hâlâ geçilebilir. Kentsel ormanlar, doğal yaşama dair fikirler ütopik değil! Tüm bunları hayata geçirmek, durumun aciliyetini bir an önce anlaması gereken biz insanların elinde.”
Metin Alfa Kitap tarafından, Leyla Tonguç Basmacı çevirisiyle basıldı.
Minimal fantezist tavrı, bedene ve cinselliğe yaklaşımı John Updike’dan William Burroughs’a, Barbara Pym’den Beryl Bainbridge’e kadar hemen sonraki kuşaktan birçok sanatçıyı etkilemiş bir isim Welch. Bültenimize taşıdığımız, “Bulutun İçinden Bir Ses” kitabının konusundan tanıtım bülteninde şöyle söz edilmiş: “Genç bir adam yortu tatilini geçirmek üzere kaldığı pansiyondan çıkar, bisikletine atlar, bir yerde mola verir, ardından korkunç bir trafik kazası geçirir. ‘Bulutun İçinden Bir Ses’ harikulade bir biçimde edebiyatta eşine az rastlanan bir şeyi, roman kahramanının bedeniyle aniden ve iradesi dışında değişen ilişkisini konu edinir. Uzun ve acılı iyileşme dönemi onu sadece bedenini değil, çevresindeki insanları, tabiatı, nesneleri, manzaralarla olan ilişkisini de sınamaya, yeniden tarif etmeye götürecektir.”
“Bulutun İçinden Bir Ses”, Metis Yayınları tarafından, Fatih Özgüven çevirisiyle basılıyor.
“Edebiyat teorisyeni, filozof, dilbilimci, eleştirmen ve göstergebilimci Roland Barthes (1915-1980), döneminin düşünce dünyasına damgasını vurmuş isimlerden biri. Kendi “anti-otobiyografi”sini kaleme almış, ‘yazarın ölümü’ tezini ortaya atmış Roland Barthes’ın biyografisini yazmak hiç şüphesiz kolay değil.” Tiphaine Samoyault tanıtım bülteninin bu cümlelerinde de gördüğümüz gibi, zor bir işe girişiyor ve Roland Barthes’ın biyografisini okurla buluşturuyor. Kitap hem Barthes takipçileri için hem de bu çok yönlü filozofu tanımaya daha da yaklaştırabilecek bir metin olması açısından önemli. Bu nedenle bu hafta kitabı sizler için seçtik.
Kitap, Alper Bakım çevirisiyle, Everest Yayınları tarafından basıldı.
Türkçe edebiyatın önemli yazarlarından, Halid Ziya Uşaklıgil’in kitap halinde basılan ilk romanı, “Nemide” Ayrıntı Yayınları tarafından basıldı. Tanıtım bülteninde işaret edildiği gibi kitap, “ o dönemde yaygın olan “Verem Edebiyatı”nın klasik örneklerinden biri. Öte yandan mutsuz sonla biten bir aşk hikâyesinin anlatıldığı bir İstanbul romanı.” Türkçe edebiyat klasiklerine meraklı okur için kitabı bu hafta gündemimize aldık.
“Hayat tam anlamıyla devletin alanında devam eder. Devlet başta Siyaset olmak üzere, Felsefede, Bilimde, her yerdedir. Günlük hayatın her yerindedir. Sosyal hayatın bütün ilişkileriyle iç içe geçmiştir. Devlet siyasetin ve kamu yönetiminin tâ kendisidir. Poulantzas’ın deyişiyle ‘Bugün devlet iktidarından kurtulabilen ama aynı zamanda ondan söz etmeyen kimse var mıdır?’ Tabiî söz etmek yeterli değildir. Anlamaya, bilmeye ve açıklamaya çalışmak söz konusudur”. Tanıtım bülteninin bu cümlelerinde de görüldüğü gibi, Bob Jessop, bu kitabında hayatın her alanına farklı iktidar biçimleriyle dahil olan devlet kurumunu sorguluyor, kitabın en azından devletin soyutluğunu ortadan kaldırabileceğini düşünerek bu hafta listemize taşıdık.
“Devlet”, Epos Kitap tarafından, Attila Güney çevirisiyle yayımlandı.
Vasili Grossman’ın başyapıtı olarak kabul edilen, “Yaşam ve Yazgı”, eleştirmenlerce “yirminci yüzyılın ‘Savaş ve Barış’ı” olarak nitelendiriliyor. Aynı zamanda Grossman, tarihin en önemli savaş muhabirlerinden biri olarak kabul ediliyor ve ölümünden sonra derlenerek yayımlanan İkinci Dünya Savaşı yazıları, eleştirmen ve tarihçiler tarafından bu alandaki en önemli çalışmalardan biri olarak biliniyor. Grossman’ın bu klasik kitabını bu hafta sizler için gündeme aldık.
“Yaşam ve Yazgı”, Can Yayınları tarafından, Ayşe Hacıhasanoğlu çevirisiyle yayımlandı.
Rebekka Endler, “Eşyaların Patriyarkası, ‘Dünya Kadınlara Neden Uymaz?’”
Bağımsız gazeteci ve yazar olarak çalışan Rebekka Endler, “Eşyaların Patriyarkası, ‘Dünya Kadınlara Neden Uymaz?’” kitabında, “içinde yaşadığımız maddi dünyaya hükmeden erkek egemen tasarımın izini sürüyor. Sadece ofis mobilyaları ya da kot pantolon gibi günlük eşyaların değil, kamusal alanı oluşturan mimari, altyapı ve ulaşım düzenlemelerinin de, hatta Batı tıbbında uygulanan teşhis ve tedavi yöntemlerinin bile erkeklere göre belirlendiğini gösteriyor." Tanıtım bülteninden aldığımız bu cümlelere bakınca, kitabın toplumsal cinsiyet çalışmaları açısından oldukça önemli olduğu görülüyor, bu açıdan konuya meraklı okur için kitabı köşemize taşıdık.
Metin, İletişim Yayınları tarafından, Çiğdem Canan Dikmen çevirisiyle yayımlandı.
Byung-Chul Han, “Ritüellerin Yok Oluşuna Dair Günümüzün Bir Topolojisi”
Dijital çağ eleştirileriyle Türkiyeli okur tarafından ilgiyle takip edilen Byung-Chul Han bu kitabında, “hem bireysel hem de toplumsal yaşamı yoğun, istikrarlı ve düzenli kılan ritüelleri mercek altına alıyor. Bir yandan yaygınlaşan kolektif narsisizmin ve otantikliğin topluluk aidiyetlerini, diğer yandan da dijitalleşmenin, üretim mantığının ve neoliberal kapitalist küreselleşmenin ritüelleri adım adım ortadan kaldırdığını ve bu durumun hem zaman hem de mekân algımızı tahrip ettiğini öne sürüyor. Her iki dinamiğin de hem insan doğasını hem de bizzat toplumsallığı radikal bir biçimde dönüştürdüğünü gözler önüne sererek tarihsel bir dönemeçte olduğumuza dikkat çekiyor.” Tanıtım bülteninin bu dikkat çekici cümleleri, yazarın bu kitabının da epey konuşulacağını düşündürüyor.
Kitap, İnka Yayınları tarafından, Çağlar Tanyeri çevirisiyle yayımlandı.
Çiğdem Toker, “Milletin Cebinden Kamu Özel İşbirliği”
Türkiye’nin önemli gazetecilerinden Çiğdem Toker, “Milletin Cebinden Kamu Özel İşbirliği”nde: “Çılgın projeler, devasa yeni şehirler ve inşaatlar, havaalanları, geçiş garantili köprüler, yatış garantili şehir hastaneleri… Kamu-Özel İşbirliği’yle yapılmakta olan “Devasa Şehir Hastaneleri” kimin yararı için?” Sorularının peşine düşünüyor. Türkiye’nin yakın tarihine tanıklık olarak da görebileceğimiz bu kitabı, bu hafta ilgili okur için gündeme aldık. Kitap, Tekin Yayınevi tarafından basıldı.
Mary Pope Osborne, “Sihirli Ağaç Evi -Çizgi Roman- 3: Piramidin Sırrı”
“Sihirli Ağaç Evi, Tim ve Lea'yı bu kez Eski Mısır'a uçuruyor. Gizemli kara kedinin peşine takılınca kendilerini bir piramidin içinde buluyorlar. Burada binlerce yıllık bir bilmeceyi çözmek için yardıma ihtiyacı olan mumya kraliçeyle karşılaşıyorlar. İki kardeş ona yardım edecek... Tabii eğer piramidin labirentlerinde yollarını bulabilirlerse!” Tanıtım bülteninden aldığımız bu cümlelerde de görüldüğü gibi, kitap çocukları heyecan verici bir maceranın içine davet ediyor. “Sihirli Ağaç Evi” serisinin bu metni, Domingo Kitap tarafından, Duygu Dalgakıran çevirisiyle basıldı.