Haftanın kitap seçkisi: Birlikte düşünmek, başka olasılıkları unutmamak için
Kısa Dalga kitap köşesinden merhaba. Her hafta olduğu gibi bu hafta da sizin için kitap rafları arasında dolaştık ve dikkatimizi çeken metinlerden oluşan bir liste hazırladık. Bu hafta da farklı tür ve konulardan oluşan seçkimizin küçük fikirler verebilmesini umuyoruz. Birlikte düşünmek, başka olasılıkları unutmamak için.Bu haftanın konuk kitapları şöyle:
110
William Blake, “Vahiy Kitapları”
İngiliz şair, ressam William Blake’in, “Vahiy Kitapları” adlı metni, Kaan H. Ökten çevirisiyle, Everest Yayınları tarafından basılıyor. Blake’in şiir ve gravürü birleştiren eserleri günümüz okurunun da ilgisini çekecektir. Bu hafta meraklısı için kitabı gündemimize aldık.
Tanıtım bülteninden şu cümlelere dikkat çekelim: “Vahiy Kitapları’nda vizyoner şair, gravürcü ve öncü ressam William Blake’in 1789 ile 1795 yılları arasında yarattığı sekiz eserin tıpkıbasımları, İngilizce transkripsiyonu ve çevirileri yer alıyor. Blake, kendi geliştirdiği renklendirilmiş gravür baskı tekniğini kullanarak yaratıcı-vizyoner hayal gücünü birer şahesere dönüştürmüş ve grafik unsurlarla “vahye” dayalı şiiri birleştirmek suretiyle hayal dünyamızı yüksek mertebelere taşımıştır.”
Jennifer Clement, “Dul Bayan Basquiat - Bir Aşk Hikayesi”
2015 yılında, PEN International’ın ilk kadın başkanı seçilen Jennifer Clement’in “Dul Bayan Basquiat - Bir Aşk Hikayesi” adlı kitabı Siren Yayınları tarafından, Avi Pardo çevirisiyle basıldı. Yirminci yüzyılın büyük sanatçılarından Jean-Michel Basquait’nın Suzanne Mallouk ile ilişkisinin ele alındığı bu metni meraklısına duyurmak istedik.
Tanıtım bülteninin şu cümlelerine yer verelim: “Jennifer Clement’in özgün ve baş döndürücü anlatımıyla Dul Bayan Basquiat, yirmi yedi yıllık ömründe yirminci yüzyılın en önemli sanatçılarından biri haline gelmiş Jean-Michel Basquait’nın Suzanne Mallouk ile ilişkisi özelinde yeni bir portresini çiziyor, seksenlerin başındaki sınır tanımaz ve yaratıcı sanat ortamıyla New York şehrinin tüm renklerini sayfalara taşıyor.”
Polly Samson’ın son romanı olan “Hayalperestler Tiyatrosu”, Sunday Times’ın çok satanlar listesinde ikinci sıraya yükselmiş ve The Times, Sunday Times, The Telegraph, The Daily Mail ve Spectator tarafından yılın kitabı seçilmiş. Dünyada epey ilgi gördüğü anlaşılan, “Hayalperestler Tiyatrosu”, Ayrıntı Yayınları tarafından, Nil Ege Özden çevirisiyle yayımlandı.
Tanıtım bülteninin şu cümleleri dikkat çekiyor: “Yakın zaman önce annesini kaybeden on sekiz yaşındaki Erica, hem annesinin yaşamına dair gizemleri çözmek hem de acısından ve babasından kaçıp kafasını dağıtmak arzusuyla yanına aldığı bir tomar defterle Londra’dan çıktığı yolun sonunda kendisini bu grubunun ortasında buluveriyor. Gelir gelmez de bu sanatçıların arasında her şeyin sınandığı bir ütopyaya dahil oluveriyor…”
Daniel Lee, “SS Subayının Koltuğu: Bir Nazinin Gizli Yaşamının Peşinde”
İkinci Dünya Savaşı ve Holokost sırasında Fransa ve Kuzey Afrika’da yaşayan Yahudiler üzerine çalışan tarihçi Daniel Lee’nin “SS Subayının Koltuğu: Bir Nazinin Gizli Yaşamının Peşinde” adlı bu kitabı, İletişim Yayınları tarafından, Büke Temizler çevirisiyle yayımlandı. Metinde, bir koltuktan çıkan belgelerin izini süren Daniel Lee, bir Nazinin hikâyesinin peşine düşüyor. Faşizm konusunu çalışan ve meseleyi merak eden okurun ilgisine sunarız.
Tanıtım bülteninin şu cümleleri fikir verebilir: “Düşük rütbeli görevlilerin, 1930’lu ve 1940’lı yıllarda neler yaşadığına dair hâlâ çok az şey biliyoruz. Griesinger’in hayatı, Nazi yönetimini mümkün kılan şeyi anlamamızı sağlayacak. Ünlü fanatikler ve katiller, eğer hükümeti ayakta tutan, evrak işlerini yapan, korku ve şiddet tehdidi içlerine işlenmiş, rejimin potansiyel kurbanlarıyla yan yana yaşayan sayısız destekçileri olmasaydı var olamazlardı.”
Philip McMichael, “Gıda Rejimleri Ve Tarım Sorunları”
“Gıda rejimleri” kavramına dair çalışmalarda sıkça başvurulan ve bu konuda önde gelen bir akademisyen olan, Philip McMichael’in bu kitabı, Notabene Yayınları tarafından, Duygu Avcı çevirisiyle basıldı. Gıda krizinin dünyanın gündeminde olduğu bir dönemde, yazar meseleyi kapitalizm ekseninde tartışıyor. Konuyu takip eden, ilgili okur için bu hafta kitabı köşemize taşıdık.
Tanıtım bülteninden şu cümlelere bakabiliriz: “İçinden geçtiğimiz kapsamlı gıda krizinin bir tarihi var ve bu tarih kapitalizmin gelişimiyle birlikte kendini gıda rejimleri şeklinde ifade ediyor. Küresel bir sistem olarak gelişen kapitalizme içkin olan gıda rejimleri, günümüzde şirketlerin belirleyici olduğu; tarımsal yapının, gıdanın üretim, işleme, dağıtım ve tüketim süreçlerinin devasa bir kompleksi olarak kendini gösteriyor. Şirket gıda rejiminin nasıl ortaya çıktığını, hangi küresel ittifaklardan beslendiğini ve yapılandığını anlamak aynı zamanda kapitalizmin güncelliğini kavramakla eşdeğer.”
Damon Galgut'un 2021 yılında, Booker Ödülü'nü de alan “Vaat” adlı bu romanı, Delidolu tarafından, Hasan Can Utku çevirisiyle yayımlandı. Güney Afrikalı bir ailenin dağılışını ve yıllarca onlara hizmet etmiş siyahi emekçisine verdikleri ancak tutamadıkları sözü konu edinen bu kitabı dikkatinize sunarız.
Tanıtım bülteninin şu cümlelerinden fikir alabiliriz: “Dört ayrı cenaze töreni etrafında şekillenen eser, bir ailenin utanç ve suçluluk duygusuyla yoğrulan dokunaklı hikâyesinin kıyısında, toplumsal ayrışmanın hem sınıf hem de renk üzerinden belirgin olduğu Güney Afrika tarihinin otuz yılına ayna tutuyor.”
Albert Camus’nün ilk eserlerinden biri olan, “Tersi ve Yüzü” adlı bu kitap, Can Yayınları tarafından, Tahsin Yücel çevirisiyle yayımlandı. Edebiyat dünyasına asıl girişini, 1942’de yayımlanan “Yabancı” adlı romanı ve “Sisifos Söyleni” başlıklı felsefi denemesiyle yapan, bu kitapları tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de hala ilgiyle karşılanan yazarın bu eserinin de merak uyandıracağını düşünerek, bu hafta metni Camus takipçileri için köşemize taşıdık.
Tanıtım bülteninden şu cümlelere bakabiliriz: “Mutlu olmak değil artık dileğim, yalnızca bilinçli olmak. Camus’nün henüz yirmi iki yaşında, şeylerin ikiliği üzerine yazmaya başladığı ve 1937 yılında Cezayir’de çok az sayıda basılan “Tersi ve Yüzü” bir ilk metin olmasının yanı sıra, yazarın sonraki eserlerinde de irdelemeye devam ettiği absürd, ölüm ve yaşam, mutluluk, yalnızlık gibi kavramların nüvelerini attığı kitaptır.”
Ray Bradbury’nin, “Arthur C. Clarke zamanımızın gerçek dehalarından biri” olarak bahsettiği yazarın, “Cennetin Çeşmeleri” adlı kitabı, İthaki Yayınları tarafından Gökçe Çiçek çevirisiyle yayımlandı. Hugo ve Nebula en iyi roman ödülünün de sahibi olan yazar, bilimi edebiyatla birleştiren, bilimkurgunun üç büyük ustasından biri olarak da anılıyor. Bilim kurgu türünü seven ve takip eden okur için kitabı gündemimize aldık.
Tanıtım bülteninin şu cümlelerine bakabiliriz: “ ‘Cennetin Çeşmeleri’, bilimin popüler “uzay asansörü” fikrini, kurgusal bir tarihin merceğinden insanın gelişime duyduğu tutkuyla harmanlayarak ele alan bir şaheser.”
Robert Louise Moore, Douglas Gillette, “Kral, Savaşçı, Büyücü, Aşık: Ergin Eril Arketiplerini Yeniden Keşfetmek”
Amerikalı bir Jungcu psikolog olan Robert Louise Moore bu kitabında, nasıl erkek olunur sorusu üzerinde duruyor. Toplumsal cinsiyet, kimlik gibi meselelere ilgili olan okurlarımız için kitabı size duyurmak istedik. Metin, Pinhan Yayıncılık tarafından, Canberk Şeref çevirisiyle basıldı.
Tanıtım bültenin şu cümleleri ekleyelim: “Moore ve Gillette’in ifadeleriyle, çağımızda cinsiyet ve kimlik karmaşalarıyla beraber bir erginleme krizi içindeyiz. Bu erginleme, ilkel kabilelerde, yetişkinlerin çocuklara hazırladığı belli ritüellerle sağlanırdı. Çoğu zaman bu ritüeller çocuk için tehlikeli ve acı verici olurdu ama nihayetinde “çocuk ölür”, erkek doğardı. Arketipik bir ihtiyaçtı bu. Peki çağdaş insan bu ritüellerin yokluğunda ne yapıyor?”
Nikola Huppertz, Elsa Klever, “Tetem, Sözcükler ve Ben”
Çok sayıda çocuk ve ilk gençlik kitabı yazdığı bilinen, Nikola Huppertz’in “Tetem, Sözcükler ve Ben” adlı bu kitabının çizimleri Elsa Klever tarafından yapılmış. Sevengül Sönmez çevirisiyle, Hippo Kitap’ın bastığı metni, bu hafta 4 yaş üstü okurlar için köşemize taşıdık.
Fikir almak için tanıtım bültenine bakalım: “Nikola Huppertz’in yazdığı, Elsa Klever’in resimlediği “Tetem, Sözcükler ve Ben” dil, kuşaklar arası ilişkiler, yaşlılık, yaşam ve ölüm üzerine okuyabileceğiniz en dokunaklı hikâyelerden biri.”