Eski HDP eş başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'ın da yargılandığı 108 sanıklı Kobani davasında karar çıktı.
Selahattin Demirtaş'a 42 yıl, Figen Yüksekdağ'a 30 yıl 3 ay, Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk'e 10 yıl hapis cezası verildi.
Karar tepkilere neden olurken, yapılan yorumlardan bazıları şöyle:
CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: Kimse bize yargının bağımsızlığından bahsetmesin. Bu bir siyasi davadır. Ve bu dava Türkiye'nin çağdaş hukuk devletinden ne kadar uzaklaştığının bir temel göstergesidir. Ayrıca AKP ve normalleşme sözcüğünün yanlarına gelmesi nasıl zor iki sözcük olduğunu ortaya koymuştur.
Eski HDP Milletvekili Filiz Kerestecioğlu: Bu bir intikam davasıdır. Türkiye’nin gerçekten bir arada yaşama, barış umuduna vurulan darbelerden birisi daha aslında. Kaç yaşımıza geldik ve yıllardır aynı tekrarları izliyoruz. Çok daha farklı bir ülkede ve gerçekten demokratik siyaset yürüterek insanlar rahatça, özgürce, düşüncelerini ifade ederek yaşayabilecekken maalesef özellikle de Kürtlere yönelik çok daha ağır durumlarda karşılaşıyoruz. Bunun 80'lerden beri tanıyayım ben. Asla hukuk değil, tamamen siyaset. Hani o etki ajanlığı deniyor ya, bugün de yazdım zaten. Aslında etki ajanlığı arıyorlarsa işte Kobane davası. Yani nasıl bir etki ajanlığıyla gerçekten 6 yıl sonra tekrar bu dava hareketlendirilerek biz de de aynı şeyi yapalım.
Burada da aynı şey yapıldı ve yeni bir yargılamanın yolunu açtılar. Ondan sonrasında aslında bu bir intikam davası. Kimsenin rövanşları bitmiyor bu ülkede maalesef. Demokratik bir ülke olmayı özlüyoruz. İnsanlar da bunu yaşamak istiyorlar. İnsanlar gerçekten ekonomiyle uğraşıyorlar. Geçim sıkıntısı içindeler. Ama bu siyaset, bu çatışmacı siyaset gerçekten Türkiye'nin bütün geleceğine diyeyim ket vuruyor. Bütün geleceğine ket vuruyor.
Gazeteci Levent Gültekin: Hem yoksulluğa isyan edip hem de bu tür hukuksuzluklara sevinenler bilin ki biraz daha yoksullaşacağız.
İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin: İstiklal Mahkemesi kararını okuyor. Bu devletin değişmesini beklemek boşuna bir çabadır. O değişmez ama bizim de mücadele azmimiz değişmez. Bekliyorduk zaten. O zaman bir kez daha Kobane onurumuzdur.
Siyasetçi Ertuğrul Kürkçü: "Kobanê düştü, düşüyor" zalimin müjdesiydi... Halkın direnişi ve HDP'nin "sınır tanımayan" mücadelesiyle Kobanê zalimin kabusu oldu. Kobanê direnişi 7 Haziran 2015'e giden kapıyı açtı. Kukla mahkemenin cezaları Kobanê'nin düşürülememiş olmasının, tek adam rejiminin uğratıldığı ilk tarihsel bozgunun bedeli, HDP ve HDPlilerin şeref madalyalarıdır... Bijî berxwedana Kobanê!
Akademisyen Fatih Yaşlı: Yeni Osmanlıcı emperyal hayaller, ihvancılık, Suriye'yi işgal planları, cihatçılara giden TIR'lar, IŞİD, "Kobane düştü düşecek" sözü ve sonrasında iflas eden bir politika.. bugün bunların hepsinin intikamı alınıyor o mahkeme salonunda.
Siyasetçi Sırrı Sakık: Cumhuriyetin Şark İstiklal mahkemelerinden bugüne değişen hiçbir şey yok!
Gazeteci Ali Topuz: Üzerinize bir normalleşme geldi mi sizin de? Yumuşarken yumuşarken Figen Yüksekdağ'a verilen 30 yıl cezayı, Ahmet Türk'e verilen 10 yıl cezayı normal buldunuz mu?
Gazeteci Hakkı Özdal: Kobane davasında yağdırılan cezalar, 'yumuşama' dediklerinin ne anlama geldiğini teyit ediyor: Muhalefet yumuşayacak, yumuşatılacak, ama rejim bildiğini okumaya devam edecek.. İki gündür ortaklarının takdis edip durduğu 'Yenikapı ruhu' ve 2007 siyasi operasyonlarından beri işleyen sopa hukuku ayakta..
Mersin Milletvekili Perihan Koca: Kobane Kumpas Davasında yağdırılan intikam kararlarını TBMM’de protesto ediyoruz.
Gazeteci Gökçer Tahincioğlu: Kobani davasının bütün altyapısı insanların öldürülmüş olmasına dayanıyordu. Çoğunluğu IŞİD ve Hizbullah gibi yapılar tarafından öldürülmelerine rağmen.. Bütün sanıklar Yasin Börü ve diğer ölümlerle ilgili suçlamalardan beraat etti. Ancak amaç zaten hasıl olmuştu.
Siyasetçi Mehmet Bekaroğlu: Kobani Davasında verilen hapis cezaları ülkenin birliğine bütünlüğüne zerre kadar fayda sağlamayacaktır. Bu karar Kürtleri ülkeden koparmaktan başka bir sonuç doğurmaz; bu kararı alkışlayanlar, bunu biliyorlar, bunu bile bile yaptılar. Bu bölücüler, verilen bu kararla, Türkiye yüzyılında Kürtlere yer yok mesajı verdiler. Bu karar Cumhuriyet’in birlik projesini yırtmış atmıştır. Bu kararı yırtıp atmak da bizim boynumuzun borcudur. Ülkenin demokratları, vicdan, izan ve aklıselim sahipleri bu ülkede herkesin eşit yurttaş olacağı, demokratik bir hukuk devleti inşa etme sevdasından asla vaz geçmeyecektir.